Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI (1923- …. )

1923 yılı yeni Türkiye’nin kuruluşudur. Aydınlarımız, devlet adamlarımız ve yazarlarımız artık tarihimizde artık yeni bir dönemin başlatılması gerektiğine inanmışlar. Bu yüzden de 1923’te başlayan bu yeni oluşum edebiyatımızı da etkilemiştir. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını iki ana dönem içinde incelemek mümkündür.

- 1923- 1940 arası dönem

- 1940 sonrası dönem ( Son dönem)

1923- 1940 arası döneminin özellikleri:

1. Dili sadeleştirme düşüncesinden dolayı konuşma dili ile yazı dili arasındaki fark ortadan kalkmaya başladı.

2. Eğitim ve öğretimin yaygınlaşmasıyla okur yazar oranı arttı.

3. Milli Edebiyat döneminde başlayan Anadolu’ya yöneliş hız kazandı.

4. Hece ölçüsünü kullanmaya başladılar.

5. Halkın dertlerini, problemlerini ve Anadolu’nun güzelliklerini işlediler.

6. Anadolu efsanelerinden, masallarından ve mitolojiden yararlandılar.

7. Halk arasında yaşayan her türlü kültür unsurunu sanat eserlerinde işlediler.

8. Bu dönem sanatçıları; maniler, türküler, halk efsaneleri, masallar ve halk sanatlarının unsurlarını topladılar.

9. 1940’a kadar olan dönem içinde ( Ahmet Haşim, Yahya Kemal gibi) bazı şairlerin aruz vezni ile sade şiirler yazdığını görüyoruz.

10. Bu dönemde roman, hikaye, tiyatro, gezi ve hatırat türlerinde de bir sadeleşme, kültür varlıklarımızdan yararlanma göze çarparken; roman ve hikayede gerçekçilik akımı ön plana çıkar.

11. Romanlarda genellikle Cumhuriyet devrimleri, ağa- köylü, patron- işçi, kadın- erkek çatışması gibi konular işlenmişti.

12. Milli Edebiyat döneminde önemli olan olay hikâyesi yerini durum hikâyesine bıraktı.

13. Tiyatro hem metin hem de sahnelenme tekniği açısında oldukça ilerledi.

14. Deneme, eleştiri gibi öğretici türler bu dönemde önem kazandı.

15. Şiirde birçok akım ortaya çıkmıştır.

 

Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan edebi topluluklar:

a- 1923- 1940 Yılına Kadar Türk Edebiyatı:

1. Beş Hececiler.

2. Yedi Meşaleciler

 

b- 1940 Sonrası Türk Edebiyatı :

İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan dünya görüşleri “insan”, “yaşam” ve “dünya” arasında güvenilir olmayı gerektirir; bu dünya görüşleri; sanat anlayışımızda köklü değişikliklere yol açar.

Hikâye, roman ve tiyatro eserlerinde “yurt” ve “köy” sorunlarına yönelim başladı.

1940 yılında Orhan Veli Kanık, Melik Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu, “Garip” adlı bir şiir kitabı yayınlayarak yeni bir hareketi başlattılar. Buna “I. YENİ ŞİİR HAREKETİ” adı verildi. Amaçları, şiirde iç ahengi yakalamaktır. Dış ahenk öğesi olan ölçü ve uyağa önem vermezler. Söz sanatların şiir için zararlı bulmuşlar ve şiirin kaynağının bilinçaltı olması gerektiğini savunmuşlardır. “Şiir halka seslenmelidir” anlayışıyla günlük hayatta olan her şeyi şiire konu olarak almışlardır.

Daha sonraları ortaya çıkan ve “İKİNCİ YENİLER” adı verilen şairler ise “şiir için sanat ” anlayışına dayanan, Sürrealizm’den daha aşırı bir soyutlama anlayışını sürdürmüşlerdir. Bu sanatçılardan bazıları şunlardır: İlhan Berk, Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya, Ece Ayhan.

1940’tan Sonraki Türk Edebiyatında Roman ve Hikâyede Sosyal (Toplumsal) Gerçekçiler: Bu akım; bir meseleyi, bir derdi ortaya koyarak, topluma faydalı olmak istiyordu. İlk ürünleri, Anadolu köy romancılığıdır. Konuları: işçi-ırgat hayatı, sınıf çatışmaları, grev-lokavt gibi durumlar, toprak-su kavgaları...

1. Garipçiler

2. İkinci Yeniciler

3. Memleketçiler ( Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler)

4. Mavi Akımı

5. Hisarcılar

6. Toplumsal Gerçekçiler

7. Mistikçiler

8. Post Modernistler

9. Öz Şiir Yanlıları

BEŞ HECECİLER

1. Hecenin beş şairi adıyla anılan bu sanatçılar Milli edebiyat akımından etkilenmiş ve şiirlerinde sadece hece veznini kullanmışlardır.

2. Şiirde sade ve özentisiz olmayı ve süsten uzak olmayı tercih etmişlerdir.

3. Beş Hececiler şiire Birinci Dünya Savaşı ve milli mücadele döneminde başlamışlardır.

4. Beş Hececiler şiirlerinde önce aruzu kullanmışlardır, heceye sonra yönelmişlerdir.

5. Şiirde memleket sevgisi, yurdun güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik gibi temaları işlemişlerdir.

6. Hece vezni ile serbest müstezat yazmayı da denediler.

7. Mısra kümelerinde dörtlük esasına bağlı kalmadılar yeni yeni biçimler aradılar.

8. Nesir cümlesini şiire aktardılar ve düzyazıdaki söz diziminin şiirlerde de görülmesi Beş Hececilerde sık rastlanan bir özelliktir.

9. Toplumsal bilinç eksikliği hepsini romantizme götürmüştür.

10. Sığ bir memleketçi edebiyat oluşturmuşlardır.

11. Beş Hececiler şu sanatçılardan oluşmuştur:

- Faruk Nafiz Çamlıbel

- Enis Behiç Koryürek

- Halit Fahri Ozansoy

- Orhan Seyfi Orhon

- Yusuf Ziya Ortaç

 

FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL (1898- 1973)

1. Şiire Birinci Dünya Savaşı’nda aruzla başladı. Daha sonra da hece ile şiirler yazmaya başladı; fakat hece ile şiirler yazarken aruzla şiirler yazmaya da devam etti.

2. Duygu ve düşünceyi bir arada yürüten, romantik ve realist konu ve hayatları işleyen şiirleriyle ün yapmıştır.

3. Şiirlerinde Anadolu’yu ve memleket sevgisini anlatır. Memleketçi şiirin en önemli ismidir.

4. En ünlü şiiri “Han Duvarları”nda İstanbul’dan Kayseri’ye yapılan üç günlük yolcuğu anlatmıştır.

5. Şiirlerindeki başlıca temalar aşk, hasret, tabiat, ölüm, kahramanlık ve ihtirastır.

6. Dili sade ve akıcıdır. Söz sanatlarına yer veren güçlü bir üslubu vardır.

ŞİİR: Elimle Seçtiklerim, Heyecan ve Sükun, Şarkın Sultanları, Bir Ömür Böyle Geçti, Gönülden Gönüle, Dinle Neyden, Çoban Çeşmesi, Han Duvarları, Suda Halkalar

OYUN: Canavar, Akın, Özyurt, Kahraman, Yayla Kartalı

ROMAN: Yıldız Yağmuru

 

ENİS BEHİÇ KORYÜREK (1891- 1949)

1. İlk şiirlerini Servet-i Fünun etkisinde yazdı.

2. Şiire aruz vezni ile başlamıştır.

3. Türk denizcilerini anlattığı “ Gemiciler” şiiri çok ünlüdür.

4. Hece ile yazdığı ilk şiirlerinde aşk duygularına yer vermekle beraber, daha sonra Kurtuluş Savaşı yıllarında milli duyguları ve tarihi kahramanlıkları işleyen heyecan yüklü epik şiirler yazmıştır.

5. Heceyi pek başarılı kullanamamıştır.

ŞİİR: Miras, Güneşin Ölümü, Varidat- ı Süleyman

 

HALİT FAHRİ OZANSOY (1891- 1971)

1. Şiire aruzla başlamıştır. “ Aruza Veda” adlı şiiriyle aruz veznini bırakıp heceye yönelmiştir.

2. Şiirlerinde çoğunlukla egzotik sahnelere, hüzün ve melankoli gibi bireysel duygulara, aşk ve ölüm temalarına rastlanır.

3. Beş Hececilerin hüzün şairidir.

4. Şiirlerinde konuşulan Türkçeyi başarıyla kullanmıştır.

5. Şiir, roman ve tiyatro türlerinde eserleri vardır.

ŞİİR: Rüya, Efsaneler, Cenk Duyguları, Balkonda Saatler

OYUN: Baykuş, Hayalet, Sönen Kandiller

ROMAN-Sulara Giden Köprü

ANI-Edebiyatçılar Geçiyor

 

ORHAN SEYFİ ORHON (1890-1972)

1. Şiire aruzla başlar daha sonra heceyle devam eder.

2. Şiirlerinde daha çok şahsi konuları işler.

3. Bazı şiirlerinde halk şiirinin şekillerini de kullanmıştır.

4. Bireysel duyguları işleyen, ahenkli ve zarif şiirlerinde temiz, duru bir Türkçe kullanmıştır.

ŞİİR:O Beyaz Bir Kuştu, Fırtına ve Kar, Gönülden Sesler

ROMAN: Çocuk Adam

ÖYKÜ: Düğün Gecesi

FIKRA: Kulaktan Kulağa

MANZUM MASAL: Peri Kız İle Çoban Hikâyesi

 

YUSUF ZİYA ORTAÇ ( 1896- 1967)

1. Yusuf Ziya da diğerleri gibi şiire aruzla başlamış daha sonra heceye geçmiştir.

2. Şiirlerinde günlük hayatın çeşitli görünümlerini sade bir dille işlemiştir.

3. “ Akbaba” adlı mizah dergisini çıkarmıştır.

4. İlk manzum piyesi yazmıştır.

ŞİİR: Akından Akına, Cenk Ufukları, Aşıklar Yolu, Yanardağ

OYUN: Bir Rüzgâr Esti, Binnaz

ROMAN- Göç

FIKRA- Beşik

GEZİ- Göz Ucuyla Avrupa

ANI- Portreler, Bizim Yokuş

MANZUM HİKÂYE- Kürkçü Dükkanı

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi