Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

ZİHAF NEDİR? VE ZİHAF ÖRNEKLERİ

"Kısma” demektir. aruz ölçüsünde ölçü gereği Arapça, Farsça sözcüklerdeki uzun heceyi kısa okumaktır. İmalenin tersidir.

Aşağıdaki beytin ölçüsü fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün’dür. “Pehlû” sözcüğünü, ölçüye uyması için “pehlu” biçiminde yani uzun olan “-lû” hecesini kısaltarak okumak gerekir.

Ol kadar âsûde âlem sâye-i adlinde kim

Hâb-gâh eyler ğazâle pehlû-yı şîr-i nehi

                                                  NEF’Î

Ölçüsü mefâ’ilün fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün olan aşağıdaki beyitte de aslında uzun olan “Nef'î” sözcüğünün “-î” hecesini ölçüye uyması için kısaltarak okumak gerekir.

Nedir bu tâli’ ile derdi Nef’i-i zârın 

Ne şuhu sevse mülâyim dedikçe âfet olur

                                                NEF’Î

 

Kıl tefâhur kim senün hem var men tek âşıkun
Leylî‘nün Mecnûn’ı Şîrîn’ün eger Ferhâd’ı var

                                                    Fuzulî

Beytin düz yazıyla dil içi çevirisi “Leylâ’nın Mecnun’u, fiirin’in Ferhad’ı varsa, sen de benim gibi bir âşığın olduğu için övün.”

Açıklama: “Leylâ ile Mecnun” ve “Ferhâd ile Şirin” Doğu edebiyatlarında iki aşk hikâyesinin kahramanlarıdır. Beytin ikinci mısraındaki “Leylî” Arapça bir sözcüktür ve aruza göre değeri iki kapalı hece (- -)dir. Kelimenin beytin vezniyle uyumlu hâle gelebilmesi için ikinci hecenin açık olması gerekir. Bu nedenle Leylî’nin ikinci hecesindeki “î” sesi vezin gereği kısaltılarak “i”değerine düşürülmüş; bu işlem sonucunda kelimenin aruza göre ses değeri bir kapalı bir açık hece (- .) olmuştur.

Aşağıdaki beyitte de “sâkî” ve “Nâ’ilî” sözcüklerinin sonundaki “î” ünlüsünün zihafla kısa ünlü değerine düşürüldüğü görülmektedir:

Bir câm sun ey sâkî-i meclis bize yoksa
Hûn-ı ciger-i Nâ’ilî-i zâra ne minnet

                                          Nâ’ilî

Beytin düz yazıyla dil içi çevirisi: “Ey meclisin içki sunan güzeli, bize bir kadeh sun. İnleyen, eziyet çeken Nailî’nin ciğer kanına ne minnet!”

“Bakî”, “Emrî”, “Fuzulî” gibi sonu uzun ünlü ile biten mahlasların, ayrıca sonunda nisbet “î”si bulunan sözcüklerdeki “î”lerin şiirde çoğu zaman açık hece değerinde kullanılmış olması şairlerin bunu bir kusur olarak kabul etmediklerini gösterir:

Bâkiye âb-ı vaslun irmez ise
Âteş-i hecr ile yanar kül olur

                                 Bakî

Zihâfın bir başka türü de vezin gereği bir kapalı bir açık hece değerindeki medli heceleri tek kapalı hece değerinde kullanmaktır.

Beyitteki Arapça “âb” kelimesi aruza göre bir kapalı bir açık (- .) hece değerinde medli bir hecedir. Beyitte vezin gereği zihaflı; yani, tek kapalı hece değerinde kullanılmıştır.

Didi gördüm ol habîbin anesi
Bir aceb nûr kim güneş pervânesi

                           Süleyman Çelebi

Beytin düz yazıyla dil içi çevirisi: “O sevgili peygamberin annesi, ‘güneşin pervanesi olduğu bir nur gördüm’, dedi.”

Beyitteki Arapça “nûr” kelimesi aruza göre bir kapalı bir açık (- .) hece değerinde medli bir hecedir. Beyitte vezin gereği zihaflı; yani, tek kapalı hece değerinde kullanılmıştır.

 

Kaynak: Kenan UĞUR, Liseler İçin Edebiyat Notları

 

 

 

 

 

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi