Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

KADI BURHANEDDİN HAYATI ve ESERLERİ


Kadı Burhaneddin 14. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu'da yaşamış, kadılık, vezirlik, hükümdarlık yapmış âlim ve şâir bir devlet adamıdır. Harezm'den gelerek Anadolu'ya yerleşmiş olan ailesi Oğuz asıllıdır. İlk eğitimini babasından alan Kadı Burhaneddin, daha sonra Mısır, Şam ve Halep'e giderek tahsilini ilerletmiş, daha çok fıkıh üzerinde bilgisini derinleştirmiştir. Babasının ölümünden sonra önce Eretna beyi Gıyaseddin Muhammed tarafından Kayseri kadılığına atanmış, daha sonra bu beylikte vezirlik görevini üstlenmiştir.

Eretna Beyliğinin yıkılıp parçalanması üzerine 1381'de Sivas'ta hükümdarlığını ilan eden Kadı Burhaneddin, Eretna Beyliği topraklarını elde edebilmek için Osmanoğulları, Karamanoğulları, Memlûklar ve Akkoyunlular'la devamlı savaşmış, sonunda da Akkoyunlularla yaptığı bir savaşta yenik düşerek öldürülmüştür. Kadı Burhaneddin, sürekli mücadelelerle geçen yaşam süresi içinde şiir ve sanatla da uğraşmış ve büyük bir divan teşkil edecek kadar şiir yazmıştır. Gazeller, rubailer ve tuyuğlardan meydana gelen Dîvân'inin Londra, British Museum'da bulunan tek yazma nüshası tıpkıbasım olarak 1944 yılında TDK. tarafından yayımlanmıştır. Daha sonra, Dîvân transkripsiyonlu olarak yeni yazıya çevrilmiştir (Muharrem Ergin, Kadı Burhaned'din Divanı, İst. 1980). Ayrıca Dîvân'dan seçilen şiirler Ali Alparslan tarafından bastırılmıştır (Ali Alparslan, Kadı Burhaneddin Divanı'ndan Seçmeler, Ank. 1977). Kadı Burhaneddin, Sivas'ta hükümdarlık yapmış bir Anadolu şairidir. Ancak, bazı araştırmacılara -örneğin Fuad Köprülü- göre Kadı Burhaneddin, Anadolu kadrosu içerisinde gösterilmekle birlikte dilinin Azeri Türkçesi özellikleri gösterdiği kabul edilmektedir, bazı araştırmacılar da -örneğin N. Sami Banarlı- Kadı Burhaneddin’i, Azeri lehçesiyle yazan Azeri sahası şairleri kadrosuna dâhil etmektedirler. Aslında; Kadı Burhaneddin, Eski Anadolu Türkçesiyle birlikte Azerî ve Doğu Türkçesinin özelliklerine de yabancı kalmamış ve şiirlerinde her üç Türk lehçesindeki bilgisini göstermiştir. Kadı Burhaneddin, Hoca Dehhânî ile başlayan Anadolu sahası Türk şiirine İran şiirinin benzetmelerini, mazmunlarını geniş ölçüde getirmiş; ancak, Türkçenin anlatım olanaklarından da yararlanmıştır. Şiirlerinde cinas ve tevriye sanatlarını oldukça sık kullanmış ve Türkçe deyimlerin mecazlı anlamlarıyla oynamıştır. Farsçanın edebi dilinden etkilenmiş olmakla birlikte şairin dili sadedir. Farsça terkiplere yer vermediği için de aruzu kullanırken oldukça fazla imale yapmıştır. Ayrıca, Kadı Burhaneddin'i, Türk nazım şekillerinden olan tuyuğun başarılı örneklerini veren ve bu nazım şeklini çok kullanan bir şair olarak da tanıyoruz. Tuyuğların yanısıra cinaslı kafiyelere yer vermesi, şairin Türk milli zevkine bağlılığının bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Kadı Burhaneddin şiirlerinde tasavvufun düşünce ve mecazlarına yer vermiş olmakla birlikte, daha çok lirizmden hoşlanan ve dünya zevklerini dile getiren bir şair kişiliğe sahiptir.

 

KADI BURHANEDDIN HAYATI

1344-1398

Sivas sultanı olarak, hükümdarlığı ve savaşları ile tarihe geçen, maceralı, didişmeli bir hayat süren ve 14. yüzyıl şairlerinin en dikkat çekicilerinden birisi olan Kadı Burhaneddin hakkındaki bilgimiz de yeterince değildir.


Oğuzların Salur boyundan gelen Kadı Burhaneddin Ahmed, 1230'da Harzem'den göçüp Kastamonu'ya yerleşmiş ünlü bir aileden, gelmektedir. 1344'te Kayseri'de doğmuştur. Babası, (Kayseri kadısı) Şemseddin Ahmed'den, ilköğrenimini gördükten sonra ilim seyahatine çıkarak Kahire, Şam ve Haleb'in ünlü bilginlerinden ders ve feyz almıştır.
Çağının başlıca ilimlerinde yükselmiş olarak Kayseri'ye dönen Burhaneddin, Ertana Oğullarından kız almış, kadılıktan vezirliğe yükselmiş, sonra da Ertana Oğullan'nın saltanatım tanımayarak, Sivas'ta tahta çıkmış ve bağımsızlığım ilân etmiştir (1380).


Bilgin ve şair olduğu kadar da cesur bir serdar olan Kadı Burhaneddin, Yıldırım Bâyezîd ve Timur gibi büyük hükümdarlarla savaşlar bile yaptı. Nihayet, kendisine karşı ayaklanan Akkoyunlu boybeylerinden Kara Yülük Osman Bey'i kovalarken yaralandı, düşmanına esir düştü ve öldürüldü.


Bu kadar savaş, ihtiras ve hareket içinde anlaşılmaz bir ruh olgunluğuna ulaşan Kadı Burhaneddin, yiğitlik aşk ve tasavvufu kaynaştıran, kendine vergi söyleyişi ile Anadolu şiirinin kurucularından olmuştur. Şiirlerinin çoğunda kaderi teennüm edişi bile yiğitçedir, Bu cesaret, imanlı, coşkun bir müslümanın, alın yazısından nasıl olsa dönüş olmayacağına, şu hâlde deni dünyâ için ezilip büzülmeye, korkmaya, mürailik etmeye sebep bulunmadığı mutlak inancından ileri gelmektedir.
Aşağıdaki tuyuğ, tevekkülün aza kanaat değil de yiğitlik kaynağı olduğunu gösteren bu felsefenin güzel bir ifadesidir:

Ezelde Hak ne yazmış ise olur
Göz ne ki görecek ise görür
İki âlemde Hakk'a sığınmışuz
Tohtamış ne ola ya Aksak Temûr

Arapça ve Farsça şiirleri de bulunan 600 sahifelik Divan'ı edebiyatımızın en hacimli eserlerindendir. Bu divanda çoğu tasavvufî olan gazellerden başka 116 tane tuyuğ vardır. Tuyuğ denilen Türk nazım şeklini en fazla kullanan şairin Burhaneddin olduğu görülmektedir. Hiçbir gazelinde isim veya mahlas (takma ad) kullanmamak da bu şairin özellikleri arasındadır. Aruz'un çeşitli kalıplarını kullanan bu şair, tevriye, cinas gibi kelime oyunlarından da hoşlanmaktadır.
Şiir dili Batı Türkçesinin ortak vasıflarını taşımakla birlikte az çok Azerî şivesine de kaçmakta ve bilhassa Doğu Anadolu ağızlarından kelime, ses ve deyişler ihtiva etmektedir.
Tasavvufî ve aşkı olduğu hâlde "yiğitçe" bir havası da olan şiirleri, onu çağdaşlarından olduğu gibi, öbür divan şairlerinden de ayırır. Kahramanlık aşk ve tasavvufu ateşli bir ruhla ifade eden bu serdar şairin hayat felsefesi, şu beytiyle özetlenebilir:
Yahşi yaman, katı yumşak olsa, hoş
"Serverem" diyen kişi erkek gerek.

Burhaneddin'in nazmında, Türkçeyi aruza ilk defa uygulamaktan gelen imâleler ve başka kusurlar çok göze çarpmaktadır. Bu, biraz da onun çağma ait eksiklerdir. Ancak, ilim, duygu ve ruh zenginliği bu teknik noksanları örtmektedir. (Kadı Burhaneddin Divanı Prof.Dr. Muharrem Engin, İstanbul 1980)

AHMET KABAKLI, TÜRK EDEBİYATI TARİHİ,2.CİLT

 İLGİLİ İÇERİK

KADI BURHANEDDİN HAYATI ve ESERLERİ

KADI BURHANEDDİN HAYATI ve ESERLERİ

KADI BURHANEDDİN'İN HAYATI

KADI BÜRHANEDDİN-TUYUG İNCELEMESİ

KADI BURHANEDDİN - TUYUĞ ÖRNEKLERİ

KADI BURHANEDDİN - GÖNÜLÜME BEN DEDİM Kİ KANDESİN

KADI BURHANEDDİN - HEVA Kİ ŞOL SENEMÜN ...

KADI BURHANEDDİN - ÖLMÜŞ TENÜME AŞKI ...

KADI BURHANEDDİN - TUYUĞ ÖRNEKLERİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi