Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

PASTORAL ŞİİR ÖRNEKLERİ

SAYFA:1 /01-10

1-ÇAĞLAYAN- MAHMUT UÇAN

Suları düşünürüm nazlı nazlı kıvrılan
Akışını seyretsem sanki durmuştur zaman.
Yıllardır akmış belki, daha kaç yıl akacak,
Bizler görmeyeceğiz vakit çok geç olacak.
Onlar ki kimi durgun kimi delice akan,
Kimi boz bulanıktır kimi coşup ÇAĞLAYAN
Hep denize akarlar engin sulara doğru,
Yüce dağları aşıp vadilerden geçerek
Tanımaz hiç bir engel gider menzile doğru,
Yılların özlemiyle helezonlar çizerek.
Setlerin arkasından ovaları sulayan,
Barajları doldurup etrafa ışık yayan.
Kimi yerin altında bir artezyen kaynayan,
Kimi düşer dağlardan adı olur ÇAĞLAYAN

Erzincan’ın ovası Fırat’ın yatağıdır,
Karasu’ya can veren keşiş ve kop dağıdır.
Ekşi su’da bin türlü madenle kaynar yerden,
Beytahtı dedikleri curcuna yatağıdır.
Erzincan’ın bir köyü Munzur’un eteğinde,
Bahar orda yaşanır alıyla yeşiliyle.
Birkaç hane ,bir kaç ev bir yamaçta Kalecik
Sanki bir ören yerde terkedilmiş gelincik.
Bu köyden bir su kaynar akar yaz kış durmadan,
Girlevk’e gelince oluverir ÇAĞLAYAN.

Dökülür tepelerden coşar köpürür taşar,
İnsan en güzel günü giderse orda yaşar.
Ara sıra suya da değer feleğin nar’ı
Hiremlerle süslenmiş bir yoldur aslan argı
Karatuş’tan geçerek can verir ovalara,
Sonra büyümek için katılır Karasu’ya.
Kaynaklar su verirse hep akar bu derecik,
Kurusa karlı dağlar susuz kalır Kalecik.
Nedense hep tersine döner bu çarkı devran,
Yıkılıp viran olmuş bahtı kara Erzincan
Küçücük bir kasaba görünür uzaklardan,
Kucak açar dağlara bulutlara ÇAĞLAYAN.

İnsanın hayatı’da su gibi akıp gider
Bahardan sonbahara kucak açar seneler.
Bazen bir rüzgâr eser fırtınalar yaratır,
Bazen çılgın dalgalar isyanları ıslatır.
Bazen bir dar boğazdan neşeyle akar hayat,
Bazen en güzel günden alamayız hiç bir tat.
Nasıl ki akan sular denize dökülürse
Ölüm denen denizden kurtulamaz hiç kimse.
Bazen durulur sular bazen gönül bir hicran,
Bazen delirip coşan köpüren bir ÇAĞLAYAN.

kelimeler:
Hirem: Büyük su kanalından ayrılan suyolları
Kalecik: Erzincan’da bir köy
Beytahtı: Erzincan’da bir mesire yeri
Ekşisu: Erzincan’da bir kaynak
Girlevik: Erzincan’da şelale(çağlayan)
Karatuş: Erzincan’da bir köy



KIR ŞARKISI- BEHÇET NECATİGİL

Tam otların sarardığı zamanlar
Yere yüzükoyun uzanıyorum
Toprakta bir telâş, bir telâş
Karıncalar öteden beri dostum.
Ellerime hanım böcekleri konuyor
Ne şeker şey onlar!
Uç böcek, uç böcek diyorum
Uçuyorlar
Pan'ın teneffüsü bile
Ilık, okşamakta yüzü.
Devedikenleri, çalılık vesâire
Bir âlem bu toprakların üstü.
Tabiatla haşır neşir
Kırlarda geçen ikindi vakti.
Sakin, dinlenmiş, rahat
Bir gün daha bitti.


SABAH -ORHAN SEYFİ ORHON

Güneş ufkun kenarından
Yavaş yavaş yükseliyor.
Köyün yüce dağlarından
Serin  nefesler geliyor.

Sarı, yeşil, mavi, renk renk
Çiçekler açmış  ovada.
Kelebekler benek benek
Dolaşıyorlar arada.

Gece yorgun akan ırmak
Tatlı seslerle coşuyor.
Artık herkes uyanarak
Kendi işine koşuyor.

Yalnız küçük bir çocuk var:
Karşıki evde uykuda,
Uyanacak şimdi o da.

Köydeki bütün horozlar.
Diyorlar ki: uyan, uyan!
Tembel olur çok uyuyan.



ZERDALİ AĞACI-CAHİT KÜLEBİ

I
Havalar güzel gidiyor
Sen de çiçek açtın erkenden
Küçük zerdali ağacım,
Aklın ermeden.

Bak kurt gibi kalın yapılı
Görmüş geçirmiş ağaçlara
Küçük zerdali ağacım,
Pişman olursun sonra.

Şimdi okşar da hafif hafif
Bir gün yerden yere çalar rüzgâr
Küçük zerdali ağacım,
Bakma güzel gitsin havalar.

Sallansın dalların çocuklar gibi
Bakma güneş ısıtsın varsın
Küçük zerdali ağacım,
Sonra donarsın.

Zemheride  bahar mı olur
Akşamları seyret anlarsın
Sakın erkenden çiçek açma
Küçük zerdali ağacım.

    

SONBAHAR GELİYOR-CAHİT KÜLEBİ

Sonbahar geliyor serçe
Yuvanı ne yapacaksın?
Ayva çiçek açmadan önce.
Meyvelerin içi geçecek
Rüzgâr başka çeşit esecek
Yağmurlarla ıslanacaksın.

Hâlbuki ne kadar sıcaksın



5-BİNGÖL ÇOBANLARI-KEMALETTİN KAMU

Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum.
Bu dağların en eski âşinasıdır soyum,
Bekçileri gibiyiz ebenced buraların.
Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi,
Her gün aynı pınardan doldurur destimizi
Kırlara açılırız çıngıraklarımızla...

Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, yeni;
Kuzular bize söyler yılların geçtiğini.
Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;
Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek,
Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı;
Her adım uyandırır ayrı bir hatırayı:

Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda,
Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam;
Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda,
"Suna"mın başka köye gelin gittiği akşam.

Gün biter, sürü yatar ve sararan bir ayla,
Çoban hicranlarını basar bağrına yayla.
-Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al,
Diye hıçkırır kaval:
Bir çoban parçasısın olmasan bile koyun,
Daima eğeceksin, başkalarına boyun;
Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı,
Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı
Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an!
Mademki kara bahtın adını koydu: Çoban!

Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden,
Çıngırak seslerinin dağlara dediğinden
Anlattı uzun uzun.
Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun
Nadir duyabildiği taze bir heyecanla...
Karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla
Bingöl yaylarının mavi dumanlarına,
Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına!



ÇOBAN ÇEŞMESİ-FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

Derinden derine ırmaklar ağlar,    
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,    
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,    
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.    
        
"Göynünü Şirin'in aşkı sarınca    
Yol almış hayatın ufuklarınca,    
O hızla dağları Ferhat yarınca    
Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."    
        
O zaman başından aşkındı derdi,    
Mermeri oyardı, taşı delerdi.    
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.    
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi.    
        
Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,    
Kerem'in sazına cevap veren bu,    
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...    
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.    
        
Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,    
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,        
Ateşten kızaran bir gül arar da,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,    
        
Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,    
Tarihe karıştı eski sevdalar.    
Beyhude seslenir, beyhude çağlar,    
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...    



YAYLA DUMANI- ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI

Gümüş bir dumanla kapandı her yer;
Yer ve gök bu akşam yayla dumanı;
Sürüler, çimenler, sarı çiçekler,
Beyaz kar, yeşil çam yayla dumanı!

Ben de duman olsam senin yerine,
Dağılsam dağların şu mahşerine;
Güzelin saçına ve gözlerine
Ben girsem, ben dolsam yayla dumanı!

Beni içerine aldın dağ gibi,
Doldun gözlerime bir rüya gibi;
Bende güneş gibi, yüce dağ gibi
İçinde kaybolsam yayla dumanı!



EN GÜZEL KOKU- MEHMET NECATİ ÖNGAY

En hoş koku:
Buğday kokusu.
En tatlı uyku:
Kır uykusu.

En güzel yeşil
Ekin yeşili.
En güzel dil
Annemin dili.

En güzel başak:
Buğday başağı.
En güzel tak:
Ebemkuşağı.

En güzel koku:
Toprak kokusu.
En güzel uyku:
Kır uykusu.

Buğday kokusunda
Ekmek.
Toprak kokusunda
Su.                     
       

PAPATYALAR- TEVFİK FİKRET

Bahar olsun da seyredin
Nasıl süsler bayırları,
Zümrüt gibi çayırları,
Yüze güler o incecik
Gelin yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.

Tarlalarda hoşa giden,
Sarı, turuncu, pembe, mor,
Bir çok güzel çiçek olur.
Bence güzeldir hepsinden
Gelin yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.

Yaprakları kıvır kıvır,
O da ayrı bir güzellik.
Boy pos, boyun ipincecik.
Hem güzel, hem de nazlıdır
Gelin yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.

Rüzgar eser kâh o yana,
Kâh bu yana, hep beraber,
Dalga dalga eğilirler,
Neşe verirler insana
Gelin yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.


10-ELMA AĞAÇLARI- EMİN RECEP GÜREL

Bir gün gelir, çiçeklenir,
Yine elma ağaçları,
“Artık bahar geldi!” denir,
Dallar öter yamaçları.

Kelebekler üşer üşer,
O mavili çiçeklere;
Sonra yağmur gibi düşer
O çiçekler bütün yere.

Güzel ağaç! derim, yazık!
Yetim kaldın bir tarafta.
Dallar iner yere artık,
Geçer geçmez birkaç hafta.

Kapılırım bir sevince
Sonu gelmez hülyalarla;
Zümrüt dallar süslenince
Kıpkırmızı elmalarla.

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi