Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

ABDÜLHAK HAMİD TARHAN'İN TİYATROCULUĞU

Tanzimat edebiyatında “Şair-i Azam” olarak bilinen Abdülhak Hamit Tarhan, şiirinin yanında tiyatro türünde verdiği önemli eserlerle Tanzimat tiyatrosunun en önemli ve en verimli ismidir. Tiyatro türündeki ilk denemesini, “Mâcera-yı Aşk” adlı eseri ile yapmıştır.

Bunu, “Sabr ü Sebat”, “İçli Kız” ve “Duhter-i Hindu” takip etmiştir.

Şair olduğu için manzum ve yarı manzum oyunlar yazmıştır. Düzyazı olanlar da vardır. Abdülhak Hamit Tarhan’ın oyunlarının özelliği oynanmak için değil, okunmak için yazılmış olmasıdır. Bu yüzden eserlerindeki kahramanlar, sahne dilinden uzak, ağır bir dille konuşur. Tiyatrolarında, genellikle, büyük bir teknik kayıtsızlığı göze çarpar. Perde ve sahne bölünüşleri çok ölçüsüz olduğu gibi, bazen de perdelerin sonuna “ilave”ler yaptığı ve nesir tiyatrolarının içine uzun manzumeler koyduğu görülür. Manzum tiyatrolarında ise, nazım tekniğindeki özensizlik açıkça görülür.

Tiyatrolarının çoğunu aruz vezni ile “Nesteren” ve “Liberte”yi hece vezni ile yazmıştır. Tiyatrolarını okunması için yazma nedenini “tiyatro şeklinde hikâye” ibaresiyle açıklamıştır.

Abdülhak Hamit Tarhan, tiyatro eserlerinde romantizmin etkisiyle tarih konusuna yönelir. Bu konuda Namık Kemal’in de etkisi vardır. Namık Kemal’in etkisi konu bakımından da söz konusudur. Sanatçı, özellikle Namık Kemal’in “Zavallı Çocuk” adlı tiyatro eserinden etkilenmiştir.

Dönemin “milli tiyatro” anlayışıyla “İçli Kız” adlı eserini yazmıştır; ama genel olarak milli tiyatro anlayışına karşıdır. Ona göre: “Halkın ilgi gösterdiği, millî ahlâk ve âdetlerimizi gösteren “Millî Tiyatro” eserleri, herkesin bildiğini tekrarlamaktan başka bir şey yapmamaktadır.” Abdülhak Hamit’e göre tiyatro eserleri, seyircilere tanımadıkları toplulukların veya azınlıkların hayatlarını, İslâm veya Osmanlı tarihinin muhteşem olaylarını tanıtmalıdır.

Bu anlayış doğrultusunda eser veren Abdülhak Hamit ile Türk tiyatrosu da yavaş yavaş bireye yönelerek daha çok, bir karakter tiyatrosu hâline gelmiş ve Abdülhak Hamit Tarhan, bütün tiyatrolarında karakterleri ön plana çıkarmıştır. Sanatçı, oyunlarına aldığı karakterlerin psikolojik analizine de büyük önem vermiştir. Özellikle değişik ihtirasları analiz etmede ve betimlemede son derece başarılıdır. Finten, psikolojik analizlerin öne çıkması bakımından sanatçının en başarılı eseri olarak kabul edilebilir.

Abdülhak Hamit Tarhan’ın yirmi bir tane tiyatro eseri vardır ve bunların hepsi de dramdır. İlk yazılanlar bir yana bırakılacak olursa, tarihî konuları işlemeleri, olaylarının kuruluş tarzı ve olağanüstü olaylara önem vermesi, kahramanları işlerken aşırılığa kaçma bakımından, tamamıyla romantik dramın etkisindedirler. Olayların bir masal atmosferi içinde Hindistan’da geçtiği Mâcera-yı Aşk’ta egzotizm eğiliminin ilk örneğini vermiştir. Sabr u Sebat ve İçli Kız adlı eserlerinde ise bu egzotizmden kurtulup tekrar yerli hayata dönmüştür. Sabr u Sebat’ta atasözlerine, halk tekerlemelerine ve cinaslı sözlere fazla yer verdiği için konuşmalardaki doğallığı bozmuştur.

Oynanmak için değil de okunmak için yazıldığından, Abdülhak Hamit Tarhan’ın oyunlarında eylemden çok, söz (diyalog) vardır. Eserlerdeki tipler Abdülhak Hamit’e benzer, hemen hepsi diyaloglarda şairane konuşur.

Abdülhak Hamit’in tiyatrolarındaki en büyük eksiklik, dil ve üslûptaki düzensizliktir. İlk tiyatrolarında konuşma diline ve üslûbuna çok yaklaşmış olmasına rağmen, sonraki eserlerinde bu dilden yavaş yavaş uzaklaşmış ve sonunda Türkçeye çok yabancı bir dilde karar kılmıştır. “Eşber, Tezer, Tarık ve Finten” gibi en tanınmış ve sevilmiş eserlerindeki birçok pasajın, seyredilirken değil, dikkatle okunduğunda bile anlaşılması güçtür.

Özellikle konusunu tarihten alan tiyatrolarında, yer yer parlak bir hitabet üslûbu kullanması, bu eserlerin konuşmalarındaki doğallığa zarar vermiştir.

Abdülhak Hamit Tarhan, “Duhter-i Hindu”dan sonraki tiyatrolarında Namık Kemal ve romantizmin etkisiyle Doğu ve İslâm tarihine ağırlık vermiştir. Konusu hakkında Türk seyircisinin bilgisi olmadığı çağdaş bir topluluğu anlatan tek eseri, olayları XIX. asır sonunda İngiltere’de geçen “Finten”dir.

Tiyatroyu bireye yönlendiren ve karakterleri öne çıkaran Abdülhak Hamit, tiyatrolarında sosyal konulara karşı tamamen duyarsız kalmamıştır. Özellikle “Vatan yahut Silistre”nin toplumda oluşturduğu havadan sonra yurtseverlik ve hürriyet gibi konuları birçok tiyatrosunda yer yer işlemiş, “Liberte” adlı eserini ise tamamen bu konulara ayırmıştır.

İngilizlerin büyük şairi Shakespeare (Şekspir)’i seven ve ondan etkilenen sanatçı, bazı tiyatrolarında Shakespeare’in etkisi ile cinlere ve cadılara da yer vermiştir.

“Finten”de ise Shakespeare’in Macbeth (Makbet) adlı eserinin etkileri çok açıktır. Abdülhak Hamit Tarhan, “Nesteren” ile “Eşber” adlı eserlerinde olaylarının kuruluşu, kahramanlarının karakterleri ve olaylar bakımından Corneille (Korney)in Le Cici Sid) ve Horace (Horas) adlı eserlerinin etkisinde kalmıştır.

Bununla birlikte Abdülhak Hamit Tarhan’da gerek olayın ve gerekse kahramanların işleniş tarzlarında romantizmin etkisi açıkça görülür.

Abdülhak Hamit Tarhan, tiyatro eserlerini çağın bozukluklarım eleştirmek isteği, yurtseverlik ülküsü, romantizmin etkisi ile yazmıştır. Oyunlarına Endülüs, Hint, İran; Makedonya, Orta Asya gibi değişik, geniş coğrafyadan kişiler seçmiştir. Eserlerdeki kahramanların çoğu padişah, kral, başbuğ, kraliçe, sultan bey ve paşa’dır. Bu kişiler gerçek yaşamın dışında, toplumdan soyutlanmış kişilerdir.

Oyunlarındaki kahramanların çoğu kadındır.

Bu kadınlar, onurlu, cesur, içli, erdemli, bilgili, şair ve savaşçıdır. Bu kadın kahramanlar, sevdiği erkeklerle evlenir, savaşmaktan korkmazlar, çapulculuktan hoşlanmaz.

Erkek kahramanlar gibi bunlar da hayali kişilerdir.

Toplum içinde yaşayan, kanlı canlı, gerçeğin sıcaklığını taşıyan tipler değillerdir.

Abdülhak Hamit Tarhan’ın tiyatrolarının bazıları düzyazı, bazıları da manzum olarak yazılmıştır.

Nesir olanlar: Mâcera-yı Aşk, Sabr ü Sebat, İçli Kız, Duhter-i Hindu, Finten, Tarık, İbn-i Musa, Yâdigâr-ı Harb

Manzum olanlar: Nazife, Nesreten, Eşber, Tezer, Liberte, Tarhan, Sardanapâl, Abdullahü’s-Sagir, İlhan, Hakan

Ayrıca yarısı manzum ve yarısı da düzyazı olan Zeynep adlı bir eseri daha vardır.

 

İLGİLİ İÇERİK

SERVET-İ FÜNÛN İLE TANZİMAT ROMANININ KARŞILAŞTIRILMASI

TANZİMAT EDEBİYATI ÖSS/ÖYS/LYS SORULARI

TANZİMAT EDEBİYATI BULMACA

TANZİMAT EDEBİYATI ÖĞRETİCİ METİN ÖRNEKLERİ

TANZİMAT EDEBİYATININ OLUŞUMU

TANZİMAT TİYATROSU

TANZİMAT I.DÖNEM ve II.DÖNEMİN DİL ANLAYIŞLARI

TANZİMAT EDEBİYATI TEST

TANZİMAT I. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT II. DÖNEM SANATÇILARI

TANZİMAT EDEBİYATI (1860-1896)

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi