NEVİ - BELA DİLDENDİR OL DİLDAR ELİNDEN...
NEV’Î (ö. 1599) / YOKTUR
1. Belâ dildendir ol dildâr elinden dâdımız yoktur
Gönüldendir şikâyet kimseden feryâdımız yoktur
2. Niçün aşk ehlini yâd etmez ol la’l-i Mesîh-âsâ
Bilir hod âlem-i ervâha nisbet yâdımız yoktur
3. Harâbât ehline rûz-ı hesâbı anma ey zâhid
Bizim hergiz bu varlık defterinde adımız yoktur
4. Doğup kumru-sıfat biz anadan tavk-ı mahabbetle
Esîr-i kayd-ı derd ü mihnetiz âzâdımız yoktur
5. Mukarrer şâir-i şîrîn-zebânız Nev’iyâ ancak
Bu devr içinde bir şöhret verir Ferhâdımız yoktur.
Günümüz Türkçesiyle
Belâmın, sıkıntımın sebebi benim gönlümdür; yoksa o sevgiliden şikâyetimiz yoktur. Aslında bizim şikâyetimiz gönüldendir, kimseden şikâyetimiz yoktur.
O İsa gibi dudakları olan sevgili, ölüler âlemindekilerden daha da ölü olduğumuzu bilir de âşıkları niye hatırlamaz?
Hz. İsa, edebiyatımızda sık sık ölülere hayat verme mucizesiyle geçer. Burada da sevgili Hz. İsa’ya benzetilmekte, ölü hükmündeki âşığa öpüşüyle can vermesi istenmektedir.
Meyhanede oturup kalkanlara (İlâhi aşk sahiplerine) kıyametteki hesap gününü açma ey zahid! Bizim asla bu varlık defterinde adımız geçmez (bundan dolayı bizim için hesap yoktur).
(Zahid için Figânî’nin gazelindeki açıklamaya bakınız).
Biz kumru kuşu gibi anamızdan aşk halkasıyla doğmuşuz. Bunun için dert ve üzüntü bağının tutsağı olmuşuz, artık hürriyetimize kavuşma umudu kalmamıştır.
Tavk, gerdanlık ve suçluların boyunlarına vurulan demir halka anlamlan yanısıra kumru, güvercin gibi kuşların boyunlarını çevreleyen farklı renkteki tüylerden oluşan şekil anlamına da gelir.
Ey Nev’î! Şüphesiz biz tatlı dilli bir şairiz. Faka bu devirde bizi üne kavuşturacak Ferhadımız yoktur.
İlk mısrada geçen şirin kelimesi tatlı anlamına gelmekle birlikte ikinci mısradaki Ferhad ismiyle birlikte Ferhad’ın sevgilisi Şirin’i de çağrıştırmaktadır. Şair Şirin i tanıtanın aslında Ferhad olduğunu söylemektedir.
Prof. Dr. M.A. Yekta Saraç, Divan Şiirinden Seçmeler