Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

KOCA KAFALILAR GEZEGENİ-TİYATRO

OYUN KOMEDİ
Not: Radyo tiyatrosu olarak düşünülmüş küçük bir çalışma slayt destekli olarak sahnelenebilir. Tüm öğretmenlerimize atfolunmuştur. Sevgilerle…

KİŞİLER;

BAŞKAN……………………………………….
GÖZLÜKLÜ…………………………………….
AJANLAR ………………………………….
İKİ TANE PROFESÖR………………………………………
ECZACI KALFASI………………………………
1. KADIN………………………………………….
2. KADIN……………………………………….
3. KADIN………………………………………….
YAŞLI ADAM……………………………………….
MUHABİRLER……………………………….
ÜÇ TANE FAKİR ADAM………………………….
FAKİR KADIN……………………………
DOKTOR………………………………….
GEYİK KAFALI ADAM…………………………

Sahne aydınlanır. Telefonun başında gözlüklü bir adam bir şeyler yazıp çizmektedir. Telefon çalar.

GÖZLÜKLÜ ADAM; Evet. Geldi demek. Söyle içeriye gelsin.

KENDİ KENDİNE; Oldu bu iş. BU SIRADA CEP TELEFONU İLE BAŞKANINI ARAR.
Aloo, efendim. Saygılar. Benim. Sizi rahatsız ettiğimi biliyorum. Ama özür dileyerek acilen gelmeniz gerektiğini söyleyeceğim. Efendim. Adamımız az sonra burada olur.
Bekliyoruz başkanım. Teşekkür ederim.

KAPI VURULUR.

GÖZLÜKLÜ ADAM; gel!

İÇERİYE ÜSTÜ BAŞI DAĞINIK. SAÇ BAŞ BİR YERDE BİR PROFESÖR GİRER. ELİNDE DOSYALAR VARDIR.

PROFESÖR; İyi günler Beyefendi.

ADAM; Evet. Seni dinliyorum. Nasıl yapabildin mi bir şeyler?

PROFESÖR; Efendim. Büyük ölçüde başardık.

ADAM; Nasıl yani. Başardın mı? Başaramadın mı?

PROFESÖR; Şeyy. Aslında ilacı yapabildik. Yani sonuca ulaştık.

ADAM; Sorun nedir öyleyse? Sonuca ulaşman için sana para ödüyoruz.

PROF; Efendim.

İÇERİYE BAŞKAN GİRER. GÖZLÜKLÜ FIRLAR.
Hoş geldiniz beyefendi. Buyurun. Lütfen.

BAŞKAN SURATSIZ; Rahatsız olma! Otur. Profesör siz misiniz?

PROF; Efendim ben, (GÖZLÜKLÜ ADAMIN KONUŞMASINA İZİN VERMEZ)

GÖZLÜKLÜ; Evet, Beyefendi şimdi de bana ilacın özelliklerini anlatıyordu.

BAŞKAN; Güzel. DOSYALARI KARIŞTIRIR.
Neler yaptınız?

PROF; Efendim. Kısaca şöyle; İlacı kullanan farelerde üç hafta içerisinde mideler küçülüyor. Ve hayvan süratle kilo kaybına uğruyor.

BAŞKAN; İşte! Sihirli kelime; kilo kaybı! Bu kozmetik-ilaç sektöründe devrim çak! (ADAMLAR ALLERİNİ BİRBİRİNE ÇAKIŞTIRIR)Kadınlar bunun için eczaneleri yıkacaklar. Bütün şişmanlar eczanelere hücum edecek. Devletler açlığa çare bulduğumuz için ilacın patentini almak için ne paralar ödeyecekler. Yaşasın zenginlik.

GÖZLÜKLÜ; Hemen seri üretime geçelim! Gelsin paralar.

PROF; Hayır! Hayır! Hemen üretime geçemeyiz. Eksiklerimiz var. İlacın yan etkilerini görmemiz gerekiyor. Bir kaç haftaya daha ihtiyacım var.

BAŞKAN; Ne diyorsun? Biz birkaç hafta daha ne yaparız? Ya rakip firma formülü bulursa? Ya bizden önce piyasaya süren olursa. Kaybedecek bir dakikamız bile yok.

PROF; Aman efendim. Mümkün mü? Bizden başka bu formülü bilen yok.

BAŞKAN KOCA GÖBEĞİ İLE PROFESÖRÜN ÜZERİNE YÜRÜR.
Ya sen bizi satarsan.

PROF; Aman efendim. Yapmayın. Yedi yıldır bu iş için gecemi gündüzüme kattım. Karım bile beni evden kovdu. Size nasıl yanlış yaparım.

GÖZLÜKLÜ; Parası çok olanın karısı da çok olur. Biri gider biri gelir.

PROF, Bana güvenmiyor musunuz?

BAŞKAN; Olsun, Ben babama bile güvenmem! İşin içinde büyük paralar var. GÖZLÜKLÜYE
DÖNEREK.
Dış ortaklarımızı ara. Seri üretime geçiyoruz.

SAHNE KARARIR.
SAHNE AYDINLANDIĞINDA KALABALIK İNSANLARIN BİR O TARAFA BİR BU TARAFA KOŞUŞTURDUKLARINI GÖRÜRÜZ. SAHNEDE ECZANE YAZAN BİR KAÇ YAZININ ALTINDA KUYRUKTAKİ İNSANLAR KOŞUŞTURMAKTADIRLAR.

1. KADIN; Ay kardeş. Sabahtan beri bekliyoruz. Şu ilacı dağıtın artık.

ECZACI KALFASI; Aspirin değil bu hanım! Sırada bekleyeceksin.

2. KADIN; Karaborsa mı satacaklar yoksa?

3. KADIN; Alırım vallahi, şu kilolara bak şekerim. Denemediğimiz rejim kalmadı. Yok, merdiven rejimi yok karpuz rejimi. Bıktım canımdan.

1. KADIN; İşe yarasa bari.

2. KADIN; Yarıyor yarıyor. Bizim komşu Mehmet Bey 80 kilodan üç hafta içerisinde 55 kiloya düştü.

1. KADIN; Haydi inşallah.

YAŞLI BİR ADAM SIRAYA GİRMEYE ÇALIŞIR

KALFA; Hop! Bey amca sıraya, gir.

AMCA, Ne var evladım? Ben sabahtan beri geldim. Bekliyorum.

2. KADIN; Herkes bekliyor. . Sadece sen misin Allah’ın kulu.

3. KADIN; Ahı gitmiş vahı kalmış bunun ne yapacaksa zayıflatıcı hapı?

1. KADIN; Kim bilir?

2. KADIN; Bana bak kardeş benim hiç gözüm tutmadı bu eczacı kalfasını! Tinerci gibi bakıyor adamın suratına.

3. KADIN; Bana da bir işler çeviriyor gibi geldi.

2. KADIN; Anlarız birazdan.

YAŞLI AMCA; Hayır. Ta Bursa’dan kalkıp geldik. Daha çok bekleyecek miyiz?

2. KADIN; Çok oldun ama amca sen de. Patladın mı ayol. Bekle. Hanıma mı kendine mi alıyorsun ilacı?

AMCA; İkimize de.

3. KADIN; Oh. Para bol, yani.

AMCA; Ne parası?

1. KADIN; Zenginler böyle işte. Fakirin her şeyine göz diker. Tek kendine al. Başkası da nasiplensin.

2. KADIN; Öyle tabi

AMCA; Allah Allah. Size ne kardeşim benim iğnemden ilacımdan? Devlete ben hizmet etmişim. Bu benim yasal hakkım. Bir kutu da alırım beş kutu da

O SIRADA BİR ADAM ECZACI KALFASINA YAKLAŞIR FISIR FISIRDAŞIRLAR.

1. KADIN; Ne fısıldaşıyor onlar?

2. KADIN; Bilemem. Bir işler önüyor ama.

3. KADIN; Kız parayla bu ilaçları karaborsadan satıyorlar.

1. KADIN; Satamazlar. Ben o ilaç için günlerdir sürünüyorum. Parçalarım vallahi!

2. KADIN; Görürüsün birazdan hanımefendi kalmadı der bu pörtlek göz.

1. KADIN; Kardeş, ne oldu? Neden bekliyoruz kuyrukta?

KALFA; İlacın sayısı belli hanımefendi. Kuaför değil ki burası; Bir kutu kızıl bitti. Yerine yenisini al diyelim.

2. KADIN; Laf kalabalığı yapma bakalım. Nereye gidiyor o kutular? İçinde ne var?

KALFA; İsterseniz dükkânın kirasını da size verelim. Bir, çeriyi kontrol edin. Tövbe Tövbe. Size ne? Nakliye de yapamayacak mıyız?

2. KADIN; Ya parayı aldın gördüm.

YAŞLI AMCA; Ne parası?

1. KADIN; Karaborsacıya sattı ilaçları.

KARABORSACI; Yavaş! Ben karaborsacı değil eczacıyım. Ablacığım.

3. KADIN; Kolayı var. Açın koliyi kontrol edelim. Biz de özür dileyelim.

HEP BERABER; Evet.

KALFA; Yok ya! İşinize haydi ilaç milaç yok. Haydi.

1. KADIN; Yağma yok! Açacaksın.

KARABORSACI; Çattık!

ÇEKİŞİRLERKEN KADIN KALABALIĞA SESLENİR
Millet, yetişin polis. Halkı dolandırıyorlar. Karaborsacılar.

MİLLET KALFA İLE KARABORSACIYA PALDIR KÜLDÜR DAYAK ATMAYA BAŞLAR.

3. KADIN ÇANTASIYLA BİR KARABORSACIYA BİR KALFAYA VURUR;
Bu beni beklettiğin için (KALFAYA)

KALFA CAN HAVLİYLE BAĞIRIR; imdat! Polis! Kurtarın bizi!

3. KADIN; Bu bana abla dediğin için. (KARABORSACIYA)

KARABORSACI; Yandım anam!

YAŞLI AMCA; Bir şeker hapını çok gördünüz zavallı halka. Oh olsun!

KAVGA, HENGÂME DEVAM EDER. POLİS ARABASI SESİ.

KALABALIKTAN BİR ERKEK SESİ; Ne şeker hapı bey amca?

AMCA; Burası ithal şeker hapı binbinvel’in kuyruğu değil mi? hani şu piyasada bulunamayan.

ERKEK SESİ; O oo amcacığım. Yanlış adres. Burada binbinvel bulunmaz. Bu zayıflama hapı kuyruğu.

AMCA; Hay Allah müstehakınızı versin. Bütün her şey şişmanlar, içinmiş. Hay sizin kilonuza. Nedir bu milletteki zayıflama merakı anlamadım ki. bir şey değil. Biz boşu boşuna bekledik.

KALABALIKTAN BİR SES; Ambulans çağırın! SAHNE KARARIR.

SAHNE AYDINLANDIĞINDA İSE TELAŞ İLE GÖZLÜKLÜ İÇERİ GİRER.
Mahvolduk beyefendi.

BAŞKAN; Yine ne oldu?

GÖZLÜKLÜ; İşler karıştı. Acilen beni dinlemeniz lazım.

BAŞKAN; Öff, öff. Ne mız mız adamsın. Bir rahat dinlenemiyoruz.

GÖZLÜKLÜ; Beyefendi. Mahvolduk. KOLUNUN ALTINDAKİ DOSYALARI MASAYA KOYAR.
Bunlar şikâyet dilecekleri. İlacımızla ilgili.

BAŞKAN; Hasır altı et!

GÖZLÜKLÜ; Edemeyiz. !

BAŞKAN; Rüşvet ver!

GÖZLÜKLÜ; Veremeyiz!

BAŞKAN; Böyle giderse yeni bir genel müdür alacağım.

GÖZLÜKLÜ; Beyefendi. İnsanların kafaları küçülüyor. Olay büyük boyutlarda.

BAŞKAN; APTAL APTAL BAKAR! Nasıl yani? Bize ne bundan küçülürse küçülsün.

GÖZLÜKLÜ; Efendim. Bizim ilacımızı son altı aydır kullanan insanların kafaları küçülüyor.

BAŞKAN; Olur mu öyle şey! Deli misin sen?

GÖZLÜKLÜ (HEYECANLA); Efendim. Anlatamadım derdimi. Bunlar hastane raporları, bunlar şikâyet dilekçeleri.

BAŞKAN; Şimdi yandık. Şu fotoğraflara bak. Adamın kafası ampul kadar kalmış. tüh tüh.
Nerede şu profesör denilen haydut! Çağır şunu.

GÖZLÜKLÜ; Efendim profesör kayıp!

SAHNE KARARIR

SAHNEDE GAZETECİLER ELLERİNDE FOTOĞRAF MAKİNALARI İLE KOŞTURURKEN DIŞ SES SAHNEDEN DUYULUR.
Olay medyada patladı;

BİR MUHABİR ELİNDE MİKROFONLA
Kafa küçülme salgını devam ediyor sayın seyirciler

BİR BAŞKA MUHABİR
Uzmanlar şaşkın!

BİR GAZETECİ DAHA
İlaç firması yetkilerine dönüyoruz sayın seyirciler

İLAÇ FİRMASI YETKİLİSİ GARİBAN BİR ADAMDIR;
Şey olayın ilaçla ilgisi yok. Hangi kanal da çıkacak bu?

BİR MUHABİR
Yetkililer suçu medyaya attı. İşte bir yetkili

BÜTÜN GAZETECİLER YETKİLİYE ÜŞÜŞÜRLER

YETKİLİ; Abartmayın! Abartmayın! Bakın ben de kullanıyorum. Bir şey yok.

MUHABİR; Nasıl yani?

YETKİLİ; Hem koca kafalı olmak iyi bir şey değil! Biraz kafanın küçülmesiyle bir şey olmaz. Toplantı bitmiştir. İyi günler.

YETKİLİ, KORUMALARIYLA BERABER İTİŞ KAKIŞ SAHNEYİ TERK EDER.

SAHNEYE BİR MANKEN GELİR. MUHABİRLER TEKRAR ÜŞÜŞÜR.
MUHABİR; Evet sayın seyircilerimiz. Ünlü manken, besteci, futbolcu, şarkıcı, yolcu ve daha bir sürü ca cu olan filiz fırfırla birlikteyiz. Sayın fırfır bu ilaç hakkında ne düşünüyorsunuz? Siz de kullandınız mı?

MANKEN; Ben-tabi, şuraya mı konuşacağım? hah güzelliğimi bu ilaca borçluyum. Ayrıca Küçük kafalı olmak insanı daha zayıf gösteriyor. Ben şimdi eğlence merkezi kaykayda partiye gidiyorum. bay!

DIŞ SES; Salgın Amerika’da ve Asya‘da da yayıldı sayın seyirciler. Kafası gittikçe küçülen insanlar zaman zaman zorluklar yaşıyorlar. Bu sabah bir adam, dişlerini fırçalarken kafasını musluğa sıkıştırdı. Otobüste bir kadının pencere pervazına sıkışan kafası ancak sağlık ekiplerinin yardımı ile kurtarıldı. Ancak Çinliler durumdan memnun. Çünkü kendileri minik olduğundan, kafaları da minikleşince takım oldu sayın seyirciler!

SESSİZLİK
SAHNEYE AÇ FAKİR İNSANLAR GELİR. AJAN GİBİ GİYİNMİŞ İNSANLAR KUTULARLA İLACI GETİRİRLER. FAKİR İNSANLAR KAPIŞIR. KUTLARI AÇARLAR. ŞAŞKINLIK İÇİNDE HAPLARA BAKARLAR.

FAKİR ADAM; Bu ne be?

AJAN; Beğenemedin mi? Açlığınıza çare bulduk işte.

FAKİR KADIN; Bu nasıl çare? Biz sizden ekmek istedik. Su istedik. Hapı ne yapalım?

AJAN; Bu hapı alınca açlığınızı unutacaksınız.

FAKİR ADAM; Açlık unutulur mu be?

AJAN; Az yemekle karnınız doyacak artık.

FAKİR KADIN; Sanki çok yemek yiyorduk da! Şimdi de onu mu keseceksiniz?

AJAN; ee, çok oldunuz ama. İşte size çare! Kullanıp kullanmamak size kalmış.

AJAN ÇIKAR, KADINLA ADAM BİRBİRLERİNE BAKIP DURAKLARLAR.

FAKİR KADIN; Biz zaten hapı yutmuştuk bey!

ARDINDAN MÜTHİŞ BİR AÇLIKLA HAPLARI YEMEYE BAŞLARLAR.
SAHNE YAVAŞÇA KARARIR.
SAHNEYE SIKINTILI BİR BİÇİMDE GÖZLÜKLÜ ADAM VE BAŞKAN GELİR

BAŞKAN; Nasıl kurtulacağız bu işin içinden? Nasıl?

GÖZLÜKLÜ; Efendim, boğazım-

BAŞKAN; Başlarım boğazına

GÖZLÜKLÜ; Efendim boğazımı sıkıyorsunz.

BAŞKAN; YAKASINI BIRAKIR; Ne halt yiyeceğiz. Söyle, Battık. Battık!

GÖZLÜKLÜ; Efendim profesörü bulduk. Bize bir şey teklif edecek. Bu arada dış ortaklarımızda geldiler. Kapıdalar.

BAŞKAN CAMDAN ATLAMAYA KALKAR;

GÖZLÜKLÜ, Aman efendim. On sekizinci kattayız. Ne yapıyorsunuz?

BAŞKAN; Ne yapacağız?

GÖZLÜKLÜ BİLMEM GİBİLERDEN İŞARET YAPAR.

O SIRADA İÇERİYE AJAN BOZMASI TİPLER GELİR. AKSANLA KONUŞACAKLARDIR.
Merhaba bay başkan.

BAŞKAN; Merhaba, efendim. Hoş geldiniz.

AJAN; Hoş bulmadık! Ya bu işe bir çare bulursunuz. Ya da (GIRTLAK KESER GİBİ İŞARET EDER)ADAMLARIN İKİSİDE GIRTLAKLARINI TUTAR.

AJAN; İçeri gel profesör.

BAŞKAN; Seni alçak adam!

PROF; Ben size dedim ama dinlemediniz ekselans!

GÖZLÜKLÜ; Sus! Sus!

AJAN; Biz bir proje hazırladık. Birazdan profesör bunu size anlatacak. Tüm masrafları siz karşılayacaksınız.

BAŞKAN; Ama ama…

AJAN; Bir şey mi dediniz? Duyamadım.

BAŞKAN; Aman aman ne güzel ne güzel dedim.

AJAN; Anlat profesör!

PROFESÖR KOCAMAN BİR KÂĞIT PROJE AÇAR.

YAPAY KAFA NAKLİ YAPACAĞIZ.

SESSİZLİK

PROFESÖR; Kafası küçülenlere kafa nakli yapacağız. !

BAŞKAN; Bu nasıl olur yahu?

AJAN; O işi bize bırak. . Reklam yapmaya başladık bile. Dünyanın en ünlü futbolcusuna kafa nakli yapacağız. Mankenler, filmler, piyasa reklamları kafa naklini destekleyecek. Üç beş yarışma ödülünü de kafa nakli yaparsak., tamam. Sosyete bu işe paraşütsüz atlayacaktır. Böyle yaparak bir taşla iki kuş vuracağız. Kafalar ısmarlama gelecek. . Amerikalı ve Avrupalı ortaklarımızla birlikte başlıyoruz. İlk deneyeceğimiz yer de Türkiye!

BAŞKAN; -Bu millet bize bir daha inanır mı?

GÖZLÜKLÜ; -Millet nelere inanmadı azizim. Dünyaca ünlü futbolculardan birisine kafa nakli yapılacakmış! . Ondan sonra sen seyret çılgınlığı! Hem kusurumuzu örteceğiz. Hem gelsin paralar.

GÖZLÜKLÜ; Ben de bu kafayı değiştirebilir miyim?

AJAN; Seninki olmaz. Fazla boş!

BAŞKAN; Bana bakın. Ben kafamı değiştirmem ona göre!

AJAN; Yok azizim yok. Senin kafan bize lazım neden değişsin ki?

BAŞKAN; Haydi bismillah! Ya herru ya merru! Başımız gizli işlerle derde girmez değil mi?

GÖZLÜKLÜ; Bu projede sadece biz değil, Bütün büyükler var.

BAŞKAN PROJEYE BAKAR GÖZLERİ BÜYÜR;
Hakikaten de büyükler varmış içinde

AJAN; Bir daha ki görüşmemizde daha zengin olarak toplanacağız.

BAŞKAN; Ne yapalım. Başa gelen çekilir.

AJAN; Ben çıkıyorum.

GÖZLÜKLÜ; Güle güle yine bekleriz.

BAŞKAN; Ağabeyimize selam söyleyin.

AJAN ÇIKAR SAHNE KARARIR.
SAHNE AYDINLANDIĞINDA
SAHNENİN TEPESİNE KOCA BİR YAZI ASILIR.
YAPAY KAFA ÜRETİM MERKEZİ(yaküm)
İNSANLAR BİRER İKİŞER ORAYA GİRERLER HERKES KAFASINDA ACAYİP BİÇİMDE KARTON MASKELERLE ÇIKAR.

DIŞ SES; Sayın seyirciler, Yapay kafa üretimine başlandıktan sonra halkın uzun süredir böyle bir beklenti olduğu gözlendi.

SAHNEYE KOŞTURAN BİR ADAM YAKÜM’ÜN KAPISINI YUMRUKLAR
Aman doktor, canım doktor. Kafa nakli yaptırmaya geldim.

DOKTOR; Ne bağırıyorsun be? Sağır mı var?

ADAM; Doktor, kafamı kafamı değiştir!

DOKTOR; Biz sadece küçük kafalara operasyon yapıyoruz. Senin kafan kocaman. Olmaz.

ADAM; Ben bu kafayı istemiyorum. Bu kafanın yüzünden başıma gelmedik kalmadı. Duyduğuma göre yeni taktığınız kafalara pek bir şey sığmıyormuş. Gözünü seveyim. Benim kafamı al.

DOKTOR; Tövbe tövbe!

ADAM; Bak. Ben iki üniversite mezunuyum. İşsizim. Bulduğum işte çalışırım. Cebimdeki param bu. Okumayı yazmayı her şeyi unuttur bana ne olur! Cahiller para içinde yüzüp cehaleti ile iftihar ediyor. Rağbet görüyor. Ben üç dil bilirim. Ama bu insanların dilinden anlamıyorum. Hep bu kafanın yüzünden! KAFASINI DUVARA VURUR.

DOKTOR; Gel ulan içeri!

ADAM İÇERİ GİRER

DIŞARIYA GEYİK KAFASIYLA ÇIKAR

ADAM; Sağ ol doktor bey. Allah senden razı olsun. Nereye gitsem başarılı olurum artık.

DIŞ SES; Aradan geçen uzun zaman içinde üretim merkezi haldır haldır kafa üretmeye başladı. Önce ilaç mağdurları için bedava kafalar ısmarlandı. Ama bu iş milletin öyle hoşuna gitti ki ev kadınından artistine politikacısına herkes iki yıl içerisinde’’ yapay kafa üretim merkezi’’ kısaca YAKÜM’ün sürekli müşterisi oldu.

YAKÜM darphane gibi, ekmek fırını gibi çalıştı.

MİLLET SIRAYA GİRMİŞTİR. DOKTORLAR HER GELENE BİR KAFA VERDİLER.

DIŞ SES; Geceli gündüzlü kafa üretiyorlardı. Yeni yapılan kafalar insanlara hemen naklediliyor, beğenmeyenin kafacığı kopartılıp pırıl pırıl, mini mini yeni kafalar takılıyordu.
Bir mide ilacının sonuçları kocaman bir dünyanın topluca çalışılan bir sirke dönüşmesine yol açtı.

İNSANLAR ABUK SABUK BİÇİMİNDE KAFALARLA SELAM VEREREK İŞYERLERİNDE ÇALIŞMAYA BAŞLARLAR. KİMSENİN ALDIRDIĞI YOKTUR.

DIŞ SES; Zaman ilerledikçe kafaların şekillerinde farklılıklar oluştu. Kimi uzun kafalı kimi köşegen kimi yuvarlak biçimde kafalar istiyordu.

KÖŞEGEN KAFALI ADAM SAHNEYE GELİR; Nasıl oldum hayatım açtı değil mi?

YUVARLAK KAFALI KARISI; Çok yakıştı. Çook.

DIŞ SES; Seri üretime geçildiği gibi kişiye özel üretimlerde yapılmaya başlandı. Kafası küçük olmayana kız bile verilmedi.
Otobüs ve minibüslerde yaşanan ufak tefek kazalar hariç -ki zaman zaman kafalar kapılara, pencere kenarlarına sıkışıyordu ama. -millet mutluydu.
Kafası değişenler çok mutluydular. Çünkü içeriden bakıldığında gördükleri başkaydı.
Onlar mutluydular. Çünkü.
Düşünmek yoktu.
Üretmek yoktu.
Yönetmek yoktu.

KAFALARINA FAZLA YÜK ALAMADILAR.
TEKNOLOJİ YAŞASINDA YAŞASINDI! !
Üretmek, yönetmek, düşünmek artık kocaman kafaların işiydi…

SAHNE KARARDIĞINDA FATİH ERKOÇ’UN ELLERİM BOMBOŞ ŞARKISI ÇALAR.

Bitti.

Kaynak: tiyatrom.com

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi