Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ

HALKIN YAŞAYIŞ TARZINI VE DEĞERLERİNİ ANLATAN MANZUMELER

  • Millî Edebiyat döneminin etkili olduğu dönemde kimi şairler Türk milliyetçiliği üzerine yoğunlaşan Millî Edebiyat şairlerine katılmadı. 
  • Bunların başında gelen Mehmet Âkif gibi şairler halkın içinde bulunduğu olumsuz durumların nedenini İslam dininden uzaklaşmaya bağlamışlar ve dinden uzaklaşan insanların ne duruma düştüklerini örneklendirmek için halkın yaşayışını gözler önüne seren şiirler yazarak dikkatleri halk üzerine çekmeye çalışmışlardır. 
  • Özellikle İstanbul’un fakir semtlerinde yaşanan iç yakıcı ve karartıcı hayat sahnelerinin konu edildiği bu şiirler, yazıldığı dönemde oldukça ses getirmiştir.
  • Halkın yaşayış tarzını anlatan şiirler daha çok didaktik olduğundan şiirsel ahenk yönünden kusurlu olarak görülmüş ve bu tür şiirler "manzume” adıyla anılmıştır.
  • Ölçülü, uyaklı, dizelerle yazılmış olmakla birlikte gerçek şiir düzeyine ulaşamamış, sanat değeri taşımayan ürünlere manzume denir.    
  • Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimine ise şiir denir.

Manzume ve Şiir Arasındaki Ayırıcı Özellikler:

  • Şiirde anlatılanları düz yazıyla ifade edemeyiz, manzumede anlatılanları düz yazıyla ifade edebiliriz.
  • Şiirde olay örgüsü yoktur, manzumede olay örgüsü vardır.
  • Şiirde bireysellik duygu ve çağrışım ön plandadır; manzumede toplumsal konular yaşanmış ya da yaşanabilecek olaylar işlenir.
  • Şiirde çok anlamlılık ve imge ağır basarken manzumede sözcükler genellikle gerçek anlamında kullanılır.
  • Manzumeler genellikle didaktik metinlerdir.
  • Mehmet Akif’in manzumelerinde mekân çoğunlukla İstanbul’un değişik semtleridir. 
  • Manzum hikâye bir olayı şiir biçiminde anlatır. Örneğin Mehmet Akif’in “Küfe” adlı manzum hikâyesinde İstanbul sokaklarında bir küfeyi tekmeleyen on üç yaşında Hasan adlı bir çocuğun, durumuna isyan edip okumak istemesi, anlatıcının bir sabah eskisinden daha fakirlik içinde olan Hasan’la tekrar karşılaşması en sonunda da anlatıcının Hasan’ın mahkûm olmasına üzülmesi anlatılır.
  • Millî Edebiyat Döneminde Mehmet Akif’in yazdığı manzumelerin ana teması İslam Dünyası’nın içinde bulunduğu üzüntü verici durumdur. 
  • Cahillik, yoksulluk sarmalında kıvranan Müslümanların dramıdır. Onun manzumeleri devrin gerçek bir sosyal probleminin aynası gibidir. 
  • Yazıldığı dönemle bire bir ilişkilidir. Bu manzumelerin yazılış amacı insanları uyandırmak, geri kalmışlığın sebeplerini ortaya koymak ve halkın uyanmasını sağlamaktır. 
  • Şairin İslamcılık görüşünün bütün izleri manzumelerinde görülür. Dolayısıyla eserle şairin yaşamı ve düşünce biçimi arasında sıkı bir bağ vardır

 

KÜFE MANZUMESİ

Beş on gün oldu ki, mu'tâda inkıyâd ile ben

Sabahleyin çıkıvermiştim evden erkenden.

 

Bizim mahalle de İstanbul'un kenârı demek:

Sokaklarında gezilmez ki yüzme bilmiyerek!

 

Adım başında derin bir buhayre dalgalanır,

Sular karardı mı, artık gelen gelir dayanır.

 

Bir elde olmalı kandil, bir elde iskandil,

Selâmetin yolu insan için bu, başka değil!

 

Elimde bir koca değnek, onunla yoklayarak,

Önüm adaysa basıp, yok, denizse atlayarak,

 

- Ayakta durmaya elbirliğiyle gayret eden,

Lisân-ı hâl ile amma rükûa niyyet eden -

 

O sâlhûrde, harâb evlerin saçaklarına,

Sığınmış öyle giderken, hemen ayaklarına

 

Delîlimin koca bir şey takıldı... Baktım ki:

Genişçe bir küfe yatmakta, hem epey eski.

 

Bu bir hamal küfesiymiş... Aceb kimin? Derken;

On üç yaşında kadar bir çocuk gelip öteden,

 

Gerildi, tekmeyi indirdi öyle bir küfeye:

Tekermeker küfe bîtâb düştü tâ öteye.

 

- Benim babam senin altında öldü, sen hâlâ

Kurumla yat sokağın ortasında böyle daha!

 

O anda karşıki evden bir orta yaşlı kadın

Göründü:

- Oh benim oğlum, gel etme kırma sakın!

Ne istedin küfeden yavrum? Ağzı yok, dili yok,

Baban sekiz sene kullandı... Hem de derdi ki: "Çok

 

Uğurlu bir küfedir, kalmadım hemen yüksüz... "

Baban gidince demek kaldı âdetâ öksüz!

 

Onunla besliyeceksin ananla kardeşini.

Bebek misin daha öğrenmedin mi sen işini?"

 

Dedim ki ben de:

- Ayol dinle annenin sözünü...

Fakat çocuk bana haykırdı ekşitip yüzünü:

 

- Sakallı, yok mu işin? Git, cehennem ol şuradan!

Ne dırlanıp duruyorsun sabahleyin oradan?

Benim içim yanıyor: Dağ kadar babam gitti...

- Baban yerinde adamdan ne istedin şimdi?

 

Adamcağız sana, bak hâl dilince söylerken...

- Bırak hanım, o çocuktur, kusûra bakmam ben...

 

Adın nedir senin, oğlum?

- Hasan.

-Hasan, dinle.

Zararlı sen çıkacaksın bütün bu hiddetle.

 

Benim de yandı içim anlayınca derdinizi...

Fakat baban sana ısmarlayıp da gitti sizi.

 

O, bunca yıl çalışıp alnının teriyle seni

Nasıl büyüttü? Bugün, sen de kendi kardeşini,

 

Yetim bırakmıyarak besleyip büyütmelisin. 

- Küfeyle öyle mi?

- Hay hay! Neden bu söz lakin?

 

Kuzum, ayıp mı çalışmak, günah mı yük taşımak?

Ayıp: Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak.

 

- Ne doğru söyledi! Öp oğlum amcanın elini...

- Unuttun öyle mi? Bayramda komşunun gelini:

 

"Hasan, dayım yatı mekteplerinde zâbittir;

Senin de zihnin açık... Söylemiş olaydık bir...

 

Koyardı mektebe... Dur söyleyim" demişti hani?

Okutma sen de hamal yap bu yaşta şimdi beni!

… 

  • Küfe şiirinde idealleri ile yaşamak zorunda olduğu hayat arasındaki çatışmayı yaşayan bir çocuğun dramı anlatılır.
  • İstanbul’da yan yana yaşayan zengin ve yoksul karşılaştırılmaktadır. Bu karşılaştırmada Akif, yoksullardan yana tavrını ortaya koymaktadır.
  • Metinde duygu, ses akışıyla birlikte verilmiştir.
  • Her iki dizede bir değişen redif ve uyaklarla ve a a b b c c ... uyak düzeniyle ses akışı sağlanmıştır.
  • Ritim, aruz ölçüsüyle sağlanmıştır.
  • Sözcükler ağırlıklı olarak gerçek anlamıyla kullanılmıştır.
  • Metinde anlatılanlar yaşanması mümkün olan olaylardır.        
  • Gerçek hayattan yapılan gözlemler bire bir anlatılmıştır.

Metnin olay örgüsü:

  1. Şairin mahallede yürümesi          
  2. Değneğe küfenin takılması
  3. Hasan ve annesiyle konuşmaları 
  4. Hasan'ın okumak istemesi
  5. Şairin oradan ayrılması

SON EKLENENLER

Üye Girişi