Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

Arkadaş, beni olduğundan başka türlü görünmeye zorlamayan kişidir. Yanında yüksek sesle düşünebilirim.

 O kadar candan, o kadar samimidir ki, onun önünde, öteki insanların sıkı sıkıya bağlan­dıkları ikiyüzlülüğü, nezaketi ve itimatsızlığı, kirli birer çamaşır gibi üstümden sıyırıp atabilir ve iki atomun karşılaşmasındaki sadelik ve bütünlüğü münasebetimizde gerçekleştirebilirim.

 Özü sözü bir olmak, tıpkı taç ve iktidar gibi, ancak yüksek sınıfa mensup insanlara vergi bir lükstür; bu insanlar, arzularına uymaya, nezaket göstermeye mecbur oldukları, kendilerin­den daha yüksek bir kimse yokmuş gibi davranır, hakikati serbestçe söyleyebilirler. Tek olarak ele alınınca, her insan samimidir. İkinci biri geldi mi, ikiyüzlülük başlar. Onunla gerçekten kar­şılaşmamak için birtakım çarelere başvururuz. İşte tatlı sohbetler, iş bahisleri, yarenlikler, dedi­kodular, hep düşüncelerimizi gizlemeye yarayan bahanelerdir.

 Din şevkiyle, bütün bayat iltifatlardan, beylik fikirlerden vazgeçmiş bir adam tanımıştım. Her rastladığı kimsenin doğrudan vicdanına hitap edecek tesirli ve güzel sözler bulup söyle­mesini bilirdi. Etrafındakiler, önceleri buna şiddetle karşı koydular. Herkes ona deli demeye başladı. Fakat o tavrını değiştirmemekte ısrar edince, - zaten başka türlü de yapamazdı - bu sefer etrafındakiler ona uymaya mecbur kaldılar. Artık, kimse ona kalp söz söylemez, piyasa­dan, okuma salonlarından bahsedemez olmuştu. Gösterdiği samimiyet başkalarına da samimi­yetle mukabeleye, tabiat sevgisinden, şiir veya hakikat hakkındaki fikirlerinden söz açmaya mecbur etti.

 Bizim çoğumuza ise cemiyet yüzünü ve gözlerini değil de, yanını, sırtını gösterir. Her şe­yin kalp olduğu bir devirde insanlarla gerçek münasebetler kurabilmek, bir delilik krizi geçir­mekle itham edilmeye değmez mi? Nadiren, başımız dik yürüyebiliriz. Tanıdığımız hemen her kişinin aksak bir tarafı vardır, biri tanınmış bir sima, diğeri istidatlı bir sanatkâr olduğunu sanır, birinin dini, diğerinin hayırseverliği kendine göre bir anlayışı vardır, eğer herkesin bu özel gö­rüşlerini kabul etmiş görünmezsek, onlarla konuşabilmemize, anlaşmamıza imkân yoktur. Fa­kat bir dost aklı başında sıhhatli bir insan olmalı. Benim iş birliğimi, idareciliğimi değil, beni anlamalıdır... Dostum beni olduğum gibi, hiçbir şart koşmadan kabullenmelidir.

 EMERSON (hzl. Eva Buck, Prof. Süheyla Bayrav, Batı Edebiyatından Seçme Metinler) çev. Prof. Süheyla Bayrav)

İLGİLİ YAZI

11.SINIF DENEME SLAYTI

DENEME ÖRNEKLERİ

ELEŞTİRİ VE DENEMENİN KARŞILAŞTIRMASI

DENEMENİN BENİ

DENEME ÜZERİNE BİR DENEME

TÜRK EDEBİYATINDA DENEME Nurullah ÇETİN

 

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi