Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

NAMIK KEMAL'İN TİYATROCULUĞU

Osmanlı Tiyatrosu’nun modern bir tiyatro i. haline gelmesi için büyük çaba harcayanlardan biri de Namık Kemal’dir. İstanbul’daki tiyatroların oyunlarını yakından görmüş olan Namık Kemal, Avrupa’ya gittikten sonra ciddi sahne eserlerinin seyircisi olabilmiş ve tiyatronun gerçek değerini daha iyi kavramıştır. Avrupa’da tiyatro sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda, seyircilerin kültür seviyesini yükselten ciddi bir olaydır. Tiyatronun bu yönü, Namık Kemal’i tiyatroya hayran bırakmıştır. Her gün binlerce insana hitap eden bu kurumlar, âdeta, birer okuldur. Namık Kemal, Paris’te bulunduğu sürede yazdığı bir mektupta, tiyatronun “ahlâk ve lisan mektebi” olduğunu belirtmiştir.

Namık Kemal’e göre ciddi tiyatro eseri, seçkin bir topluluğa belli düşünceleri aşılamak için, en “faydalı eğlence” idi. Avrupa’dan böyle bir inançla dönen Namık Kemal, tiyatro ile de yakından ilgilenmeye başlamış, 1872 yılı sonlarında Osmanlı Tiyatrosu’nun edebî heyetine girdiği gibi, birkaç ay sonra da ilk piyesi olan Vatan yahut Silistre’yi yazmıştır. 1 Nisan 1873’te oynanan ve bir hafta sonra Namık Kemal’in Kıbrıs’taki Magosa kasabasına gönderilmesine sebep olan bu eser, büyük bir rağbet görerek üç yıl zarfında İstanbul, İzmir ve Selanik’te altı yüz defaya yakın oynanmıştır. Bu ilk piyesinin provaları yapıldığı sırada Gülnihâl’i yazan Namık Kemal, Kıbrıs’ta kaldığı otuz sekiz ay içinde dört piyes daha yazmıştır: Zavallı Çocuk, Akif Bey, Kara Belâ, Celâleddin Harzemşâh.

Bu piyeslerin hepsi de dramdır. Vatan yahut Silistre ve Celâleddin Harzemşâh, konusunu tarihî olaylardan almıştır.

Namık Kemal’in tiyatroları teknik bakımdan zayıftır. Tiyatro eserlerinin en kuvvetli olanı, olayın geliştirilmesi ve karakterlerin çok canlı olarak verilebilmesi bakımından, yazarın, en başarılı eseri Gülnihal’dir.

İlk olduğu halde en tanınmış tiyatro eseri olan Vatan yahut Silistre, bütün başarısını o dönemde gündemde olan yurtseverlik ve kahramanlık duygularını işlemesine borçludur. Gerek olaylarını kuruşta ve gerekse karakterlerini yaratışta romantik dramın etkisinde bulunan yazarın son piyesi Celâleddin Harzemşah’ta bu etki çok daha bellidir. Hugo’nun Cromwell adlı piyesi gibi, yalnız okunmak için yazılmış olan bu beş perdelik eser; konusunu hem Orta Çağ tarihinden alınmış olması, hem karakterlerin yaratılışındaki aşırılık ve hem de sahne dilinden uzaklaşan konuşmalarındaki ifade şiddeti bakımından, “romantik dram”ın Tanzimat tiyatrosundaki ilk başarılı örneğidir.

Namık Kemal, Vatan yahut Silistre’den sonra tiyatronun büyük gücünü, toplumları nasıl etkilediğini anlamıştır. Halkın daha aydınlık yarınlara ulaşmasında, bir ulusun kalkınmasında eşsiz bir güç kaynağı olacağına inanmış, bu inancını Abdülhak Hamit gibi gençlere de aşılamaya çalışmıştır.

Şinasi’nin Şair Evlenmesi’nde eleştirdiği “görücü usulü ile evlenme” âdetini, Namık Kemal de “Zavallı Çocuk” piyesinde eleştirmiştir.

Namık Kemal; “vatan, millet, hürriyet, kahramanlık, fedakârlık, ahlak” konularında tiyatronun etkinliğini, gazeteden ileride görür. Ona göre tiyatro: “Bir milletin kuvve-i natıkası î edebiyat ise, timsal-i edebin nâtıka-i hayâtı da tiyatrodur...”  Tiyatro aşka benzer. İnsanı hazin hazin ağlatır. Fakat verdiği şiddetli teessürlerde bir başka lezzet bulunur. Tiyatro, cihanın aynasıdır. İnsanı doya doya güldürür. Tiyatro eğlencedir, fakat  eğlencelerin en faydalısıdır.”

Tiyatroda “eğlence” ile “sosyal fayda”yı birleştirerek onu “faydalı bir eğlence” diye tarif eden Namık Kemal’in, tiyatro hakkındaki düşüncelerini, bazı makaleleri ile -Cromvel’in önsözüne nazire gibi yazdığı- Celâleddin Harzemşâh Mukaddimesinden öğrenmek mümkündür. “Toplum için sanat” anlayışı ile tiyatro eserini “edebiyatın en büyük kısmı” sayan Namık Kemal’in tiyatro eserleri, aydınlar arasında büyük rağbet görerek Türkiye’de tiyatronun ciddiye alınmasında etkili oldukları gibi, bazı genç yazarların da doğrudan doğruya eserlerine etki etmiştir. Örneğin Celâleddin Harzemşâh, Abdülhak Hamit’in tarih konulu tiyatroya yönelişinde ve sahne dilinden uzaklaşmasında etkili olmuştur.

Namık Kemal’de bir tiyatro yazarında bulunması gerekli özelliklerden bazıları yoktur. Tiyatro her şeyden önce dildir. Namık Kemal, günümüz anlamındaki tiyatro diline pek yaklaşamaz. Namık Kemal eserlerinde bunu aramaz. Onun aradığı insandır. İrade gücüyle her engeli aşacak, her acıyı yenecek, eylemci insanın peşindedir. Eski Doğu felsefesinin yarattığı güçsüz, ölümlü, alınyazısına yenik, boynu eğik kişilere, Türk edebiyatında ilk bilinçli darbeyi Namık Kemal vurmuş, bu tiplerin yerine atak ve enerjik kişileri getirmiştir.

Namık Kemal’in tiyatroda sevdiği ve etkilendiği Batılı sanatçılar Shakespeare, Hugo ve Corneille’dir. 

SON EKLENENLER

Üye Girişi