DENİZ ŞİİRLERİ
SAYFA: 1 / 01-10
1-AÇIK DENİZ -YAHYA KEMAL BEYATLI
Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;
Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.
Kalbimde vardı 'Byron'u bedbaht eden melâl
Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl...
Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını,
Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu...
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu...
Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,
Rü'yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.
Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular...
Mahzun hudutların ötesinden akan sular,
Gönlümde hep o zanla berâber çağıldadı,
Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!
Bir gün dedim ki 'istemem artık ne yer ne yâr!'
Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar;
Gittim son diyâra ki serhaddidir yerin,
Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin!
Garbin ucunda, son kıyıdan en gürültülü
Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü,
Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi;
Gördüm güzel vücûdunu zümrütliyen deri
Keskin bir ürperişle kımıldadı anbean;
Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan.
Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelişti o!
Birden nasıl toparlanarak kükremişti o!
Yelken, vapur ne varsa kaçışmış limanlara,
Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!
Yalnız o kalmış ortada, âsi ve bağrı hûn,
Bin mağra ağzı açmış, ulurken uzun uzun...
Sezdim bir âşina gibi, heybetli hüznünü!
Rûhunla karşı karşıya kaldım o med günü,
Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz!
Duydum ki rûhumuzla bu gurbette sendeniz,
Dindirmez anladım bunu hiç bir güzel kıyı;
Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı.
İLGİLİ İÇERİK
YAHYA KEMAL BEYATLI HAYATI VE ESERLERİ
DENİZ TÜRKÜSÜ - YAHYA KEMAL BEYATLI
Dolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli!
Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli.
Ömrünün geçtiği sahilden uzaklaştıkça
Ve hayâlinde doğan âleme yaklaştıkça,
Dalga kıvrımları ardında büyür tenhâlık
Başka bir çerçevedir, git gide dünyâ artık.
Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziyâ;
Mâvidir her taraf, üstün gece, altın deryâ...
Yol da benzer hem uzun, hem de güzel bir masala
O saatler ki geçer başbaşa yıldızlarla.
Lâkin az sonra lezîz uyku bir encâma varır;
Hilkatin gördüğü rü'yâ biter, etrâf ağarır.
Som gümüşten sular üstünde, giderken ileri
Tâ uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri...
Mûsıkîsiyle bir âlem kesilir çalkantı;
Ve nihâyet görünür gök ve deniz saltanatı.
Girdiğin aynada, geçmiş gibi dîğer küreye,
Sorma bir sâniye, şüpheyle, sakın: 'Yol nereye?'
Ayılıp neş'eni yükseltici sarhoşluktan,
Yılma korkunç uçurum zannedilen boşluktan
Duy tabîatte biraz sen de ilâh olduğunu,
Rûh erer varlığının zevkine duymakla bunu.
Çıktığın yolda, bugün, yelken açık, yapyalnız,
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervâsız,
Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!...
İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.
TAKVİMDEKİ DENİZ - NECİP FAZIL KISAKÜREK
Hasreti denizlerin,
Denizler kadar derin.
Ve o kadar bucaksız.
Ta karşımda yapraksız
Kullanılmış bir takvim.
Üzerinde bir resim;
Azgın, sonsuz birdeniz.
Kaygısız, düşüncesiz,
Çalkanıyor boşlukta
Resimdeyse bir nokta;
Yana yatmış bir gemi,
Kaybettiği alemi
Arıyor deryalarda.
Bu resim rüyalarda
Gibi aklımı çeldi,
Bana sahici geldi.
Geçtim kendi kendimden,
Yüzüme o resimden,
Köpükler vurdu sandım.
Duymuş gibi tıkandım,
Ciğerimde bir yosun.
Artık beni kim tutsun.
Denizler oldu tasam,
Yakar onu bulmazsam
Beni bu hasret dedim
Varırım elbet dedim.
Bir ömür geze geze
Takvimdeki denize.
Ne var bana ne oldu
Odama nasıl doldu
Birden bire bu meltem
Ve dalgalandı perdem
Havalandı kağıtlar.
Odamda kıyamet var.
Ah yolculuk yolculuk
Ne kadar baygın soluk
O gün bizde betbeniz
Ve ne titrek kalbimiz.
Ve eşyamız ne küskün.
Yola çıktığımız gün
Bir sıraya dizilmiş
Gözyaşlarını silmiş,
Bakarlar sinsi sinsi
Niçin o anda hepsi
Bir kuş gibi hafifler
Arkandan geleyim der
Niçin o güne kadar
Dilsiz duran ne kadar
Eşya varsa dirilir
Yolumuza serpilir
Ufak böcükler gibi
Gezer onların kalbi
Üstünde döşemenin
Gizli bir didişmenin
Saati çalar o an
Birden bakar ki insan
Herşey karmakarışık.
Ayırmak olmaz artık
Bir kalbi bir taraktan
Ve kalb ağlayaraktan
Çekilir geri geri
Terkeder bu mahşeri.
Bu mahşerin içinden
O gün ben de geçtim ben,
Nem varsa evim, anam,
Çocukluğum, hatııram,
Ve ne sevdalar serde
Bıraktım gerilerde
Kaçar gibi yangından.
Rüzgarların ardından
Baktım da süzgün süzgün
Kurşun yükünü gönlün
Tüy gibi hafiflettim.
Denize hicret ettim.
AZGIN DENİZ - NECİP FAZIL KISAKÜREK
Hangi hissin parmağı dokundu ki, derine,
Düştü bir gizli alev salkımı içerine?
Hangi kabus bastı ki, seni uykularında,
Birdenbire cehennem kaynadı sularında?
Örtüldü baştan başa tenin beyaz bir terle,
Duman duman yayılan incecik köpüklerle.
Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen,
Hangi ölüm şarkısı, bu dilinden düşmeyen?
Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer,
Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler?
Bir şey dinleme artık, artık bir şey dinleme!
Çağır, bütün günahkar ruhları cehenneme!
Karşına, sahil, kaya, insan kim çıkarsa vur!
Vur başına, alemde, kör, sağır, ne varsa vur!
Sal her taraftan, dağdan, gökten, pencereden sal!
Nihayet kala kala dünyada tek kişi kal!
İLGİLİ İÇERİK
NECİP FAZIL KISAKÜREK ŞİİRLERİ
NECİP FAZIL KISAKÜREK'TEN ŞİİRLER
5-DAĞLARA DENİZ EKTİM - ABDURRAHİM KARAKOÇ
Uykuları yatağıma bağladım
Geceleri delip çıktım dağlara
Ormanların kakülünü taradım
Bulutlardan gömlek diktim dağlara
Ağaran şafakta gördüm yarını
Tuttum nakış nakış ördüm yarını
Yağmur damlasına sardım yarını
Dalga dalga deniz ektim dağlara
Kartal kanadıyla biçtim gökleri
Duru pınarlardan içtim gökleri
Ya Allah diyerek açtım gökleri
Demet demet ışık döktüm dağlara
Hayal var ki hakikatten evladır
Çile var ki çok nimetten evladır
Sabır, şükür her ziynetten evladır
Üçüncü gözümle baktım dağlara
İLGİLİ İÇERİK
ABDURRAHİM KARAKOÇ HAYATI ve ESERLERİ
DENİZİN DELİSİ - ÖZDEMİR ASAF
Unutmak mı?
Delisin...
Gitmesemde bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.
Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse...
DENİZİN BALLADI - ÖZDEMİR ASAF
Gözlerin en bakışında
Bir en deniz,
Ve denizin en gözünde
Bir bakış, o sensin deniz..
O bakışa ben baktım..
Deniz bakışındaydı, baktım
Bakışındaydı gözleri,
Gözlerindeydi deniz.
İLGİLİ İÇERİK
MAİ DENİZ -TEVFİK FİKRET
Sâf ü râkit... Hani akşamki tegayyür heyecân?
Bir çocuk rûhu kadar pür-nisyân,
Bir çocuk rûhu kadar şimdi münevver, lekesiz,
Uyuyor mâi deniz.
Ben bütün bir gecelik cûş-i ahzânımla,
O hayâlât-ı pêrişânımla
Müteşekk´, lâim,
Karşıdan safvet-i mahmûrunu seyretmedeyim...
Yok, bulandırmasın âlûde-i zulmet bu nazar
Rûh-i mâsûmunu, ey mâi deniz;
Âh, lâkin ne zarar;
Ben bu gözlerle mükedder, âciz
Sana baktıkça teselli bulurum, aldanırım,
Mâi bir göz elem-i kalbime ağlar sanırım...
İLGİLİ İÇERİK
DENİZ - ARİF DAMAR
Denizi kimse anlatamaz,
Hiç
Hiç kimse.
Homeros anlatamadı,
Dante anlatamadı,
Anlatamadı Şekspir
Deniz,
Yalnız deniz
Anlatır kendini,
Ben de dinlerim...
İLGİLİ İÇERİK
10-AKDENİZ’E-YUSUF ZİYA ORTAÇ
26 Ağustos, gece sabaha karşı,
Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı.
Bu ölüm bestesinin içinde yandı dağlar,
Altüst oldu siperler, eridi demir ağlar.
Fırtınadan yeleli, yıldırımdan kanatlı,
Alevlerin içinden geçti binlerce atlı.
Çığlıkla, iniltiyle sarsıldı, köşe bucak,
Savruldu gökyüzüne: Kafa, kol, gövde, bacak
Rüzgârlarla atbaşı yarış etti bu akın,
Şimdi yakınlar uzak, şimdi uzaklar yakın!
Akdeniz, ayakları altında ordumuzun,
Mavi bir atlas gibi serilmişti upuzun
Çekti Kadifekale al bayrağını yine,
Güzel İzmir büründü yine eski rengine.
Süngüler ilk amaca tam on dört günde vardı,
O gururlu alınlar yere düşüp yalvardı.
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ
BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER
SAYFA:2 /11-20
11-DENİZE KAVUŞAN NEHİR - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Sen üzerinde nice şafakların söktüğü
Sevgi denizlerime akan büyük nehir
Sen biraz ışık, biraz tılsım, biraz büyü
Sen yıllardır yazıp bitiremediğim şiir
Durmadan bir gül açar ellerinde pembe
Sen nefes alışı en bakir güzelliğin
Gözlerin midir parlayan gökyüzünde
Bir güneş doğarcasına geceleyin
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel
Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri
En karanlıklarda bile uzanır bir el
Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sen varsan dallarda kuşlar memnun
Tüm çiçeklerin rengi değişik, kokusu başka
Öylesine gerçek ki var olduğun
Çarpar güzelliğin kıyılarıma dalga dalga
Tutsam ellerini içim ürperir hazdan
Başım döner gözlerin gözlerime değse
Kalan tek hatıradır gülüşün bir yazdan
Yokluğun da odur senin ölmek neyse
Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü
Her zaman en güzel, her yerde eşsiz
Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü
Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz
KARANLIK DENİZ - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Şimdi seni düşünüyorum, biliyorsun
Aklıma ellerin geliyor önce
Yağmurlu birgün hatırlıyorum
Islanmış bir serçe kuşu hatırlıyorum
Durup durup ölümü hatırlıyorum
Alnıma bir ışık vuruyor karanlıkta
Sonra alabildiğine bir sessizlik başlıyor
Alabildiğine bir deniz
Alabildiğine kum
İçim ürpertilerle dolu
Karanlık denizlerin ortasında
Seni düşünüyorum
Hani denizin insanı deli eden maviliği
Nerde o güneş parıltıları nerde
Göremiyorum ama duyuyorum
Yaklaşan fırtına sen olmalısın
Bu rüzgar senin hayallerin olmalı
Senin ümitlerin
Senin arzuların olmalı
Bütün karanlıklara razıyım
Yalnız uzaklarda, çok uzaklarda
Bir gemici feneri yanmalı
Bu korkunç ağırlıkları kim koydu başıma
Bu marşandiz trenleri nereye gidiyor
Ben bir katran deniziyim artık
Dalgalarım iri kayaları döver durur
Bütün yaratıklar derinliklerimde kapkara
Ne bir seven var beni
Ne bir anlayan bulunur
İçimde çalkalanan bir dünya
Kulaklarımda karanlığın uğultusu
Ve gözbebeklerimde korkuların en büyüğü
Bir büyük dünyada yalnız kalmak korkusu
Ölürsem korkudan öleceğim
Düşen yıldızlar gibi
Batan gemiler gibi yalnızlığım
Sisli şafaklar doğar ufkumdan
Kör bıçaklar bilenir düşlerimde her gece
Kirli bir güneş kahreder dalgalarımı
Bir çamur yığını sıvanır yüzüme
Gitgide artar yalnızlığım
Sonra duyarım iliklerimde sabahın olduğunu
Bir yosun parçası kımıldanır, gerinir
Bittiği yerde başlar yalnızlığım
Pusulalar işlemiyor artık
Yıldızlar yol göstermiyor
Rüzgar bile ihanet etti bize
Bir saçların vardı deli divane olduğumuz
Bir saçların vardı
Bir saçların vardı
Alnına düşerdi akşamları
Hiç değilse yaşadığımızı bilirdik hayal meyal
Nefes aldığımızı
İnsan olduğumuzu bilirdik
Saçların bizi kurtarırdı düştüğümüz girdaplardan
Bizi bir derinlerden yeryüzüne çıkarırdı
Her telinde mevsimleri seyrettiğimiz
Varlığını en büyük mutluluk bildiğimiz
Bir saçların vardı
Bir saçların vardı deli divane olduğumuz
Şimdi bütün gün üstüme yağmur yağıyor
Bütün gece kar
Yalnızlığın tam ortasındayım artık
Yalnızlık kadar
Bilsen nasıl üşüyorum
Al şu ellerimi ısıt biraz
Ya da al götür bu soğukları
Bu yağmurları
Görmüyor musun beni öldürecekler artık
Beni öldürecekeler diyorum sana
Geçmiş gelecek bütün yıllarım
Bütün umutlarım senin olsun al
Beni bu karanlık denizlerde bırakma
İLGİLİ İÇERİK
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN ŞİİRLERİ
DENİZ DEDİĞİN DENİZ GİBİ OLMALI-YUNUS GÜZEL
Martı kanadı gibi süzülürken
Gümüş renkli, menevişsiz deniz
İnsansız, teknesiz ve sessizdi
Güneş bekleniyordu kıpırtısız
Ilık bir yel esti inceden
Yosun kokuyordu yükü
Balıklar karnını yarıp denizin,
Şaşkın bakıyordu sessiz dünyaya.
Kumsal üşüyordu güneşsiz
Deniz de deniz değildi zaten sensiz.
Gün açmalı,
Mavileşmeli deniz
Dalgalar okşamalı sahili usulca
El sallanmalı uzaklaşan teknelere
Ağlar atılmalı,
Balık bereketli olmalı.
Ter kokusu karışmalı,
Yosun kokusuna.
Yorgun balıkçılar,
Bir türkü tutturup dönerken
Denizin kızılından anlamalı akşamı
Gün batmalı,
Yine gümüşlemeli deniz
Bir de,
Ellerin eklenmeli ellerime
Yani deniz dediğin,
Deniz gibi olmalı...
DENİZ ORAKÇISI-KEMAL ÖZER
sor kendi kendine bir sabah
av hazirlığına başlarken
sulara kim salar ilk guneşi
sen kayığına binmesen
orağını almasan eline
ilk ürünü kim biçer denizden
kent niye bir buyuk gergeftir
geçirmiş ilmiğini alınterine
niye aç ağizlardan örülü
bir martı çığlıdır gök
iner kalkar başının üzerinde
küçük dalışlarla yoklar tekneni
bir başınasın yaşam üretirken
zıpkın çizer kürek acıtır ağ yorar
neden elleri bulunmaz elinin yaninda
yorgunluğu neden paylasmazlar
sofrasına çökerken yeryüzünün
sor kendi kendine bir sabah
15-AKDENİZ KIYILARINDA - SAMİH RIFAT
Yaslı gittim şen geldim
Aç koynunu ben geldim
Bana bir yudum su ver
Çok uzak yoldan geldim
Yürü ey şenlı gazi
Kılıcı kanlı gazi
Meriç seni bekliyor
Büyük ünvanlı gazi
Korkma açıl ey şen yurdum
Dağları ordu kurdum
Açık denizlerine
Süngümle kilit vurdum
Rüzgarlardan atım var
Şimşekten kanadım var
Göğsümde al yazılı
Gazilik beratım var
Rüzgar bana at oldu
Şimşekler kanat oldu
Eğilin gökler dedim
Bulutlar kat kat oldu
Irmaklar gibi taştım
Yalçın kayalar aştım
Hakka şükürler olsun
Geldim sana ulaştım
Varsın yansın ocağım
Kurtuldu al sancağım
Bayrağımın altında
Ben hür yaşayacağım
Deniz, deniz akdeniz
Suları berak deniz
Karşımda yar ağlıyor
Gideyim bırak deniz
Açtım kal'a yolu
Göründü Gelibolu
Bırak beni gideyim
Orası yasla dolu
DENİZDE BİR ADAM - SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL
Kuşların ardı sıra sürüklerim denizi;
Bağlanır bir ucuna gemiler dizi dizi,
Dağınık saçlarıyla yalılar bir ucuna.
Kıvranır kollarında gümüş pullu balıklar,
Kumral deniz kızları, bu asi odalıklar
Bir gazal düşmüş gibi bir kaplanın avcuna.
Ağlasın yalılarda bekleyen cariyeler,
Bir uzun düşünceye dalsın kameriyeler
Dinleyip yaprakların suya dökülmesini.
Ben, sahipsiz gemiler gibi açıklardayım.
Bırakın karşı dağlar boyunca haykırayım
Deniz hayvanlarının içimdeki sesini!
SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL ŞİİRLERİ
AKDENİZ'DEN- KEMALETTİN KAMU
Suları pırıl pırıl, rüzgârı mis kokulu
Kuş uçurtmaz eski Türk Kalyonlarının yolu,
Sağda sıra dağlarla kabaran Anadolu
Yeşil eteklerinde tükeniyor Toros'un
Akşam pembeleşiyor bembeyaz tepelerde,
Eğiliyor bulutlar engine perde perde,
Dönüyorken kıyılar koyu bir lâciverde,
Sesini dinliyorum sularda Barbaros'un
Havada bir dost eli okşuyor derimizi,
Boynu bükük adalar, tanıyor sanki bizi,
İçimize çevirip yaşlı gözlerimizi
Geçtik yabancı gibi yakınından Rodos'un
DENİZ KIZI İÇİN ŞİİRLER - AHMET ERHAN
Seni, gülüşü gül olup da açan kız
Uzandığım her kapıdan yüzümü saran esinti
Seni, yürüyüşü yağmur, kokusu nergis
Seni turuncu düş, seni deniz mavisi...
Eksik kalmış tek sözcüğü uzun bir şiirin
Bir dalın açmamış o son tomurcuğu
Yüreğime selamsız sabahsız girdiğin
Belli, geçerek o dikensiz yolu
Seni, yaz günleri topraktan tüten buğu
O bir anlık, bir solukluk yağmurlardan sonra
Seni, sevincin yangını, acının külü
Gittin artık, bu şiirler kaldı bana
Gittin artık, ardında mavi bir tütsü
Saçarak, geniş ufuklarından sonsuzluğun
Ey kara sevdalarımın göçmen kuşu
Diyemem istesem de, seni unuttum...
AĞLAYAN DENİZ - NURULLAH GENÇ
Rüyamda ağlayan bir deniz gördüm
Bütün sahilleri uzakta kalmış
Ve bütün gemiler uykuya dalmış
Martıları yorgun ve sessiz gördüm
Suların dibinde beyaz bir kadın
Taramış saçını hırçın dalgalar
Ellerinde gümüş renkli halkalar
Sırrını çözüyor sanki Ferhad'ın
Toprak filizlendi; gök uyanıyor
Bulut, bir yaralı şehzade gibi
Sanki çığlık dolu denizin dibi
Su da kalanların bağrı yanıyor
20-AKDENİZ YARAŞIYOR SANA - CAN YÜCEL
Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin çocuk ağladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım
Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi
Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru
Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ
BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER
SAYFA:3 /21-30
21-DENLİ- CAN YÜCEL
Deniz ki pirinç semaver
En sakin deminde çayın
Çınnnn
Mineli fincan elinde
Kıraathanesine
Yeats ile Pavese'nin
Buyrun...
Dönis ki Güzel'in sevgilisi
Görmedim dişçiymiş keriz
Kıskancımın dalgaları içinden
Kalan iki köpek dişimi
Damat, siz çeker misiniz?
Deniz ki Güler'le Güzelbahçe'deydik
Patladı Eşek İmbatı
Bu poyraz lekesi, bu liken
Dönünce dehşet lodosa
Huu dedim, huhuu
Secdeyettim laciverdiye
Deniz ki Hemingway'den mürebbiye
Saldı mıydı üstümüne aslanlarını
Göynümüzün en hayvan hayvanat bahçesinden
En LİYON'suz yeleleriyle
Aslan olalım hepimiz
Öfkesiz sevgi
Denizsiz kara
Erkeksiz karı
Eteksiz erkek
Olmayalım
Öyle ölmeyelim diye
İLGİLİ İÇERİK
DENİZ- ERDİ ANAÇ
Kimseye anlatamadığım dertlerimi,
Sana anlatmaya geldim deniz.
Dalgalarına bıraktığım çaresizliğimi,
Tanrıya göndermeye geldim deniz.
Ufkunda parlayan güneşi tutmaya,
Dertlerimi anlatmaya geldim deniz.
Üzerinde yüzen gemilerine binip,
Kalbimi soğutmaya geldim deniz
Gecenin seherinde bölüp gecemi,
Seninle dertleşmeye geldim deniz.
Hiç kimsenin duymadığı seslerimi,
Sana duyurmaya geldim deniz.
Sabahı beklerken elimde kalemim,
Sabah yelinin çıkmasını bekledim deniz.
Kulakların duymadığı o seslerin,
Sahillere vurmasını bekledim deniz.
Bizlerinde bir denize benzer hayatı,
Bazen mutlu bazen kızgın.
Ama hep umut dolu değil midir deniz?
Özgürlüğün simgesi...
ERDİ ANAÇ
GERZE ŞEHİT NURULLAH SARAÇ ANADOLU LİSESİ, SİNOP TÜRKİYE BİRİNCİSİ
DENİZİN SESİ - ASLA AYDIN
Bir çocuk çizdim anne;
Sırlarını denize yazmış,
Ceketi hiç kurumamış.
Yıldız yansımalarıyla yatmış,
Dalgaların melodisiyle uyanmış.
Bir çocuk çizdim anne;
Yıllar boyunca aynı kalmış,
Nice şiirler onu yazmış.
Kederini ve acısını,
Hep derinlerde saklamış.
Bir çocuk çizdim anne;
Saçlarında martıların neşesi,
Elleri bir tekne kaptanınki gibi.
Gözlerinde deniz mavisi,
Balık kokuyordu giysileri.
Bir çocuk çizdim anne;
Çantasında deniz kadar engin bilgileri,
Kulaklığından işitiliyordu vapur sesi.
Yüreğinde yola çıkan bir gemi,
Tırnaklarında deniz dibinin serinliği.
Bir çocuk çizdim anne;
Adı "Denizin Sesi"
ASYA AYDIN,
ÖZEL DOKTORLAR İ.Ö.O., ANKARA TÜRKİYE BİRİNCİSİ
DENİZE KARŞI -SABAHATTİN KUDRET AKSAL
Adam oturmuş denize karşı
Elinde oltası yıldız tutar
Çeker çıkarır bir bir geceden
Çeker çıkarır tadına bakar
Ardında ışık içinde çarşı
Bir kız geçer arkadaki yoldan
Bir edâ bir çalım akça pakça
Ağzı yüzü bir delice türkü
Vurur kokusu uzaklaştıkça
Öyle bir düş ki beter gerçekten
Dalmış gitmiş işine beriki
Vız gelir çarşı türkü vız gelir
Çocuksu bir bakış gözlerinde
Bir başına rıhtımda oturur
Ne geçer içinden bilinmez ki
SABAHATTİN KUDRET AKSAL ŞİİRLERİ
25-DENİZ SARHOŞLARI -ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI
Köpükten omuzları birbirine dayanmış,
Yüksek, mağrur başları akşam rengiyle yanmış,
Sahile koşuyorlar bak deniz sarhoşları!..
Bazen yırtık yelkenli bir sandala çarparak,
Bazen ufkun kıpkızıl şarabına taparak
Gitgide coşuyorlar bak deniz sarhoşları!..
Rüzgârların ıslığı en yakın yoldaşları...
Yıllarca dövünerek içi yenmiş taşları
Bir anda parçalayıp doyacak bu sarhoşlar!..
Çılgın gönüllerinde aşkın en büyük kini;
Yosunlu kayaların o yeşil gözlerini
Deli âşıklar gibi oyacak bu sarhoşlar!...
DENİZ HASRETİ - ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI
Gözümde bir damla su deniz olup taşıyor,
Çöllerde kalmış gibi yanıyor, yanıyorum.
Bütün gemicilerin ruhu bende yaşıyor,
Başımdaki gökleri bir deniz sanıyorum.
Nasıl yaşayacağım ey deniz senden uzak?
Yanıp sönüyor gibi gözlerimde fenerin...
Uyuyor mu her gece sallanarak,
Altından çivilerle çakılmış gemilerin.
Sevmiyorum suyunda yıkanmamış rüzgarı;
Dalgaların gözümde tütüyor mavi yeşil.
İçimi güldürmüyor sensiz ay ışıkları,
Ufkunda yükselmeyen güneşler güneş değil!.
Bir gün nehirler gibi çağlayarak derinden
Dağlardan ormanlardan sana akacak mıyım?
Ey deniz, Şöyle bir gün sana bakacak mıyım?
Elma bahçelerinden, fındık bahçelerinden...
DENİZİ ÖZLEYENLER İÇİN - ORHAN VELİ KANIK
Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret,
Bakar ağlarım.
Hatırlarım ilk görüşümü dünyayı,
Bir midye kabuğunun aralığından:
Suların yeşili, göklerin mavisi,
Lapinaların en harelisi...
Hala tuzlu akar kanım
İstiridyenin kestiği yerden.
Neydi o deli gibi gidişimiz,
Bembeyaz köpüklerle, açıklara!
Köpükler ki fena kalpli değil,
Köpükler ki dudaklara benzer;
Köpükler ki insanlarla
Zinaları ayıp değil.
Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret.
DENİZ- ORHAN VELİ KANIK
Ben deniz kenarındaki odamda,
Pencereye hiç bakmadan
Dışardan gecen kayıkların
Karpuz yüklü olduğunu bilirim.
Deniz, benim eskiden yaptığım gibi,
Aynasını odamın tavanında
Dolaştırıp beni kızdırmaktan
Hoşlanır.
Yosun kokusu
Ve sahile çekilmiş dalyan direkleri
Sahilde yasayan çocuklara
Hiçbir şey hatırlatmaz.
DENİZ KIZI - ORHAN VELİ KANIK
Denizden yeni mi çikmisti neydi;
Saçlari, dudaklari
Deniz koktu sabaha kadar;
Yükselip alçalan gögsü deniz gibiydi.
Yoksuldu, biliyorum
-Ama boyna da yoksulluk sözü edilmez ya-
Kulağımın dibinde, yavaş yavaş,
Aşk türküleri söyledi.
Neler görmüş, neler öğrenmisti kim bilir,
Denizle boğaz boğaza geçen hayatinda!
Ağ yamamak, ağ atmak, ağ toplamak,
Olta yapmak, yem çıkarmak, kayık temizlemek…
Dikenli balıkları hatırlatmak için
Elleri ellerime değdi.
O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;
Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizde!
Onun saçları öğretti bana dalgayı;
Çalkandım durdum rüyalar içinde.
30-GÜN OLUR -ORHAN VELİ KANIK
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüyünde ayrı bir telaş!
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur, başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi…
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ
BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER
SAYFA:4 / 31-40
31-İNSAN VE DENİZ - CHARLES BAUDELAİRE
Sen, hür adam, seveceksin denizi her zaman;
Deniz aynandır senin, kendini seyredersin
Bakarken, akıp giden dalgaların ardından.
Sen de o kadar acı bir girdaba benzersin.
Haz duyarsın sulardaki aksine dalmaktan;
Gözlerinden, kollarından öpersin, ve kalbin
Kendi derdini duyup avunur çoğu zaman,
O azgın, o vahşi haykırışında denizin.
Kendi aleminizdesiniz ikiniz de.
Kimse bilmez, ey ruh, uçurumlarını senin;
Sırlarınız daima, daima içinizde;
Ey deniz, nerde senin iç hazinelerin?
Ama işte gene de binlerce yıldan beri
Cenkleşir durursunuz, duymadan acı, keder;
Ne kadar seversiniz çırpınmayı, ölmeyi,
Ey hırslarına gem vurulmayan kardeşler!
Çeviri: Orhan Veli
HARİTADA DENİZE GİRİYORUM- ALİ YÜCE
Hem acılar eğitiyor
Hem türkü söylüyorum
Aslında bir yapının
Temelini atıyorum
Tuğlam pişmemiş daha
Demirim yok çimentom yok
Kumum kirecim hazır değil
Bu yapı ne zaman biter
Kaçıncı katta bulurum güzeli
Belli değil
Bir yağmur bulutunu
Elime alıp kokluyorum
Bulut mulut bahane
Aslında bir şiirin
Temelini atıyorum
İlk dizeyi yazıyorum
Kan ter içinde kalemim
Kimseye göstermeden
Haritada denize giriyorum
Ne zaman çıkarım bilmem
Hangi kıyıda bulurum güzeli
Belli değil
Boğazıma doluyor
Sözcükler şiir molekülleri
Yarı yoldan geri dönüyorum
Tatlı mı ekşi mi deniz
Rengi sarı mı pembe mi
Korsan beye sorun bunu
Vallahi ben bilmiyorum
Nerede bir çirkin görsem
Başımı önüme eğiyorum
Kıpkırmızı olunca şiirlerim
Utancımdan ölüyorum
Ben ne zaman dirilirim
Kaptan bey ne zaman ölür
Belli değil
Hem kentte oturuyor
Hem yalan söylüyorum
Bozuk çıkıyor fotoğrafım
Korsan beyin ölü töreninde
Gülerken yakalanıyor şiirlerim
Ben başarıyla somurtuyorum
İLGİLİ İÇERİK
DENİZ - SUNAY AKIN
Yaşlı bir devrimci
düşürmez hiç ağzından
özgürlük kelimesini
ve yatmadan önce
bir bardak su yerine
denize bırakır
takma dişlerini
DENİZ -ERDEM BEYAZIT
Denizin bir gülüşünü arıyor çocuklar ellerinde oltaları
Geçmişin günün geleceğin yükünü üstünde
Pul pul taşıyan balıkları
Denizin bir gülüşünü yakalıyor çocuklar ellerinde oltaları
SOLUYAN DENİZ - ERDEM BEYAZIT
Bir çığlık düştü karanlıklardan
Issız denize
Ses beton gibi buz tutuyordu
Bir takım gölgeler gidip geliyordu
Ay ışıkları gidip geliyordu
Deniz yaralı bir tay gibi soluyordu.
Kim bizi çeken ayaklarımızdan
Suyun yumuşaklığına
Yerin katılığına
Göğün karanlığına.
Bir göz bizi denetliyor - bu muhakkak
Bir çığlık boğuluyor denizde - bunu iyi duyuyoruz
Bir ışık kesiyor karanlığı bir ustura ağzında
Bilmediğimizi anlıyoruz
Görmediğimizi seziyoruz
Yeni bir çağa çıkıyoruz saçlarımızdan.
35-DENİZ FENERİ - UĞUR ASLAN
Sen Deniz Feneri
Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğun
Çocukluğun yıkık kentlerde
Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti.
Okuma yazmayı öğrendiğin
Gazetelerdeki terör sayfaları
Ve Haliç tersanelerinde korsanlar
Evden çıkarken vedalaşırdı babalarla evlatlar...
Her sokağın başında anaların isyanı dururdu
Ve günler kısa ama geceler uzun olurdu.
Bir kurşun bir liraya
Ve bir hayat bir kurşuna mal olur,
Senin doğduğun yerlerde
İnsanlar can evinden vurulurdu.
Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dimdik delikanlısı
Yavuz zırhlısında deniz piyade eri
Yetmiş ikiye dört çakı gibi asker
Arkadaşının kaza kurşunu izini sırtında taşıyan
Ve giderken bıraktığı sevdiğini döndüğünde bulamayan...
Yıkar mı bizi bu sevda!
Bir aşk delikanlıyı bozar mı be adam?
Hadi kalk!
Eski günlerde olduğu gibi
Karanlığa yine ışık yak!
Arka bahçedeki mahalle kavgalarında
Kaşına sapan taşı geldiği günden beri
Hani kanına kanımı sürdüğüm o günden beri
Can dostum ve kan dostum
İster kalbine gömdüğün sevdamın aşkına
İster Allah'ın aşkına
Kalk bir ışık yak ve bir kor düşür yüreğimize
Savaşmak ne güzel bir şey uğruna
Ve yeniden âşık olmak...
Ve Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dürüst delikanlısı
Kalbine gömdüğün aşkın
Gönlündeki sevdan ve aydınlık gözlerinle
Senin işin karanlığa korkuturcasına bakmaktı
Ve sana en yakışmayan şey ağlamaktı.
Deniz Feneri
Unutmadık o günleri
Sevdamız yüreğimizde gizli kalır
Ve mahallenin kızına âşık olmak
Ayıp sayılırdı
Bir kıza âşık olmak bir de parkayı çıkarmak haramdı
Ve dünya dedikleri şey yalandı...
Paranın geçmediği günler vardı gençliğimizde
Ve namerdin yıkamadığı mertliğimiz
Silah çekmek ve tespih sallamak değildi delikanlılık
Tespihi çekmek, silahı saklamaktı
Yazık...
Gün geldi delikanlılık kabadayılığa yenildi
Sonra üç kuruşa satılan sevdalar ve ucuz aşklar
Artık senin işin değildi...
Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dik ve yitik delikanlısı
Ne geçmişten yükselen ağıtlar anlıyor seni
Ne de geleceğe satılan aşklar
Sen doğarken bir ölüm şaşkınlığıyla
Gökyüzüne uzanmış düşmanlık türküleri
Suçüstü yakalanırken en güzel umutların
Gözlerini bir ihanet anında açmışlığın
Ve yakmışlığın gecenin karanlığına en derin aydınlığını
Hey Deniz Feneri!
Parayla satın alınamayacak aşkların sevdalısı
Çektiğin çileleri özenle saklıyorsun seyir defterinde
Sarayburnu'nun dimdik ve yakışıklı delikanlısı...
Gidiyorsun belki Deniz Feneri
Sana 'kal' diyemem giderken
Sevmek kadar ölmek de kader
Ama giderken bile ışığın yol göstersin kayıp gemilere
Gözlerin gökyüzünü aydınlığa bürüsün
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün..
DENİZ SUYU TÜRKÜSÜ - FEDERİCO GARCİA LORCA
Deniz
gülümsüyor uzaktan.
Dişleri köpükten,
dudakları gök.
'Ne satarsın, deli kız
rüzgarda memelerin? '
'Suyunu denizlerin, yiğit,
suyunu denizlerin.'
'Ne taşırırsın kara oğlan,
kanınla karıştırıp? '
'Suyunu denizlerin, yiğit,
suyunu denizlerin.'
'Bu tuzlu gözyaşları, ana,
nerden gelirler? '
'Ağlarım suyunu denizlerin, yiğit,
suyunu denizlerin.'
'Bu derin sızı, gönül,
nerden doğdu oy? '
'Ne acıymış, ne acı
suları denizlerin''
Deniz
gülümsüyor uzaktan.
Dişleri köpükten,
dudakları gök.
ŞİİRİN DENİZ KIYISINDAKİ SESİ - ECE AYHAN
Denize atılmış şiirdir bence
Yurtsayan, yurdu bilinmeyen bir yıldız
Şiirin deniz kıyısındaki sesine bırakılmış ölümdür
yanacak sarayların kestiği bir, yarım ay.
YEMYEŞİL BİR DENİZ - İLHAN İREM
Yemyeşil bir deniz
Senin gözlerin
Ne bir sandal
Ne bir ada
Ne bir sahil var
Boğuluyorum............
Gözlerinde menevişler
Denizde martılar gibi
Bakışların köpük köpük
Sonsuzluğu anlatır gibi
Bu bakışlar bir gün beni
Öldürecek sevgilim
Bu bakışlar ne zaman beni
Güldürecek sevgilim
Yemyeşil gökyüzü
Senin gözlerin
Ne bir rüzgar
Ne bir bulut ne bir yağmur var
ÖLÜ BİR DENİZ YILDIZI - EDİP CANSEVER
Ey sonbahar! ey düşsel yolculuk! seni
Dolaştım yaz sıcaklarında, bekledim
Duydum ki benim değildi artık, doğanın
Kalbiydi uçurumlar toplamı kalbim.
De bana, anlat bana, öyleyse neden hatırlıyorum onu
O fırtına kuşunu gölgesini yere düşüren
Gittiydi geldiği yere, uzaklığına
Döner mi bir daha dönmez mi bilmem
Yüklenip yittiydi gözden onca çırpınışları
Ne sevinç bıraktıydı içimde, ne keder, ne acı
Bir sen kalmıştın sen, ey sonbahar ilimi, dörtnala gelen
Bir atın kalkışı gibi kalkıp da gözlerimden.
Parlar ki şimdi arasıra geceleri
Diplerde, derinlerde, yalnızlığımda
Ölü bir deniz yıldızıdır mutluluk
O nedensiz mutluluk, olsa da olur olmasa da.
40-DENİZ HASRETİ - RIFKI KAYMAZ
İçimde dalgalı bir sonsuz deniz,
Yıllardır özlemle yaşamaktadır.
Beni buralardan alıp götüren
Gemiler sonsuza taşımaktadır.
Dalgalar, dalgalar, hırçın dalgalar
Durmadan içimde çalkanmaktadır.
Masmavi gökyüzü kaldırıp beni
Mavinin rengine bırakmaktadır.
Rüzgarlar denizin arkadaşları
Rüzgarlar saçımı okşamaktadır.
Ufuklara akıp giden yelkenli,
Beni sonsuzluğa çağırmaktadır.
Eşyalar, bırakın ayaklarımı!
Ruhum mavilikte yıkanmaktadır.
Denizler ne olur beni buradan
Kurtarın! Gözlerim kararmaktadır.
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ
BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER
SAYFA:5 /41-50
41-TELEZAMAN - GÜLTEN AKIN
Deniz uzaklaşıyor gitgide
Ufuk çekiliyor
Kumsal genişliyor
Kısalıyor adımlarımızsa
Kumlar mı?
Makina ölüleri, füze artıkları, sakat uydularla
Barbar medya, gazeteler, zor söylemleri
Bilimsiz karmaşa
Yaz oysa
En güzel orda yazlardı
Kabuklaşabilir akrep kendi hızında
Yılanların derileri demirden
Düşlerimiz kırılıp ufalanıp
Gelincikler soluyor dokunmadan
Deniz uzaklaşıyor
Deniz uzaklaşıyor gitgide
Uçurumlar akan ırmak o deli
Yok şimdi
Yalnızlığın damarını besliyor
Kirli yoğun kandırılmış suyla
Biz mi? Biz değiliz, önceki dün bugün başka
Dokumuzu değiştiriyorlar hızlı vuruşlarla
Tutunamıyoruz ilgilerimize, sevgilerimize
Ve aşka
Deniz uzaklaşıyor
DENİZ KİTABI - İLHAN BERK
Doğabilim
Bitkileri öğreniyorum.Otları, çiçekleri
Bir taflanı alıyorum.Taflan bu diyorum.
Başlıyorum incelemeye tutup iki ucundan.
Bir pelin yaprağını koparıyorum sonra.
Özsuyu çıkıyor elime.Bir dalı kanırtıyorum
Yininden.Uzun, incecik bir söğüt dalını
Damarlarını sayıyorum , bir suya bırakıyorum
Dünyanın en güzel yeşili o zaman anlıyorum.
Böyle bütün gün dolaşıp duruyorum
Sonra birden kağıda kaleme sarılıyorum.
DENİZ FENERİ - FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Uzanmış koca burun açık denize doğru,
Lacivert ve gri gecenin değerinde.
Karanlıkla başlar bir dünya sevgisi,
Deniz feneri parlar,
Talihe aldırmadan kayalar üzerinde.
Bulutlar birleşir alaca düzlüklerde,
Çöker uzak limanlardan bir sis.
Bir sıkıntı başlar karanlığında kaderin,
Bildirir, yanınca yanınca,
Ömrün neresindesiniz, aşkın neresindesiniz?
Yüreğin mi daralıyor, yıldız ışığında,
Bırak anılar gitsin biraz daha geri.
Ruhu götürmeden vakit yürüyebilir,
Düşün nasıl durmuş sabırla yüzlerce yıl,
Hep bu benekte bu deniz feneri.
Bak deniz savaşlarına, yaşlı korsanlara,
Uçan dalgalara, uyuyan rüzgara bakmış,
Bir tek göz kadar kara ve mavi,
Enginle boş,
Kısmetsiz balıkçılara bakmış.
Saçlarında tuz kokan, ölü kokan bir serinlik,
Yüzünde bir fırtına tadı.
Durursun yorgun, umutsuz,
Birden bir daha yanıp söner, sevinçle titrersin,
Bir şey, belki de yaşaman uzadı.
DENİZ HEYKEL TUTMAZ - MEVLANA İDRİS ZENGİN
İnandır beni dünya
İnandır yaşadıklarıma
Güçlüydüm
Uzaklardan gelir uzaklara gider sonbaharlara şaşırmazdım
Yüzümün gizli yerlerine ansızın binlerce resmiyle yağan bir harf
Bir harf vurdu beni dünya
İncecik bir çınar yaprağı düştü üstüme sarsıldı kalbim
Toprağa yağmur düşüyordu ah nasıl düşüyordu
Bir harf durmadan durmadan üşüyordu
Uzaklardan gelir uzaklara giderdim artık yıkıldım
Ben bu yıkılışı yağmurlardan öğrendim
Akşamı önüme bırakıp giden adam haklıydı
Kentler ayrıntıydı haritalar ayrıntıydı
İçinde tükendiğim şu hain hayatta
Herkesin yalnızlığı duvarda asılıydı
Nasıl söylesem dünya nereye bakıp söylesem
Çekinerek yaşadığım yılları her akşam
Çekinmeden ateşe attığımı nasıl söylesem
Ben sana emanetim bırakma beni
Dağıtma yüzümün menekşelerini
Bu şarkıyı yalnız bitirmek istemiyorum bunu nasıl söylesem
O harf yanlış denizlerde boğulurken
Ben doğru bir kelime olamam
İnandır beni dünya
Yıllar geçti ve birşey kaybetmedim hayretimden
Herkes bir saat alsa da çoğalmaz zaman
Ve ben bazı şeyleri açıklayamam
Yetmezken birimizin açtığı boşlukta yalnız kalmaya
Neden kapansın göğsümde taşıdığım bu güzel yara
Kader kimi seçerse kaptan o olsun
Ben hangi pazartesiyi beklediğimi bilmiyorum
45-DENİZ VE ŞİİR - İSMAİL UYAROĞLU
Mavi bir şairdir deniz
Büyülü şiirler yaratır
Dur kıyısında
Ve dök avcundaki
Bütün kelimeleri
Az sonra bakmışsın
Kayaları dövüyor
Şiirin beyaz köpükleri
DENİZLE BAŞBAŞA-ENDRE ADY
Otel odası, deniz kıyısı, gün batmakta
Gitti: ve göremeyeceğim onu bir daha
Gitti: ve göremeyeceğim onu bir daha.
Bakıp bakıp divanda bıraktığı çiçeğe
Sarılıyorum divanın yıpranmış örtüsüne
Sarılıyorum divanın yıpranmış örtüsüne.
Havada, bir öpücüğü andıran o kokusu
Ve altta, kabaran deniz, sevinçli ve mutlu
Ve altta, kabaran deniz, sevinçli ve mutlu.
Parlıyor ışıl ışıl bir fener ötelerde
Gel sevgilim, bak, deniz türküler söylemekte
Gel sevgilim, bak, deniz türküler söylemekte.
Türkülenen şu yaban denizi dinliyorum
Tarazlanmış divanda dülere dalıyorum
Tarazlanmış divanda dülere dalıyorum.
Burada öptüm onu, kucakladım burada
Deniz uğuldamakta, bir geçmiş konuşmakta
Deniz uğuldamakta, bir geçmiş konuşmakta.
ANNABEL LEE- EDGAR ALLAN POE
Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü bir rüzgarından bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskanırdı bizi
Evet! Bu yüzden 'Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi'
Bir gece rüzgarından bulutun
Üşüdü gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yaşca başca ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat göklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hiç biri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee
Ay gelir ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanır beklerim
Sevgilim sevgilim hayatım gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni...
Çev. Melih Cevdet Anday
MAVİ - ARİF NİHAT ASYA
Kayıklarla kayıkçılar
Dalgıçlarla balıkçılar
Bilirsin:ne ister,deniz!
Kendini bu isteklerin:
Yelkenlerin küreklerin
Altına seriver, deniz!
Balıkların,kandillerin
Ne varsa olsun ellerin
Bana mavini ver deniz!
DENİZ TÜRKÜSÜ - BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
Deniz dediğin bir tarladır
Gülü gül, dikeni diken, tohumu tohum
Toprak gibi verimli, toprak gibi cömert
Betine bereketine kurban olduğum
Deniz dediğin bir tarladır
Uçsuz bucaksız bir tarla
Göbeği insanlarla kesilmiş
Çilesi insanlarla
Deniz dediğin bir tarladır
Sözü pek, eli ağır
Dost gibi güldürür insanı
Dost gibi ağlatır.
Deniz dediğin bir tarladır
Anadır, babadır, kardeştir
İnsan eline hasret
İnsan eli değer değmez ürperir
Binbir yerinden çatlar sevincinden
Nesi var, nesi yok çıkarır verir,
İnsan eli değmemiş denizlere bir damla alınteri
Bulutlar dolusu rahmetten mübarektir.
Deniz dediğin bir tarladır
Bulutlar, güneşler dibindedir
Geceler gündüzler dibindedir
Yıldızlar mevsimler dibindedir
Zifiri karanlık güller açılır dibinde
Bağlar, bahçeler kat kat, katmer katmer, deste deste
Bağlar, bahçeler zifir karanlık güller
İnsan eline hasret beklemekte.
Deniz dediğin bir tarladır
Kapılar açılır içinde kapılar
Bitip tükenmeyen bereket kapıları
Balıklar akıp gider bölük bölük tabur tabur
Alı al moru mor sarısı sarı.
...
Deniz dediğin bir tarladır
Üstünde başı boş rüzgâr
Gönlünce at oynatır
Üstünde bir avuç tuzlu köpük
İçinde milyonlarca yürek
Milyonlarca öpücük
Bir insan eli arar konacak
Bir insan eli muhkem, sıcak
Hey benim
Boydan boya cömert denizlerle çevrili
Güzel memleketim
Bu yaz tenha denizlerinde yıkandım
İnsan eli değmemiş ormanlar gibi vahşi
Dağ başında unutulmuş küçük kundaklar gibi yetim.
50-AKDENİZ -BAKİ SÜHA EDİBOĞLU
Pırıl pırıl
Güneşlerin içinde,
Kırmızı al yeşil sarı,
Düşlerini alt üst eden
Eski bahçeler..
Güneyde yaz bitince,
Bilirim yağmurlar hep iri yağar.
Gün batısına,
Yıldız rüzgârına karşı..
Güneyde yaz bitince;
Kırlangıç sürüleri,
Dişbudak ormanlarını üstünden
Ok gibi hızla geçer..
Bu rüzgar her zaman esmez,
Doldur eteklerini,
Limon çiçekleriyle…
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ
BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER
SAYFA:6 / 51-60
51-AKDENİZ ACILIYDI XI - FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Denizin sakladığı bir şey var
Sevmek der kimi,
Kimi unutulmak.
Peki neden üşütür hep
Bu ağustos gecesinde
Karanlığın büyüklüğü?
Beni düşünme, dedindi ayrılırken
Düşünmüyorum ki
Düşüncem sende kalmış.
AKDENİZ ACILIYDI XIX - FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
De bana nasıl öldürebilir kişi kendini
Sevgiyçin.
Sonra nasıl düşünebilir deniz deniz
Sonra nasıl sever?
Güzellikle çirkinlikle ilgin yok
Büyüksün
Ve varsın her oluda
Buğdaydan yalıma dek.
Duy gecenin üstünden
Seni düşündükçe
Öyle yaslıyım ki
Yeryüzünün bütün sevgilerine gülüyorum.
AKDENİZ ŞİİRLERİ –FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Sen Deniz Gök,
Bir an dursanız uykuda
Büyür bir yosun geceye karşı.
Tedirgin olur ölüler
Bir an yaslansanız karanlığa,
Sen Deniz Gök.
---------------------
Dalarım engine
Ki yaşadığım
Anladığımdır.
Roma'yla Kartaca'nın arasında
Yüzer, sevgi sevgi
İstanbul.
Böler bir kuş düşüncemi ikiye
Maviden
Yarıda kalır içki.
---------------------
Dersin ki
Ellerimize değecek
Yıldızlar
Büyüyecek büyüyecek de.
Dersin ki
Bir aydınlığı var
Sevgililer için,
Karanlık sessiz de.
Dersin ki
Uyuyamıyorum
Yalnızız
Gece, mavi de.
---------------------
Sessizdi yeryüzü
Yeryüzünde biricik Akdeniz vardı
Akdenizde
Yalnız ikimiz.
Beni seviyor musun dedim,
Yumdu gözlerini uzaklığa,
Tam sorulacak an, diye gülümsedi,
Tam sorulacak yer.
---------------------
Bir kocaman yeşil bir kocaman boz
Yellerde
Çarpar birbirine çarpar enginlere dek.
Dalgaların ucunda yıldızların ucu
Her köpük bir fırtına
Her köpük bir evren.
Su deniz su gök gizlenebilir
Seni sevdiğim
Gizlenemez.
---------------------
Havaya da yalıma da ağaca da benzer ama
En çok suya benzer
Sevgimiz.
Morluğun acısı var sonu yok
Karışır yaşamımıza
Kendiliğinden.
Herkes ölünce toprak olurmuş
Hayır hayır
Bizim su olacağımız besbelli.
---------------------
Akdeniz enginlerde kararmaktadır
Ama
Ben
Öyle maviyim ki.
Akdeniz bir gitmişlikle eski, uzak,
Ama
Ben
Sahibi gibiyim yıldızların.
Akdeniz seni bir daha yaratamaz
Ama
Ben
Seni bir daha sevebilirim.
---------------------
Deli gibi bir gürültu, ansızın,
Yırtılırcasına yarılır sessizlik,
Düşünür Akdeniz.
İşte uçaklar geçer havalarından
Kalır mavilik üstünde apak izleri,
Akdeniz anlar ve sever.
---------------------
Denizdir,
Her akşam üstü
Bütün düşüncelerde
Gelip gider.
Seninle
Acısı
Uzunluğu
Aksi.
Ve gece yarısıdır bu masmavi şey,
Senin
Uzaklarda
Unuttuğun sessizlik.
---------------------
Duymuştun
Bu türküyü
Çok eskiden de.
Bu türküyle anlarsın yelden
Yeşilden
Kadırgaların dibindeki sessiz yosunları.
Bu Akdeniz dalgalarında bu türküde sen
Varsın ışıl ışıl
Ve yoksun biraz.
---------------------
İyice düşün bu bütün yaşamamızdır.
DENİZ MELTEMİ- STEPHANE MALLERME
Hayır yok tenden artık; hatmedildi kitaplar.
Ah! Bi kaçsam! bilirim, o mest kuşlara diyar,
Bir akl'almaz köpükle göklerin arasında.
Bir şey tutamaz gayrı, gözlerin aynasında
Yanan bahçeler bile, bu deniz kokan gönlü;
Tutamaz ne geceler, ne duran o hüzünlü
Boş kâğıtlar üstüne iğilmiş kandil öyle;
Tutamaz o çocuğunu emziren taze bile,
Gidiyoruz! Kalk, gemi! Yalpanı vur şöyle bir,
Ve sonra al bir günâ âleme doğru demir!
Ümitten onca çekmiş sıkıntı şimdi, dersin,
Hayır duasına mı kanmakta mendillerin?
Belki de bu direkler, fırtınalara davet,
Nâçar bir gün yığılır güverteye... Ne imdat,
Ne görünürde ada ve ne kürek ne yelken;
Ama sen geçme gine gemici türküsünden!
Stéphane MALLARMÉ
Çeviri: Can YÜCEL
55-DENİZ SUYU TÜRKÜSÜ - FEDERİCO GARCİA LORCA
Deniz
gülümsüyor uzaktan.
Dişleri köpükten,
dudakları gök.
"Ne satarsın, deli kız
rüzgârda memelerin?"
"Suyunu denizlerin, yiğit,
suyunu denizlerin."
"Ne taşırırsın kara oğlan,
kanınla karıştırıp?"
"Suyunu denizlerin, yiğit,
suyunu denizlerin."
"Bu tuzlu gözyaşları, ana,
nerden gelirler?"
"Ağlarım suyunu denizlerin, yiğit,
suyunu denizlerin."
"Bu derin sızı, gönül,
nerden doğdu oy?"
"Ne acıymış, ne acı
suları denizlerin'"
Deniz
gülümsüyor uzaktan.
Dişleri köpükten,
dudakları gök.
DENİZDE GURÛP - HALİT FAHRİ OZANSOY
Güneş durgun sulara kızıl bir tuğ uzattı,
Sonra altın başını ufka eğerek battı...
Sahilde son ışıklar kıvrıldı yumak yumak,
Deniz artık istiyor kalbim gibi uyumak...
Ne bir kadın eteği, ne bir dalga büklümü!
Kalbim gibi bu akşam denizin de ölümü...
Ben ışıklı gözlerden ayrıldım, o güneşten:
İkimiz de demek ki ayrı düştük bir eşten!
İkimiz de ebedî bir hicran yolcusuyuz,
Aynı gam menbaından ufka akan bir suyuz!...
DENİZDE AY- HALİT FAYRİ OZANSOY
İndi solgun ve ılık
Ayışığı denize,
Bal renkli bir tatlılık
Çöktü gözlerinize.
Baktınız uzun uzun
Bu sulara baktınız,
Sulara ruhunuzun
Tadını bıraktınız.
Bu tadla aydınlanan enginlere aktınız.
DENİZ FENERİ - HASAN İZZETTİN DİNAMO
Deniz esiyor
püfür püfür!
Ejder gövdeleri gibi yuvarlıyor dalgaları poyraz;
Koca dalgaları Çin setleri durduramaz!
Püfür,
Püfür!
Esen enginden
vapur
geçer,
yelkenliler
geçer!
Sarı saçlı bir denizkızı fener:
Kayaya diz çöküyor,
Kara köpüklü dalgalara sarı dualar döküyor
Güneşli şehirde koşan yolcular
için!
Kara bağırlı sular
uzakta beyaz güvercin,
yelkenlilerle dövüşüyor.
Fener, bir ana yüreği gibi üşüyor.
Püfür,
Püfür!
Esen enginden geçiyor
bir vapur
daha!
Kaptan bakıyor: bir şey kalmamış sabaha,
Fakat ortalık:
Karanlık!
Karanlık!
Ne hoş, kara köpüklü dalgalara
sarı saçlar gibi
sızan ışık!
Koşuyor, yuvarlanıyor, çatlıyor
dalgalar!
Dalgalar, havada firavun kamçısı gibi şaklıyor,
Dalgalar, uçurumları kucaklıyor.
Dalgalar, koşuyor fenerin ışığında yıkanmak için!
Dalgalar, yükseliyor dalgalanmak için!
Fener
Sarı fecirler
gibi sızıyor sulara!
Mor sulara!
Mor sulara!
DENİZLER - İBRAHİM ALAADDİN GÖVSA
Yazın deniz pek usludur,
Gürültü etmeden durur.
Gelinlerin etekleri
Gibi yürür akan yeri.
Küçük, sevimli dalgalar
Kenarlara neler sorar..
Havada gizli anneler,
Yavaşça, sanki "ninni" der.
Çağıltısız, iniltisiz
Mışıl mışıl uyur deniz.
Fakat kışın o saldırır,
Semâya dalga kaldırır,
Bütün kenarı hırpalar,
Boğar nice kayıkçılar.
Hayât işte böyledir,
Bizimle her şey eğlenir.
Deniz gibidir ömrümüz,
Geçer mi hiç gürültüsüz?
Bugün sefâlı olsa da.
Yarın kederli mutlaka.
Güvenme talihe sakın;
'Bilir misin, ne var yarın?..
60-KARADENİZ - KEMALETTİN KAMU
Göklere aynasın, bulutlar senin,
Bir ufak meltemle ürperir tenin.
Fırtına, türküsü enginlerinin;
Köpük, sularının perisi, deniz!
Gemiler görünmez dalga çığında.
Bir hınç uğultusu var çığlığında,
Duru sabahların gün ışığında,
Serili bir kaplan derisi deniz!
Kıyın yeryüzünün cenneti bize,
Koylar sıra sıra, dağlar diz dize,
Giresun, Görele, yemyeşil Rize,
Siyah sularının perisi deniz!
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ
BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER
SAYFA:7 / 61-70
61-DENİZE SERENAD- RÜŞTÜ ONUR
Neyim varsa
Sana bırakmalıyım deniz.
Sende geçmeli mevsimlerim,
Sende çiçek açmalı ağaçlarım…
Sende yaşamalıyım deniz,
Asi ve hür…
Sende ölmeliyim,
Bulutlara bakarak…
GEMİ - ORHAN SEYFİ ORHON
Sahilden uzaklaşan,
Yüce dalgalar aşan
Beyaz kanatlı gemi.
Şimdi bocalayarak
Götürüyor pek uzak
Bir yere sevdiğimi.
Ey gemi, senin için
Bir tek acı söz demem.
Ağlarım için,
Şikâyetler edemem.
Dilerim ki: Şu deniz;
Korkusuz, tehlikesiz
Geçilen bir yol olsun!
Kolların ufka açık;
Yürü, enginlere çık;
Rüzgârların bol olsun!
Gerçi sendin, bu sabah,
Ayıran ikimizi.
Fakat yine sensin, ah,
Kavuşturacak bizi!
DENİZİN KENTİNİ YAKTIM - SEZAİ KARAKOÇ
Denizin kentini yaktım
Vızıldayıp duran kafamın ortasında
Denizin kentini yaktım
Hurma şırıltılarıyla
Denizin kentini yaktım
Beni çocukluğumdan koparan
Denizin kentini yaktım
Bir kent kadın kabuklarından
Denizin kentini yaktım
Miras kalmış bir alevle
Denizin kentini yaktım
Veli ağaçlarla kalbi atan mermerle
Tanrıyı anarak kalbi atan
Cami sütunları boğdu
Sararmış gözyaşlarıyla
Kararmış denizin kentini
İstanbul ey sevgili şehir
Dön dön karadan gelen sesime
Son veren zaman yatırında
Denizden getirilen biçimine
EGE DALGALARI - ŞÜKRAN KURDAKUL
Denizdi, kıyılarında sürüklendiğimiz
Solmayan, eskimeyen,
yalnızlığını sarhoşluğa vuran deniz.
Değişik uyumları içinde batı rüzgârlarının
Delikanlı dalgalarla dalga geçiyor baktım.
Duyulmamış şarkıları soluğunda çıldıran
Ey tadı düşüncemde yeşeren kavram.
Gençlik gibi yalnız düşlerle kelepçeli
Yaşamın arkasına düşmeyen özgür elleri.
Coşkusunu çizdikçe bu rüzgârların
Görülmemiş boyutlarla bildik çıkardım.
Benimle gülerdi bu renk, bu çatı,
Sustuğum yerde evren bile durmayı arzulardı.
Vardık, sabırsız dönüşümler içinde sürekli
İmbat bile saçlarımıza değinemezdi belki.
Vardık.. bakışla, düşünceyle, dalınçla
Geceyle sarmaş dolaş, şafaklarla kol kola.
Öyle bizdendi ki kıyı çizgisinden ötesi
Mavi içinde yiter, mavilerde bulurduk kendimizi.
65-GEMİCİLER- YUSUF ZİYA ORTAÇ
Biz denizin çocukları şen gemiciler,
Fırtınalı, ıssız enginleri severiz.
Hayatımız köpürmüş dalgaya benzer,
Rüzgârların ninnisiyle uyur kalbimiz
Sular tanır ay yıldızlı bayrağımızı,
Güneş ufka gömülürken bizi selâmlar,
Duâ eder arkamızdan bir denizkızı,
Gözlerimiz enginlerde düşmanı arar.
Ah... ölünce dalgalara gömsünler bizi,
Gönül ıssız, fırtınalı bir umman ister,
Târihlere bırakırız hayâlimizi
Biz denizin çocukları şen gemiciler...
DENİZ –CAHİT IRGAT
I
Sana hoş mu görünüyor
Kalçaları katran kokan
Gemilerin sarhoş hali?
Ölüm rüzgârları var limanlarında
Haberin yok,
Her kıyında fabrikalar
Zulmediyor.
Kıyıların kan ağlıyor
Kıyıların leş dolu,
Utan ikiyüzlü deniz,
Açlara karşı utan
İçin için kaynamaya.
DENİZ
II
Bir daha dönmeyecek çocuklar
Bin bir çeşit balığına yem oldu.
Yolcusunu istiyor eteklerinde
Sana doğru açılmış
Milyonlarca avuç.
Şimdi vinçler boşaltıyor
Yarı insan, yarı toprak olanları
Ve zafer marşları çalınıyor ha bire.
68-DENİZ - PABLO NERUDA
Bu ada fırdolayı,
Allah’ına deniz be.
Coşar kendiliğinden,
Dakkası bel’olmaz.
Tutturmuş, bir evet bir hayır,
Mavişken: evet,
Köpükken: evet;
Tırıs mı: hayır der hayır
Tek durma bilmez,
Tos vurur taşa;
“Ben deniz” der durur,
Gel de taşı inandır.
Al işte o zaman:
Yedi yeşil denizin,
Yedi yeşil kaplanın,
Yedi yeşil köpeğin,
Yedi yeşil diliyle;
Yine gelir, dolanır,
Taşı öper, ıslatır,
Bağrını, vura döğe.
Yine der ki: “Ben deniz”.
Elbet sana deniz derler,
Hay deniz arkadaş.
Suyun tükenmesin,
Çağın geçmesin.
Dellenme, n’oluyorsun,
Yardım et bize,
Biz kimiz zaten:
Kıyı insanları,
Balıkçılar işte...
Açız, üşürüz, hasmanemizsin,
Bağırma öyle, sert vurma,
Aç yeşil kutunu,
Dök avuçlarımıza;
Gümüş armağanını:
Gündelik balıktan.
Burda, her evde.
Dileğimiz bu:
Gümüşmüş te.
Sırçaymış da, vay aymış;
Ne çıkar, balık niye olmuş:
Dünyanın,
Fakir mutfakları için.
Soğuk, ıslak şimşekten
Dalgaların altına,
Kaydırma bakayım onu,
Saklama;
Hele, gidinin cimrisi.
Bir açılsana, gel,
Ko onu ellerimizin
Şuracığına.
Yardım et bize,
Yeşil, derin baba.
Yardım et ki bir gün,
Dünya yoksulluğu, kalka.
Dipte kalmış meyvenin,
Sırılsıklam yüceliğin,
Madenlerinin,
Öküzlerinin, üzümlerinin,
Sendeki bitip tükenmez,
Şeylerin:
Hasadını yapalım, yardım et.
Sana kim derler, biliriz
Okyanus baba.
Sürü sepet martıcıklar,
Adını serper, kumlara.
De akıllı dur,
Silkme yeleni.
Gözdağı verme, ortalığa,
Gıcırdatma, göğe karşı
Güzelim dişlerini.
Bi dakkacık dursun,
O şanlı hikâyelerin.
Sen, her gün balık ver
Balık.
Büyükmüş küçükmüş bakma
Ver gelsin:
Her kadın, her erkek, her bebeğe.
Gez, dünya sokaklarını,
Dağıt balıklarını.
Sonra da, bir bağır bir bağır.
Bağır ki işteki yoksullar,
Seni duysunlar.
Bağır ki:
Maden ağzına çıkanlar:
“Bak hele koca denize
Balık pay etmeden gelir” desinler.
Onlar gerçekte,
Çekip gidecekler, karanlıklara,
Gülerekten...
Ormandaki, caddedeki insanlar
Ve toprak:
Bir deniz gülüşüyle, gülecekler.
Yok ama, istemiyorsan
Sen bunu,
Dur bekle, düşüneceğiz.
Siftah, insan işlerini
Bir hale yola koymamız gerek:
Başta en önemlileri,
Sonra, ötekiler.
Gün ola,
Bir dalacağız sana:
Ateş bir kılıçla keseceğiz,
Dalgalarını.
Elektrik atla aşacağız,
Köpüğünden.
Türküler tutturarak,
İneceğiz karnının, en kuytu yerine.
Atom teli, saracak belini.
Bitkiler dikeceğiz:
Çimentodan, çelikten,
Derin bahçene;
Elini kolunu, bağlayacağız.
Ve koşum takarak sana,
Çekip çevireceğiz seni
Alacağız kaleni;
Salkımlarından, kopara tüküre
Basa basa geçeceğiz etinden.
Ama önce kendi dertlerimiz,
Seninkisi sonra.
Her şeyi düzenleyeceğiz,
Ufaktan, ufaktan:
Harika şeyler yapmaya
Zorlayacağız,
Toprak seni, deniz seni!
Harikalı şey, ekmek deniz,
Dediğin de ne?
Bunlar, kavganın içinde,
Zaten:
Bizdedir, bizde!
İLGİLİ İÇERİK
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ
BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER