Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SONBAHAR ŞİİRLERİ

  1. GÜZ - KEMALETTİN KAMU   
  2. GEÇİCİ -  MEHMET ÇINARLI   
  3. SONBAHAR DUYGULRI-II  - MEHMET ÇINARLI    
  4. ESKİ BİR SONBAHAR - HÜSEYİN NİHAL ATSIZ    
  5. GÜZ - NEVZAT ÇELİK                                                SAYFA:1 /01-10    
  6. GÜZDÜR - NEVZAT ÇELİK    
  7. GÜZ ERKEN GELDİ - REFİK DURBAŞ    
  8. SONBAHAR-SEZAİ KARAKOÇ    
  9. SONBAHAR - YAŞAR NABİ NAYIR    
  10. GÜZ BAHÇESİ - TURGAY FİŞEKÇİ    
  11. SONBAHAR - YAHYA KEMAL BEYATLI    
  12. HAZAN BAHÇELERİ  - YAHYA KEMAL BEYATLI    
  13. MEVSİMLER- YAHYA KEMAL BEYATLI    
  14. GÜZ DURAĞI-BÜLENT GÜLDAL    
  15. GÜZ .. - ZİYA OSMAN SABA                                    SAYFA:2 /11-20    
  16. GÜZ GELMEDEN - AHMET TELLİ    
  17. GÜZ GELMİŞ NE GÜZEL - AHMET UYSAL    
  18. MEVSİM HAZAN / DİLDE HÜZÜN - AYDIN HATİPOĞLU    
  19. GÜZ - RAİNER MARİA RİLKE    
  20. GÜZ GÜNÜ - RAİNER MARİA RİLKE    
  21. SONBAHAR DÖRTLÜSÜ-MUSTAFA MİYASOĞLU    
  22. SONBAHAR HÜZÜNLERİ -İLHAN GEÇER    
  23. SONBAHAR- İBRAHİM MİNNETOĞLU    
  24. SONBAHAR - NURETTİN ÖZDEMİR    
  25. GÜZ - ARİF NİHAT ASYA    
  26. SONBAHAR GELİYOR-CAHİT KÜLEBİ                     SAYFA:3 /21-30    
  27. ADIM SONBAHAR-ATTİLA İLHAN    
  28. SONBAHAR-AHMET HAMDİ TANPINAR    
  29. EYLÜL’DÜ-CEMAL SÜREYA    
  30. EYLÜL SABAHININ SERİNLİĞİ-ATAOL BEHRAMOĞLU    
  31. SONBAHAR-METİN ALTIOK    
  32. BİTMEMİŞ ŞİİRLER VIII-TURGUT UYAR    
  33. SONBAHARDA BULUŞMA-OKTAY RİFAT    
  34. KIRIK AYNA-REFİK DURBAŞ    
  35. VEDA-HİLMİ YAVUZ    
  36. YAĞMUR-AHMET MUHİP DIRANAS                                 SAYFA:4 /31-40    
  37. MEVSİM SONBAHAR-NAZIM HİKMET RAN    
  38. MARDİN BAĞLARINA ERKEN DÜŞMÜŞ KIŞ-BARIŞ ERDOĞAN    
  39. SONBAHAR OLUYORUM-HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL    
  40. BEN EYLÜL SEN HAZİRAN- ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN    
  41. GÜZ GÖMLEĞİ-AHMET UYSAL    
  42. GÜZ GELMEDEN-AHMET TELLİ    
  43. UYANIK UYKUDA-ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU    
  44. UMUT YAPRAKLARI-ÖZDEMİR ASAF                         SAYFA:5 /41-50    
  45. GÜZ - HASAN ALİ YÜCEL
  46. SONBAHAR AKŞAMININ ŞİİRİ-CEYHUN ATUF KANSU
  47. GÜZ ALMANYA -YÜKSEL PAZARKAYA
  48. SONBAHAR KATARI - BEKİR SITKI ERDOĞAN
  49. HÜZNÜ BESTELEYEN SONBAHAR - ABDÜLKADİR AKGÜNDÜZ
  50. SONBAHAR-AHMET HAŞİM

 

SAYFA:1 /01-10

1-GÜZ - KEMALETTİN KAMU

Kurudu artık otlar
Bitmiyor tazeleri
Birikinti sularda
Yaprak cenazeleri

Döndü yayladakiler
Erdi dağlara batı
Ovalar daha geniş
Kayalar daha katı

Başım avuçlarımda
Bir ağır külçe hüzün
Düşüyor gözlerime
Çiğ taneleri güzün


 
GEÇİCİ -  MEHMET ÇINARLI

Sonbaharın bizi daldırdığı rüya geçici...
Sararan dallarının çizdiği dünya geçici...
Ellerin böyle sokulgan, nefesin böyle yakın,
Bana dünyaları vadetse de içten bakışın,
O ışık kaynağı gözlerdeki mana geçici.

Yıkılıp fırtınadan bir gece altın sarayım,
Geçecek, belli ki, her şey.. Fakat, aldanmalıyım!
Görmeden aşkın, ümidin dağılıp gittiğini,
Kalbe ürperme veren, sarhoş eden gençliğini
Bu güneş rengi kadehlerle içip, kanmalıyım.

Bir bahar şarkısı ahengini vermiş sesine,
Saçların rüzgara baş kaldırıyor öylesine..
Taze göğsünde, açan son çiçeğin korkusu yok.
Hüznü bağlardan içen kalbime yaklaş daha çok,
Atalım kahkahalar mevsimin içlenmesine.

Sonbaharın bizi daldırdığı rüya geçici...
Sararan dallarının çizdiği dünya geçici...
Ellerin böyle sokulgan, nefesin böyle yakın,
Bana dünyaları vadetse de içten bakışın,
O ışık kaynağı gözlerdeki mana geçici.


SONBAHAR DUYGULRI-II  - MEHMET ÇINARLI

Dallar geniş geniş açılan kollar insana;
Bir dost kadar yakın geliyor sonbahar cana.
Mağrur değil güzelliğe her yer bahar gibi,
Yaprak, çiçek, bulut bizi anlar, duyar gibi.
Yȃrin baharda koskoca bir dağdı hasreti,
Paylaştı her ağaç onu, artık hafifledi.
Artık değil yürekteki, evvelki kaygılar;
Bir muhteşem nehir gibi coşmakta duygular...



ESKİ BİR SONBAHAR - HÜSEYİN NİHAL ATSIZ

Sonbahardı... Seninle geçiyorduk o yoldan;
Topraklardan, havadan bir hüzün taşıyordu
Bize yaklaşıyordu

Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu.
Rüzgârların değildi bu musiki, bu hüzün;
Hatırladın değil mi? Kuşlar ağlaşıyordu...
Havada bir serinlik... Tatlı bir hayal gibi...
Toprak nasıl meçhuldü tıpkı istikbal gibi?
O gün tabiat başka bir türlü yaşıyordu.
Kalbin acı, gözlerin yaşla dolmuştu senin;
Yapraklar gibi yere dökülüyordu enin;
O nağme mesafeyi, zamanı aşıyordu.
O bir beste değildi: Kuşlar ağlaşıyordu.
En hazin şey muhakkak öksüz kalan ocaktır.
Bu ocak hüzünlerle dolup boşalacaktır.

Eski bir sonbaharı, küçük kuşları anmak
Belki veda etmektir sana birkaç satırla...
Yine bir sonbaharda ordan yalnız geçersen
Beraber geçtiğimiz serin günü hatırla! ..



5-GÜZ - NEVZAT ÇELİK

sarı yaprakları ağaçların
kanatları kırık bir kuş gibi düşüyor
ta buradan duyuluyor gürültüsü
kalbimde dehşetli bir keder üşüyor
kuru yaprakları ağaçların
kanatları kırık bir kuş gibi düşüyor

içerde vakitsiz basıyor keder
gözlerimi kapatıp seni düşündüm
seni su başında bir karaca gibi
en güzel yüzünü verirken suya
bir tüfeğin aynasında gördüm
tam altı bahar altı koca kış
kesik bir dal gibi titredim kıyasıya
bir tüfeğin aynasında gördüm seni
en güzel yüzünü verirken suya

içerde vakitsiz basıyor keder
yasak bir kitap gibi yakılmayıp bu güz de
sensizliğe mahkum edilirsem eğer
hasretin beni duman edecek
içimde seni sevmek telaşı
alıp başını gidecek

alıp başını gidecek seni sevmek telaşı
her kuleden uzanıp açıp her mazgalı
karanlık bir kuyu gibi bakacak düşman gözü
ve ben duyarak hissederek bu gözü
yasak bir ıslık kıvırıp dudaklarımın ucuna
delip de geçemezsem gözü
kırlangıçlar uykumu basacak
gözlerime vuracak
kanatlarında uçurdukları ayın
çıplak ve ölü yüzü

kırlangıçlar uykumu basacak
gözlerim deli deli bakacak
üçe beşe çıkacak nöbetçi sayısı
yasak bir ıslık dudaklarımı yakacak
felaketim olacak
felaketim olacak biliyorum
bu vakitli vakitsiz bastıran keder
bu kalbime sürtünen cehennem telaşı
voltamın ucunda savrulan bu sapsarı hüzün
bu senin tüfeklerin menziline düşen güzelim yüzün
ülkemin yüzü kentlerin dağların yüzü
bu işkence bu ayrılık bu zulüm
sonra bu diz boyu yaprak ölüsü
göçüp giden bu kuşlar..
ağlamak ayıp değil işin kötüsü
alaca bulaca yürüyor üstüme bulut
gözlerime değerse duramam
sevgilim sevgilim ellerimi tut



GÜZDÜR - NEVZAT ÇELİK

güzdür
yapraklar
ayağa
düştüğünde
ve kuştur
göçmen

gökyüzü

güzdür
göçmez
kalır sızısı

ellerimin

güzdür

çünkü
anımsanır
tarihi
bütün
yenilgilerin

güzdür

ve kürttür
bir
yıldır
sarı

esmer

güzdür

demek ki
söylemeli
güzde
göçeni

ve göçmeyeni

güzdür

her çiçek
kendi
dağınca
alsın
rengini
büyüsün
her çocuk
kendi

dilince



GÜZ ERKEN GELDİ - REFİK DURBAŞ

Güz erken geldi, sen gelmedin
Gelecektin, ben sigarayı bırakacaktım
Nikotin bantları yerine
Yağmuru akıtacaktım damarlarıma
Bir de intiharını ihtiyarlığımın
Gençliğimin geçmiş baharlarını bir de...

Çocuklar körebe oynamak için yağmurla
Gülüşleriyle donatacaklardı sokakları
Kanatları gümüşten bir serçe
Çocukların körebesi olacaktı

Ben uçurtması olacaktım serçelerin

Memelerinin billurdan gökkuşağı
Gecelerimi kuşatacaktı
Alnından öpecektim karanlığın
Senin uzundan da uzun çığlığından
Kirpiklerinin karasına sinmiş
Kokundan ve korkundan bir de...

Ah! sana dokunmanın yangını
Zemheride buza kesmiş sular misali

Sana yorganı olmanın sevdanın
Yak ucundan saçının en ince teline
Öpmenin, öpüşmenin, koklaşmanın
Dudaklarıyla öpecektim seni

Rüzgarın kollarıyla saracaktım
Bedenime dar gelen bedenini...

Sen gelmedin, güz erken geldi
Gölgem pencere önlerinden
Ara sokaklarına düştü karasevdanın

Kalbim hüzün ve kedere...

Gelişini bekliyorum şimdi
Gidişini özlediğim gibi...

Kara kuytusunda sevişmenin
Şehvetiyle emziresin diye beni
Kara urganıyla boğasın diye beni
Kara karanlığında unutasın diye beni



SONBAHAR-SEZAİ KARAKOÇ

I
Rüyalar bende kiraz gibi
Olur ve çürür bu mevsimde
Gün doğar ve yükselir de
Ben yatağımda bir kaptan

Gemisini terk etmeyen bir kaptan
Gibi eski günlerin hülyalarında
Bir deniz hazinesine sarılmış
Çocukluktan gençlikten yapılan

Sanki yıllarca önce
Koyup gitmemiş sevgili
Annem hiç ölmemiş gibi
Günden öç alır geceler

Atlar ki bende kiraz gibi
Büyür ve çürür bu mevsimde
Gün doğuşundan güç alan
Kelebeklerden kurtulurum

Bir kuş fosfor gibi geçer
Koşup sonsuz çayırları seçer
Başımı uzatırım sularına
Anlamak için anlamak için denizi

Ve şehirler deniz kıyılarında
Yükselen alçalan atlar gibi

II

Evin ötesinde berisinde meşaleler
Su meşaleleri ölü tuzu düğün biberi
Birinci Cihan Harbi'nden kalmışlar
Astragan dişleriyle fırçalanmış geceleri

Aşk artık eski ağaçlar arasında
İncir zeytin nar arasında
Evi boğan ipek böceği kurdelasında
Kadın saçları dinleniyor ve çocuk tünekleri

Zafer devesini süre süre
Eski bir dişbudak köküne götürür
Patlayan kelebekler korosu
Önümüzü bir daha aydınlatıyor mu?

Eve girmek evden çıkmak ev olmaklık bu
Evin bodrumundan ummak
Taşları sorguya çekmek
Uymuyor yakışmıyor dostuna



SONBAHAR - YAŞAR NABİ NAYIR

Altın rengi gözleri yanan bir semaverdi
Ilık bir çay kokusu akardı saçlarından.
Yanmanın lezzetini onda hissettiğim bir an
Ve yazın sevgisini bana önce o verdi.

Yaz gibi iri olgun meyveleri severdi,
Bir çocuk gibi şendi ve gülerdi her zaman
Bir mevsim gözlerinden içime doldu cihan
Ve güzel yaz günleri ne çabuk geçiverdi.

Artık donuk bir cam var mavi gökler yerinde.
Güneşi benden çalan o sıcak bakışlardır,
Ve yazı o götürdü mutlak beraberinde.

En güzel rüyaların bile bir sonu vardır:
Bir bahar rüzgârından alarak bir sabah hız
Mevsimlerin ömrünü yaşamıştı aşkımız.
Onu şimdi kaybettim ve şimdi sonbahardır.



10-GÜZ BAHÇESİ - TURGAY FİŞEKÇİ

Altın sarı yapraklarda
Hayatın son kez yansıyan ışığı
Solarken yüzümde
Şiir
Kirlenen bir su gibi çıkıp gidiyor hayatımızdan.
Üzerinde unutulan meyvaları şarabî nar ağacı
Çiçeklerini anımsayan kim kaldı
Altmış yıllık çam, nasıl
Bu denli kıyıda kalabildiğine şaşkın
Orman oynamaz mı yerinden
Portakallar birer güneş olup yükselmez mi güz bahçesinden?
Ilık toprakta taze güz çimeni
Soluğuyla nemleniyor yüzüm
Asmada kalmış bir salkım
Son kırlangıcın şırası
Hüzün, güz bahçesinde kızkardeşim
Kameriyedeki ıslak sırada
Çocukluğum tarlalarda
Leylek peşinde

Uzakta, göğün ve denizin griliği içinde alevler
Arıtımevi bacalarında parlayan bayraklar
Ayva dallarıyla karışan fındığın dibinde
Henüz çürümemiş bir tane
Sincabım nerde, ben nerde!
Bu güz bahçesi sonu hayatın
Baharı bir daha görmek
Uzun, uzun bir gecede beklenen leylek

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER



SAYFA:2 /11-20

11-SONBAHAR - YAHYA KEMAL BEYATLI

Fânî ömür biter, Bir uzun sonbahar olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ;
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.
Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir.
Günler hazinleşir, geceler uhrevileşir;
Teşrinlerin bu hüznü geçer tâ iliklere.
Anlar ki yolcu yol görünür selviliklere.
Dünyanın ufku gözlere gittikçe târ olur.

Her gün sürüklenip yaşamak rûha bâr olur.
İnsan duyar yerin dile gelmiş sükûtunu;
Bir başka mûsikîye geçiş farz eder bunu.
Teslim olunca va'desi gelmiş zevâline,
Benzer cihâna gelmeden evvelki hâline.

Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya
Rûh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya:
Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı;
Fark etmez anne - toprak ölüm mâcerâmızı.


   
HAZAN BAHÇELERİ  - YAHYA KEMAL BEYATLI

Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden.
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden.


Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş.
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş.
Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş.
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden.



MEVSİMLER- YAHYA KEMAL BEYATLI

Kopar sonbahar tellerinden,
Derinden, derinden, derinden,
Biten yazla başlar keder musikisi.

Bu sahillerin seslenir her yerinden,
Derinden, derinden, derinden,
Hazin günlerin derbeder musikisi.

Denizden ve dağdan gelen hüzne kandık.
Bulutlar dağılsın, bahar olsun artık,
Duyulsun bir engin seher musikisi.

Güneş doğmadan mavileşmiş Boğaz'dan,
Neva-kar açılsın bütün ses ve sazdan,
Ufuklarda sürsün zafer musikisi.


GÜZ DURAĞI-BÜLENT GÜLDAL

                  "Fani ömrü biter bir uzun sonbahar olur
                   Yaprak, çiçek ve kuş dağılır tarumar olur
                                                           -Y.K.Beyatlı-

Anıları istifleyip düş odalarına
menzili toprak olan yolları yürüyorum
yüzümün ırmaklarında günler kanlı akıyor
dilime dolanan türkülerin nağmesi soğuk
iniyor perde, bitiyor oyun, uğurlanıyorum

İki yanı bileyli bıçaktı seviştiğim zaman
yıldızların kaynaştığı gözlerim nerede?
Ateşin üstüne abanıyor ıslak esintiler
yüreğim üşüyor, sarsılıyor tenim
hepimizin bilip de kabullenemediği
bir kuyunun başında bekliyor ölüm

Doğurdukça güzelleşiyor toprak
acı suları besliyor derinlerinde
hiç görmediğim motiflerle açıyor gül
okumayı yeni söken öğrenciler gibiyim
titriyor elim ayağım heyecan içinde
paydos çanı çalıyor dağılıyor kervan
payıma düşen ne bu uzun yolculuktan?

Düşlerimden fışkıran çiçekler de küstü
bulutlarla oynaşıyor ipsiz bir uçurtma
aynalardan düştü suretim her yan uçurum
'mehtaba dalıp yar ile sohbet'te gördüm
yıldızlı semaların aşk kımıltılarını
kayalardan fışkıran filiz bile terziymiş
biçimine öz beğenen usta makastar
avuçlarımda mor salkımları uzun koşunun


15-GÜZ .. - ZİYA OSMAN SABA

Çiçeğin rengi soldu, bitti şarkısı kuşun.
Yol tenha, dal mecâlsiz, su durgun.
Tabut yapılan tahta, ev ev taşınan odun.
Bahar, ümit yerine, ey kış, içimde korkun!

Allahım! kararmasa şu göğün...
Dal senin, ağaç senin, döktüğün
Yapraklarla, mevsimlerle, gün gün.
Geçip gidişi ömrün...



GÜZ GELMEDEN - AHMET TELLİ

Sırtında taşıdığın kıl heybe
dağ rüzgârı ve lor peyniri
gibi doluysa kır çiçekleriyle
sesler türkülere dönecektir
üzünçse ışıklı bir sevince
Dudaklarında özlem türküleri
ve gözlerinin menevşesinde aşk
çağıldıyorsa çavlanlar gibi
usulca gir umudun menziline
hüznü gerilerde bırak

Türküler paylaşılıyorsa eğer
dağ rüzgârları paylaşılıyorsa
sevinç de dâhildir buna
ve o zaman bütün bir yaşam
paylaşılacak kadar güzeldir artık

Heybendeki kır çiçekleri
bir yangındır güze doğru
tutuşturur yüreğinde
uzak özlemlerin külünü
hiç beklemediğin bir anda

Güz gelip de yangın başlamadan
tutmalısın doğanın yelesinden
yüreğindeki seher yeli
varmalıdır sabah olmadan
gül bahçesine sevda hevengine



GÜZ GELMİŞ NE GÜZEL - AHMET UYSAL

güz gelmiş ne güzel
sınırında yürüdüğüm
tarla kokusunu
taşıyor parmak uçların

dilinden incir sütü damlıyor
eylül toprağına

çok iyi bildiğim
dağ yolu sanıyorum
yanımda olmanı
kaya dibinde saklı çiçek
nasıl da sana benziyor

koruyalım onları sevgili,
başka neyimiz kaldı savunacak,
yeni gizler ekleyelim güle
yeni sözlerle
üveyikler havalansın dilimizden



MEVSİM HAZAN / DİLDE HÜZÜN - AYDIN HATİPOĞLU

Günün soluğu balkon
Engin mavi çiçekler
Sararmış göğün yüzü
Kırlangıçlar tavafta

Son bulutlar da aktı
Soğudu işte güneş
Boşluğa düştü sesi
Yorgun çıngırakların

Özgürlüğün arabası sırçadan
Koşar dörtnal zayıf atı
Korkusunu kırbaçlarken
Sürücüsü durmadan

Gün bitti mevsim hazan yapraklar
Taze ceviz satar surda bir şopar
Ey yazıcı uyuma ateş altında dünya

Kan ağlar yüreğin gece sabaha değin
İnsanlar ne yapar ya çocuklar ya kadınlar
Gün bitti mevsim hazan dilde hüzün



GÜZ - RAİNER MARİA RİLKE

Düşer yapraklar, düşer sanki uzaklardan,
gökyüzünde uzak bahçeler mi bozulmuş ne;
düşerler gönülsüz doğanlar gibi.

Düşer geceleyin ağır yeryüzü de
yalnızlığa, bütün yıldızlardan
Biz hepimiz düşeriz, düşer bu el, bak.
Gör başka şeyleri de: bu, hepsinde.

Ama var biri, bu düşmeyi ellerinde
tutar, sonsuz yumuşak.


Çeviren: Turan Oflazoğlu


GÜZ GÜNÜ - RAİNER MARİA RİLKE

Tanrım: vakit geldi. Çok büyüktü yaz.
Düşsün üstüne gölgen güneş saatlerinin
ve yeller sal çimenler üstüne biraz.

Son meyveler de olsun sen buyur ki;
iki güney günü daha bağışla,
onları yetkinliğe doğru zorla
ve izle son tadı ağır şaraptaki.

Ev kurmaz evsiz olan bundan böyle.
Yalnız olan yalnız kalır uzun zaman;
uyanır, okur, uzun mektuplar yazar bazen;
ve ağaçlı yollarda tedirgin, öyle
gezinir, yapraklar uçarken savrularaktan.




20-SONBAHAR DÖRTLÜSÜ-MUSTAFA MİYASOĞLU
I
Yağmurlu beyaz bahçe karanfil
Demet demet papatya
Yaşanmamış bir eylül

Sonbahar yollarda yaprak yaprak
Zaman sanki kasırga
Şimdi akşam olacak

Kapılar kapandı artık yollar
Damıtır yaşlı bir hüznü
Susun belki duyarlar

Susun belki duyarlar
Çocuğun çocukluğun
Böyle yılgın bir günü
Bilir mi mutluluğun

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER



SAYFA:3 /21-30

21-SONBAHAR HÜZÜNLERİ -İLHAN GEÇER

Kalmadı göklerin mavi gülümsemesi
Yağmur halinde indi toprağa teşrin...
Sarı avuçlarıyla alkış tutuyor
Hüznün zaferine mevsim.

Cümle düşünceler perişan
Mahzun hayaller darmadağın.
Ölümü andırıyor çipil geceler
Acı, güneye dönüşü kuşların.

Rüzgârda çürük yaprak kokusu
Benzi uçuk hastada içlenme, telaş...
Teselli ufkunda kara perdeler
Ve kaybolan renklerde bir damla yaş...

Gümüş dumanlar örttü güzellikleri
Yok ömrümüzde o eski lezzet.
Melül akşamlar ağlatır bizi
Ürkek bakışlarda korku ve hasret.

Bir endişe var sararan dalda
Düşen yapraklarda kaldı neşemiz.
Yeşilin kaderinde can verdi ümit
Yaklaştı toprağa gölgemiz.



SONBAHAR- İBRAHİM MİNNETOĞLU

Bir hal var gökyüzünde
Sanki ağlamaklı
Güller, karanfiller solmuşlar
Bahçede açmış sadece kasımpatları
Ağaçlarda sararmış yapraklar
Düşmüş yollara, çimenlere
Güneş gitmiş başka ülkelere
Bastonuna dayanıp giden ihtiyar, nereye?
Kasvet veriyor yüreğime
Bu ne biçim gökyüzü; gri boz
Yaz günlerinin sıcaklığını saklar
Dallarda, yapraklarda toz

Son gürlüğü müdür nedir toprağın!
Gözlere şenlik bu yeşil otlar
Yeşilyurdun çamlıklarında gezmeyi
Dikenli tel örgüler yasaklar
Gökyüzünde küme küme kuş sürüleri
Güneye doğru kanat çırpıyorlar
Yüreklerinde yeni macerâların sevinci
Bir güngörmüş kılavuzları var besbelli
Böyle güzel değil sürüye katılıp gitmek
Ne güzel ohhh!.. Bir başına
Yaşamaya, ölüme, serüvenlere
Ne güzel gönlündeki dünyalara erenlere
Görmesek sararıp solduğunu yaprakların
Yaşlanmasak; dışında kalsak yılların
Sorgusuz, sualsiz geçip gideni olsak sınırların
Kılavuzu olsak kuşların.



SONBAHAR - NURETTİN ÖZDEMİR

Önce bir eylül geçti bakışlarımdan, sırılsıklam.
Uçuşan bulutlarla deli-divane bir gökyüzü geçti.
Geçti son ışıklarıyla bir güneş, bir kocaman gül,
Bir kuru dal,bir sarı yaprak,bir durgun su.
Islak kanatlarında umut taşıyan muhacir kuşlar geçti.

Sonra bir ekim geçti, ölümsüz sevgilerle doludizgin.
Eteklerinde, yazdan artakalmış körpe çimenler geçti,
Geçti en güzel yüzüyle asil ve mağrur bir kadın;
Dağılmış saçlar, buğulu gözler, dudaklar, eller…
Ilık sesinde ışık çağlarından uğultular geçti,

Bir sonbahar geçti, yaprakların altın parıltısında.
İki hayal gibi iki yürek geçti bir tepeden.
Geçti, sonsuzluğa uzanmış elleriyle nurdan bir çocuk.
Hür çığlığında mavi, mor, yeşil, turuncu ve sarı
Ve bir renk çağlayanından beyaz duygular geçti.


GÜZ - ARİF NİHAT ASYA

Bu ufuklarda şafak gül gül olur
Dalların her kuşu bir bülbül olur

Şimdi gökten yere tel tel yağmur
Şimdi sis, gölge, ışık tül tül olur

Mor bulutlarda uzaktan akşam
Dişbudaklar, meşeler sümbül olur

Aşina asmaların çardakta
Kehribar salkımı bir kâkül olur

Kınalanmış gibi dağlar, dereler
Ne güzel gün, ne güzel eylül olur

Suların al al açar laleleri
Ve ufuklarda şafak gül gül olur

Muhteşem yangını güz ülkesinin
Doymadan seyrine, bir gün kül olur...



25-SONBAHAR GELİYOR-CAHİT KÜLEBİ

Sonbahar geliyor serçe
Yuvanı ne yapacaksın?
Ayva çiçek açmadan önce.
Meyvelerin içi geçecek
Rüzgâr başka çeşit esecek
Yağmurlarla ıslanacaksın.

Hâlbuki ne kadar sıcaksın


ADIM SONBAHAR-ATTİLA İLHAN

nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
    gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
    adım sonbahar



SONBAHAR-AHMET HAMDİ TANPINAR

Durgun havuzları işlesin bırak
Yaprakların güneş ve ölüm rengi,
Sen kalbini dinle, ufkuna bak.

Düşünme mevsimi inleten rengi
Elemdir mest etsin ruhunu
Eser rüzgarların durgun ahengi.

Yan yana sessizce mevsimle keder
Hicrana aldanmış kalbimde gezin
Esen rüzgârlara sen kendini ver.


EYLÜL’DÜ-CEMAL SÜREYA

Eylül’dü.
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.

Eylül’dü.
Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu.
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
Ellerin kadar ıssız,
Sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.

Eylül’dü.
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman..

Dedim ya… Eylül’dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin



EYLÜL SABAHININ SERİNLİĞİ-ATAOL BEHRAMOĞLU

Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Ciğerlerime dolduruyorum

Sessizlik ve serinlik
Birleşiyor
Yıkanmış güvercinler
Ve çok uzakta bir tren sesi

Her zaman yeniden başlamak duygusu
Doğuyor içimde
Her uyanışımda

Düşmanlarımı bağışlıyorum
Daha çok seviyorum dostlarımı
Her uyanışımda

Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Yüreğime dolduruyorum



30-SONBAHAR-METİN ALTIOK

Sonbahar -ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle,
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla zırhlanan dünya,
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar -ki doyumsuz bir aşkın sonudur.

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER



SAYFA:4 /31-40


31-BİTMEMİŞ ŞİİRLER VIII-TURGUT UYAR

Gözlerimde bir yağmurlu gün başlar;
Vakit ikindidir Eyüp sırtlarında
Bulutlar vardır, pembeden, beyazdan
Mevsim sonbahardır sessiz ve taze.
Nemli otlar, çekirgeler, solgun yüzün
Bir gülüş, bir mahzun bukle saçlarında
Bir eski çiçeği andırırsın yazdan.
Ve bir şarkı başlar kahvelerin birinde
Bizi ömrümüzden alır götürür,
Bir şarkı, faslı hicazdan.
Vapurlar gelir geçer Haliç’ten.
Sonra yağmur hafifler, Elâgözlüm
Sonra yağmur hafifler,
Sonra hisarlar, yollar, ikimiz
Sonra…
Hasret bir şey değil, Elâgözlüm
Ömrümüz böyle olmamalıydı
Hep aşkta durmalıydı çağımız.
Sevdayı mısra mısra değil
Ömrümle yaşamalıydım.
Sonra, sonra gene böyle olmalıydı
Tadına varmadan çiçeklerin
Şehirde bir sen, bir de ben, yalınız.
Yeşil yaprak, alaca gölge, düşen yıldız
Bir gün en büyüğü karşısında gerçeklerin
Maceramız yarıda kalmalıydı



SONBAHARDA BULUŞMA-OKTAY RİFAT

Bulut urbalar toprak galoşlar giydim;
Sevdalıydım, deliydim; yapraklı yollar
Geçerek geliyordum sana. İstanbul
Mevsim sonu ihtiyarlıyor; o sarı
Kuş ötüyordu bir yerde, hiç biryerde
Sofada minderde oturuyorduk;
Eski güneşe doğru oturuyorduk;
Bizdik pencerede, bizdik gelen geçen ;
Bizdik akşamla çıtırdayan ve susan
Susmak rüzgâr çığlığı gibiydi bende;
Konuştukça bir yaprak dökümü sende.



KIRIK AYNA-REFİK DURBAŞ

Parmakların ucuyla arkaya attığın
saçlarının sonbaharına düştüm
elimi tut, yalnızlığımı okşa
gözünün izi kalsın gözümde…
Aynada ki sûretine sar beni
Gamzen açan kır çiçeği
üzerinde idi acılarım
sen rengini kokladın
ben kokusunun rengini
Sonbahar akşamına sar beni
Seni hangi ömrümle sevdiğimi
bir güz yağmurları bildi
bir de saçlarına düşen sonbahar
kahve falına resmini kim çizdi?
Üşüdüm yağmuruna sar beni
Hasretime vaha, çölüme serap ol
kendine başka anlam bulsun intihar
son istasyonda beklerken ömrüm
seni sevdim, ne söylesem, hepsi inkâr
Giderken, elvedana sar beni


VEDA-HİLMİ YAVUZ

akşamlar biraz düşkün; yollar, kanayan yollar…
ay lağımda batıyor ve sözler hiçbir yerde;
her zaman kalbimizin yerinde ince duvar…
aldanış! belki uğursuz bir gölge
bulanmış kalmış…
belki her aldanıştan kalan siyah aynalar!
rüzgârı kuytulardan esirgemeyen ne varmış?
ve daima boğulmuş, yaralı yolculuklar…

dağ kendi güneşini çıkardı gitti;
ben kendi gülüme kapandım kaldım;
sustum, her sustuğum yerdeki kaybolmalar
çağırır akşamı…
akşam,
uysaldır, boynunu bükerek gelir,
ve teslim olur bana şiirler, elvedâlar…

işte ben gittim, her şeyi söyledim, gittim;
işte benden herkese,
herkese bir sonbahar..



35-YAĞMUR-AHMET MUHİP DIRANAS

Ekseri sonbahar gecelerinde
Sızarken camlardan ince bir yağmur,
Düşünürüz, her şey yerli yerinde
Ama gözlerimiz niçin doludur?

Bazen ellerinde gümüş bir tasla
Ümitler yaklaşır bize, bin nazla,
“Kapa gözlerini, deri uyu hazla!…”
Sızarken camlardan ince bir yağmur



MEVSİM SONBAHAR-NAZIM HİKMET RAN

sonbahar-manzarasi-01
çiçekli badem ağaçlarını unut.
değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
ıslak saçlarını güneşte kurut
olgun meyvelerin baygınlığıyla parıldasın
nemli, ağır kızıltılar…
sevgilim, sevgilim,
mevsim
sonbahar…


MARDİN BAĞLARINA ERKEN DÜŞMÜŞ KIŞ-BARIŞ ERDOĞAN

yüzün eylülü bekleyen ince yaprakmış
mardin’in bağlarına erken düşmüş kış
bir beytü’l-gazel güzelliği beyzade kızı
iki dirhem havayla gel yelkenimde sızı
bezirgan başıydık, bıldır karlar aradık
biçare taşa bin harf bin cümle adadık
sen hazan sayıkla, ben bilyem peşinde
seke seke cenneti buldum yar sesinde
servi boy mardin’de ayrık otu biçilmez
dost köprüsü yıkılmaz yarsız geçilmez


SONBAHAR OLUYORUM-HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL

Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
Öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
Az önceki çiçekler nasıl da diken diken
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
Nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç…


BEN EYLÜL SEN HAZİRAN- ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgâr
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara


40-GÜZ GÖMLEĞİ-AHMET UYSAL

Güz gömleği giydi şiir
Hüzün sanıyor görenler
Açık kalmış bir düğmesi
Ki rüzgâr girsin diyedir
Cebinde yağmur kokusu
Bir tutam kurutulmuş ot
Yeni bir imge arıyor
Onunla, ince akan su
Bir kadın eli değmiştir
Belki de yıllar öncesi
Saklar durur unutamaz
O gömleği giydi şiir

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 




SAYFA:5 /41-50

41-GÜZ GELMEDEN-AHMET TELLİ

Sırtında taşıdığın kıl heybe
dağ rüzgârı ve lor peyniri
gibi doluysa kır çiçekleriyle
sesler türkülere dönecektir
üzünçse ışıklı bir sevince
Dudaklarında özlem türküleri
ve gözlerinin menevşesinde aşk
çağıldıyorsa çavlanlar gibi
usulca gir umudun menziline
hüznü gerilerde bırak
Türküler paylaşılıyorsa eğer
dağ rüzgârları paylaşılıyorsa
sevinç de dahildir buna
ve o zaman bütün bir yaşam
paylaşılacak kadar güzeldir artık
Heybendeki kır çiçekleri
bir yangındır güze doğru
tutuşturur yüreğinde
uzak özlemlerin külünü
hiç beklemediğin bir anda
Güz gelip de yangın başlamadan
tutmalısın doğanın yelesinden
yüreğindeki seher yeli
varmalıdır sabah olmadan
gül bahçesine sevda hevengine



UYANIK UYKUDA-ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU

Düşteyim işte, çıkageldi bir güz yeli
Hafiften. Bir buğu gibiydi gök.
Ey kendini saklayan geçmiş, ince bir tül ardında;
Güz geldi ve yıldızlarını üstüme dök.
Artık büyüdüm. Ey sonsuz çocukluk!
Atlar, atlıkarıncalar ve yolculuk.
Tuhaf değil mi, bu leylekler nereye göçer
Gök yolunda? Yazdan kalan kanat sesleri
Gibi duyuluyor. Her şey bir bir ve örtük,
İnce, bilinmez bir yüz sanki.
Bir kuru ağaç olarak kalayım mı?
Öyleyse ey güz, dök yapraklarımı!
Gövdemi kemirecek kurtlar toprakta
Gözlüyor yolumu. Beklesinler bakalım.
Ayaklarım sağlam basıyor daha, yolum var
Günlere. Üşüsem, ısıtıyor kanım.
Ben bir leyleğim, uykuda uyanık / güz geldi artık
Göçüyorum yarı uyur, yarı uyanık.


UMUT YAPRAKLARI-ÖZDEMİR ASAF

Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgarlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.



GÜZ -HASAN ALİ YÜCEL

Soyunan ağaçların,
Dökülen yaprakları,
Bir sarı yorgan gibi,
Örtüyor toprakları.

Çeşit çeşit renkleri
Soluyor çiçeklerin
Kapanıyor gözleri
Yaramaz böceklerin

 

45-SONBAHAR AKŞAMININ ŞİİRİ- CEYHUN ATUF KANSU

Ben nice bahar akşamları tattım.
Hazzı kanımın her hücresine işleyen.
Ve ılık badem kokularıyla başlayan,
Yaz akşamlarının koynunda yattım.

Sessiz, gürültülü, hüzünlü akşamlarım oldu,
Hepsi söylediğim o eski türkülerde
Güneşin dost sofrasına indiği yerde,
Ah, şimdi hepsi dağların ardında kaldı.

Tatmadım bu kadar güzelini akşamların,
Bu kadar dost bakışlı, bu kadar bilgesini,
Duyarak bir bir düşen yaprakların sesini.
Geçtim üstünden yağmurlu damların.

Karşı dağdaki çoban ateşine seğirttim,
Yaslanıp bir kayaya, ilk yıldızın doğuşunu.
Bir daha, bir, bir yıldız daha, gökyüzünün doluşunu.
Bütün yıldızların pırıldayışını seyrettim.



GÜZ, ALMANYA - YÜKSEL PAZARKAYA

Güzergah değiştirdi pastırma yazı da
Güneye giden göçmen kuşlar gibi
Çevre karanlığından
Kaldı kuşlar ayaz ortasında
Göçemeden.

Zehir zıkkım yol yolak
Güz zemherisi
Gece, 24 saat
Kolu kanadı kırık renklerin
Ve solgun bütün kokular.

Salgın korku
Telef ediyor sürü sürü
Göçmen kuşları
Kol geziyor yolda belde
Kara güz zemherisi.

Göçtü buradan
Pastırma yazı
Doğasız bir ülkeye
Buranın mevsimi
Yaşam ötesi.

Karanlık bir yaratık
Çevre yıldızsız gece
Soluğu ayaz
Kışa çıkamaz
Güz Almanya


SONBAHAR KATARI –BEKİR SITKI ERDOĞAN

Hızlandı katar, gitgide sıyrılmada sis,
Raylar geceden kalma karanlık iki iz
Pek dalma gönül, sonrası malum bu yolun,
Boydan boya sonbaharı yırtıp gideriz!..


HÜZNÜ BESTELEYEN SONBAHAR - ABDÜLKADİR AKGÜNDÜZ

Yıllanmış bir hüzün ruhu kaplar da,
Yorgun arzuların boynu bükülür.
Sararan ümitler her sonbaharda,
Yaprak yaprak yüreğime dökülür.

Dağılır ne varsa mâzîden kalan,
Sonsuzluğa akar hâtıra seli...
Mavi, yeşil, pembe, mor... Hepsi yalan!
Saçlara beyazlar düştü düşeli...

Ömrümüz hasretlik çölünde yüzer,
Başlar gözyaşının sebil zamanı.
Bürünür âhiret rengine yüzler,
Her bakış apayrı bir vedâ ânı...

Vuslat gönüllere çekince perde,
İnsana ayrılık tesellî verir.
Hüznü besteleyen güz mevsiminde;
Yaşamak da şiir, ölmek de şiir!

SONBAHAR - AHMET HAŞİM

Bir taraf bahçe, bir taraf dere,

Gel uzan sevgilim benimle yere,

Suyu yakuta döndüren bu hazân,

Bizi garkeyliyor düşüncelere...

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi