MÜSEMMEN
Her bölümü sekizer mısradan meydana gelen müsemmen'in ilk altı mısraı kendi aralarında kafiyelenir. Bu nedenle müsemmen, pek fazla kullanılmamıştır. Çünkü her bölümün ilk altı mısraını birbiriyle kafiyelemek oldukça zordur. Müsemmen'lerde yedinci ve sekizinci mısralar, kendilerinden önceki altı mısraın kafiyelerinden başka bir kafiye ile kendi aralarında kafiyelenirler.
Müessemmen biçiminde şiir yazmakta öncülük XVIII. yüzyıl şairlerimizden Şeyh Galip'indir. Şeyh Galip Esrar Dede Mersiye'sini müsemmenle yazmıştır. Müsemmen'in kafiyeleniş şekli şematik olarak aşağıda gösterilmiştir:
----------------a
----------------a
----------------a
----------------a
----------------a
----------------a
---------------b
----------------b
----------------c
----------------c
----------------c
----------------c
----------------c
----------------c
---------------d
----------------d
Örnek 1.
Mütekerrir müsemmen
aaaaaaAA bbbbbbAA
1
Bu aşk-ı mecâzun gam-ı hicrânına la’net
Dünyâda vü urbadaki hüsrânına la’net
Erbâb-ı gamun nâliş ü efgânına la’net
Dilberlerinün va’de-i ihsânma la’net
Yok yerlere etdükleri peymânına la’net
Ol tâ'ifenün gerçek ü yalanına la’net
Başdan bunı îcâd edenün câmna la’net
Ecdâdına vü aslına erkânına la’net
5
Yüz hayf bizüm çekdüğümüz rene ü anaya
Hep sa’y-ı beliğ etdüğümüz gitdi hevâya
Nev’îden erişsün bu nasihat zurefâya
Dil vermeyeler her sanem-i mâh-likâya
Tuş olmayalar gaflet ile tîr-i belâya
Amîn diyeler hâzır olanlar bu du’âya
Bu san’atı îcâd edenün câmna la’net
Ecdâdına vü aslına erkânına la’net
(5 bend) Nev’î
MUAŞŞER:
Aynı vezinde onar mısralık bendlerden oluşan musammatlara Mu’aşşer adı verilir. Öteki musammatlarda olduğu gibi müzdevic ve mütekerrir şekilleri olması gerekir. Fakat müzdevic muaşşer hiç görülmemiştir. Mükerrir olanların da bend sonlarındaki kafiyeleri daha çok iki mısrâ ile yapılmıştır.
Mu’aşşer, divanlarda terci'-i bend ile karıştırılmıştır. Yahyâ Bey'in mu'aşşer olarak söylediği birkaç şiirini, ilk bendin son beytinin ayrı kafiyeli olması yüzünden terci'-i bend saymak daha yerinde olur.
Mu'aşşer, müseddesten sonraki çok mısrâlı musammatların en çok kullanılanıdır. Edebiyatımızda Hayâlı Bey, Muhibbi ve İsma’il Hakkı'nın, Rûhî-i Bağdâdî’nin, Pertev Paşa ve Eşref Mustafa Paşa'nın mütekerrir muaşşerleri bu arada sayılabilir.
Ta'şîr de, bir gazelin her beyti önüne ya da sadece matla' beyti önüne sekiz mısrâ eklenerek yapılan bir mu'aşşerdir. Bu da edebiyatımızda fazla yapılmamıştır, Yahya Bey'in Kanuni Sultan Süleyman'ın gazeline yaptığı ta'şîr bu şeklin sayılı örneklerindendir.
Örnek
aaaaaaaaAA bbbbbbbbAA
1
Bir güzel gördüm ki reşk-i sûret-i büthânedür
Kendüsinden gayrıya âteş gibi bîgânedür
Kim zebanından gelen efsûn ile efsânedür
Mü'min ü küffâr ile hem-sohbet ü hem-hânedür
Câm-ı zerrin nûş eder bir bî-vefâ mestânedür
Nûş eden bir cur’asın bin yıl yeri meyhânedür
Tuğ çekmiş bir dilâverdür ki kasdı cânedür
Nûr-ı tato’umdan çerâğın yakmamışdur yâ nedür
Râstî ben şem’-i dil-sûzum adû pervânedür
Kim tolaşsa âteşe pervâne yâ dîvânedür
5
Ey Hayâlı tâ ki gördüm ol kamer-ruhsârumı
Mihr-i âlem-tâbdan germ eyledüm bâzârumı
Vuslatı hicrana satdum aldılar ikrârumı
Deyr-i aşkun râhifoi idüm kesdiler zünnaramı
Hâsılı asnâmdan pât etdiler Ferhârumı
Aldı bir şâh-ı cihâıı gönlüm ile esrârumı
Nâr-ı aşkunla yanup yakılma etdüm kârumı
Mâh-rülar şevkine nûr eyledüm destârumı
Râstî ben şem’-i dil-sûzum adû pervânedür
Kim tolaşsa âteşe pervâne yâ dîvânedür
(5 bend) Hayalî