ÂŞIKUZ DÎVÂNEYÜZ BAĞ İLE GÜLZÂR İSTERÜZ - NEV'İ
GAZEL
Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün
Âşıkuz dîvâneyüz bağ ile gülzâr isterüz
Bir güle bağlanmışuz illâ ki bî-hâr isterüz.
Şâm-ı hecri mihr-i ruhsâriyle rûz-ı id eder
Âşıkun kadrin bilür âlemde bir yar isterüz
Gül gibi her gördüğı hâr u hasa yüz vermeyüp
Nâil-i ehl-i heva bir serv-reftâr isterüz
Kasd ederse gerd-i râhın görmege çeşm-i rakîb
Sürmeyi gözden silerbir şûh-ı ayyâr isterüz
Hatt-ı bâkî bulmağa gülzâr-ı fânîden bugün
Nev’iyâ sâgar sunar bir lâle-ruhsâr isterüz
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Âşıkız, deli divâne olmuşuz bağda, bahçede Eğlenmek isteriz. Bir güle bağlanmışız ama ille de dikensiz olsun isteriz.
Ayrılık akşamını, yanağının güneşini gösterip bayram gününe döndüren; Yâni dünyada âşıkının değerini bilen bir sevgili isteriz.
Gül gibi her gördüğü çalı çırpıya yüz vermeyen, gerçek Âşıklara düşkün selvi yürüyüşlü bir güzel isteriz
Yabancının gözü ayağının tozunu görmeğe kalksa, gözünden sürmeyi çeken, aldatıcı bir sevgili isteriz.
Ey Nev’i! Bu geçici dünyâ gülbahçesinden ölümsüzlüğe Giden yolu bulmak için, şarap sunan bir lâle yanaklı güzel
İLGİLİ İÇERİK