BİR LÂCİVERDÎ KÂSEDE HER SUBH MİHR ALTUN EZER - ŞEYHÜLİSLAM YAHYA
GAZEL
Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilun Müstef’ilün
Bir lâciverdî kâsede her subh mihr altun ezer
Vasf-ı cemâlin yazmağa cânâ gerekdir hall-i zer
Başı açık yalın ayak abdâlın olmuşdur güneş
Bir yerde ârâm eylemez şevkınla dünyâyı gezer
Her gonçe dest-i şâhda bir nâme-i serbestedir.
Bülbül iver kim açıla zımnında maksûdın sezer
Bâğın mutarrâ sünbüli başlar açılmağa kaçan
Gördükçe anı san urum bir dilrübâ zülfin çözer
Çok nâ-tüvânı eyledi Yahyâ tüvânger lutf-ı şâh
Ankâ-yı kâf-ı himmeti besler hezârân zâl-i zer
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Bir lâcivert kâsede güneş, her sabah altun ezer. Ey can, senin yüzünün güzelliğini yazmağa da altın suyu karıştırmak gerekir. Seni anlatabilmek için sararıp solmak gerekir.
Güneş, başı açık, yalın ayak bir abdalın (derviş) olmuştur! Bir yerde durup dinlenmez, senin şevkınla dünyayı gezer
Her gonca, dalın elinde, kapalı bir mektuptur. Bülbül, için de meramını sezdiği için açılmasında acele eder!
Bahçenin taze sünbüli açılmağa başladığı zaman, onu gör dükçe, bir sevgilinin (gönül kapan)zülfünü çözdüğünü sanırım.
...
İLGİLİ İÇERİK
ŞEYHÜLİSLAM YAHYÂ EFENDİ HAYATI ve ESERLERİ
ŞEYHÜLİSLAM YAHYA - HEMİŞE MERDÜM-İ ÇEŞMİN İZAR-I YARE BAKAR İNCELEMESİ
ŞEYHÜLİSLAM YAHYA - LİSAN-I EHL-İ DİLDE AŞKA GÜLZAR-I BELA DERLER
ŞEYHÜLİSLÂM YAHYA - AŞKIN ODUNA EY GÜL YANSA CİHAN-I ŞEYDA