GELDÜMSE N’OLA BEN ŞUARÂ DEVRİNE ÂHIR - NEV'İ
GAZEL
Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün
Geldümse n’ola ben şuarâ devrine âhır
Âdet budur âhırda gelür bezme ekâbir
Sâfî zarar vermez sana etfâl ile sohbet
Gam çekme girür cennette erbâb-ı sagâ’ir
Ey meh n’ola şehbâz-sıfat tutsan el üzre
Şehründe bizüz şimdi gözi boğlu müsâfir.
Hiç neyleyeyin bu dil-i âvâreyi bilmem
Ne vuslata kâdir sana ne fûrkata sâbır
N’etsün ya güzel sevmeyüp Allah’ı seversen
Nev’î gibi bir rind husûsâ ola şair
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Ben bu şairler toplantısına en son geldimse ne çıkarÂdet budur, büyükler toplantıya en son gelirler. (Devr kelimesinin zaman, dünya, baht anlamları yanında kadeh anlamı da vardır. Toplantılarda çepeçevre oturulur. Kadeh elden ele dolaştırılır.)
Ey sofi! Küçük çocuklarla görüşmek sana zarar getirmez. Üzülme, küçük günahları olanlarda cennete girerler.
Ey ay yüzlü güzel, şimdi senin şehrinde gözü bağlı garip misafirler biziz doğan kuşu gibi bizi el üstünde tutsan ne olur.
Bu başıboş gönlümü ne yapayım bilmem; Ne kavuşmaya gücü yetiyor ne de ayrılığa dayanabiliyor.
Nev’î gibi bir rind özellikle şâir de olursa, Söyle Allah'ını seversen; güzel sevmeyip de ne yapsın!
İLGİLİ İÇERİK