Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

LİRİK Manzume:

 

  • Fikirden çok duyguya seslenen ve okuyucuda güzel­lik heyecanı uyandıran şiirlere lirik şiir denir. Manzume, şiir niteliğini lirizmle kazanır.
  • Lirik eserlerde bir içlilik, coşkunluk ve feryat var­dır. Lirizm, nesir halindeki yazılarda da kendini göste­rir. Fakat daha çok manzum yazılarda güçlü olarak kar­şımıza çıkar.
  • Milâttan önceki Yunanlılarda şiirler, Lyra (lüra), Fransızca'da Lyre ( lir) denilen bir saz eşliğinde söyle­nirdi. Bu nedenle, duyguya seslenen, güzellik heyecanı uyandıran şiirlere Lirik şiir denmiştir.
  • Bizde de halk şairleri, şiirlerini, ilk zamanlarda ko­puz denen saz eşiğinde söylemişler, daha sonraları bu sazın yerine bağlama ve meydan sazını koymuşlardır. Saz şairlerimiz hâlâ şiirlerini bu sazları çalarak söyler­ler.
  • Edebiyatımızın en ünlü lirik şairleri, Divan Edebiyatı'nda Fuzulî, Baki, Nedim; Din içi Halk Edebiyatı'nda Yunus Emre; Din dışı Halk Edebiyatı'nda Karacaoğlan, Emrah; XX. yüzyıl edebiyatımızda Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı vb. dir. Aşağıdaki şiir, lirizmin en güzel . örneklerinden biridir:
  • Lirik (Yun. lyrikos, f. lyrique), duyguların coşkulu bir dille anlatıldığı şiirlerin genel adıdır.
  • Bireysel duyguların içten geldiği gibi, coşkulu, etkili bir dille anlatılmasına da lirizm denir.
  • Sıfat olarak «esin dolu, coşkun, içli bir dili bulunan» anlamlarında kullanılan lirik sözü, bu niteliği taşıyan düz yazı ürünleri de niteler. Aynı genellik lirizm için de söz konusudur.
  • «Eski Yunan edebiyatında ozanlar şiirlerini Fransızca "lir” denen telli bir sazla söyledikleri için, bu türlü şiirlere lirik denmiştir.
  • Türk Edebiyatı’nda da âşık, ya da saz şairi adı verilen halk ozanları şiirlerini hâlâ sazla söylemektedirler.
  • Lirik şiirde toplumsal mutluluk ya da felâketlerden duyulan sevinç ya da acı gibi ortak duygular; ya da aşk, ayrılık, özlem, ölüm acısı, vb. gibi bireysel duygular anlatılır.
  • Lirik şiir dünya edebiyatında en çok işlenen ve sevilen şiir türüdür.
  • Batı edebiyatında Rönesans Devri ozanlarının (Petrarca, Ronsard, vb.); daha sonra da, ilke olarak içe dönüklüğü benimseyen romantik ozanların (Lamartine, Hugo, Musset, vb.) duygusal ve öznel bir nitelik gösteren şiirleri bu türün başarılı örnekleridir.
  • Lirik şiir, Türk Edebiyatında da en çok kullanılan şiir türlerinden biri olmuş; Divan Edebiyatında Fuzuli, Nedim, Bâki; Halk Tasavvuf Edebiyatında Yunus Emre; Halk Edebiyatında Karacaoğlan ve Yeni Türk Edebiyatı’nda Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Orhan Veli, Nazım Hikmet, Necip Fazıl gibi büyük ozanlar yetişmiştir.
  • Divan Edebiyatı’nda özellikle gazeller, murabbalar, şarkılar; Halk Edebiyatı’nda koşmalar, semâiler lirik şiir türüne örnektir. Yeni Türk Edebiyatında lirik şiirler türlü nazım biçimleriyle yazılmıştır.

BİR GÜNÜN SONUNDA ARZU

Yorgun gözümün halkalarında

Güller gibi fecr oldu nümayan,

Güller gibi... Sonsuz iri güller,

Güller ki kamıştan daha nalân,

Gün doğdu yazık arkalarında!

 

Altın kulelerinden yine kuşlar,

Tekrarını ömrün eder ilan,

Kuşlar mıdır onlar ki her akşam,

Âlemlerimizden sefer eyler...

 

Akşam, yine akşam, yine akşam,

Bir sırma kemerdir suya baksam;

Akşam, yine akşam, yine akşam,

Göllerde bu dem bir kamış olsam!

(Ahmet Haşim)

 

 FİRARİ

Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin,

Sana kafir dediler, diş biledim Hakk'a bile

Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin,

Kahpelendin de garez bağladım ahlaka bile...

 

Sana çirkin demedim, ben, sana kafir demedim,

Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin,

Yaşadın beş sene kalbimde, misafir demedim,

Bu firar aklına nerden, ne zaman esti senin?

 

Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine

Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek.

Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine

Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek!..

(Faruk Nafiz Çamlıbel) Örneklerle Türk Şiir Bilgisi, Cem DİLCİN, Türk Dil Kurumu Yay., Ankara, 1999, s. 395-396.

 

SES

Günlerce ne gördüm, ne de bir kimseye sordum,

«Yarab! hele kalp ağrılarını durdu!» diyordum.

His var mı bu alemde nekahet gibi tatlı?

Gönlüm, hep bu .sevincin heyecanıyla kanatlı,

Bir taze bahar âlemi seyretti felekte;

Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te...

Akşam! lekesiz, saf, iyi bir yüz gibi akşam...

Tâ karşı bayırlarda tutuşmuş ki üç cam»;

Sakin koyu, şen cepheli kasrıyla Küçüksu;

Aramda, vatan semtinin ormanları kuytu.

Bir neş'eli hengâmede, çepçevre yamaçlar;

Hep aynı tahassüsle meyillenmiş ağaçlar

Dalgın duyuyor rüzgârın ahengini dal dal.

Baktım süzülüp geçti uzaktan İki sandal.

Bir lâhzada, bir pancur açılmış yazdan,

Bir bestenin engin sesi yükseldi Boğaz'dan.

Coşmuş yine bir akşam uzun hatırasıyla.

Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla.

Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi.

Görmüş ve geçirmiş denizin kalbine sindi.

 

Anî bir üzüntüyle bu rüyadan uyandım,

Tekrar o alevden gömleği giymiş gibi yandım.

Her yerden o, hem aynı bakış, aynı emelde.

Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde.

Her yerden o, hem aynı güzellikte göründü,

Sandım bu biten gün beni râm ettiği gündü.

Yahya Kemal BEYATLI

 

HAYAT ŞEHİR

Git bu mevsimde, gurub vakti, Cihangir'den bak! 

Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak!

 

Başkadır çünkü bu akşam bütün akşamlardan; 

Güneşin vehmi saraylar yaratır camlardan;

 

O ilah isteyip eğlence hayalhanesine,

Çevirir camları birden peri kaşanesine.

 

Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka 

Benzer üç bin sene evvelki mutantan şarka.

 

Mest olup içtiği altın şarabın zevkinden 

Elde bir kırmızı kaseyle ufuktan çekilen

 

 

Nice yüz bin senedir şarkın ışık mimarı 

Böyle ma'mur eder ettikçe hayal Üsküdar'ı.

 

O ilahın bütün ilhamı fakat anidir;

Bu ateşten yaratılmış yapılar fanidir;

 

Kaybolur hepsi de bir anda kararmakla batı. 

Az sürer gerçi fakir Üsküdar'ın saltanatı;

 

Esef etmez güneşin şimdi neler yıktığına; 

Serviler şehri dalar kendi iç aydınlığına,

 

Ezeli mağfiretin böyle bir ikliminde 

Altının göz boyamaz kalpı kadar halisi de.

 

Halkının hilkati her semtini bir cennet eden    

Karşı sahilde karanlıkta kalan her tepeden,    

 

Gece bir çok fıkara evlerinin lambaları

En sahih aynadan aksettiriyor Üsküdar'ı

YAHYA KEMAL BEY ATLI

SON EKLENENLER

Üye Girişi