RÜBAİLER - ARİF NİHAT ASYA
Sessizce düşünsek, duyacaklar birgün;
Olmazları olmuş sayacaklar, birgün...
Onlar, bu vehimle, ellerinden gelse,
Rü'yâlara sansür koyacaklar, birgün.
Nisan, Ş.6, 1976, s.244
Vehim: Kuruntu.
Dünyâmızı sorma: hem yeter, hem yetmez;
Alçakları var… tartmaya dirhem yetmez!
İnsanlık buysa çok gelir bir Cennet;
Lâkin, Yüce Tanrı'm, on Cehennem yetmez!
Kova Burcu, Ş.7, 1976, s.95
Dirhem: Eski ağırlık ölçüsü okkanın dört yüzde biri. (Burada) Ağırlığa karşılık konacak gram vs.den her biri.
GERİCİ
Tarihlere, destanlara yol bulabilsem
Hiç durmadan düşünmeden geri giderim...
Buna şaşma ki geçmişte yaşamayı ben,
Gelecekte yaşamaya tercih ederim.
KOVAN
Dağlar geçid olmuş, çalılar yol verecek...
Mâzî denilen eski kütük dal verecek.
Gül gül açacak başlara al bayraklar...
Sabret çocuğum: anaç kovan bal verecek.
Rubâiyyât-ı Arif I, Ş.6, 1976, s.67
SINIR
Beklersin sen... oysa oturmuş, kurulur; .
Bir kerre de kaş çattı mı, kalbin burulur...
Vaktiyle senin yurdun olan yerde, bugün,
Pasaportun sorulur.
18 Mayıs 1968
Avrupa'dan Rubailer, Ş.7, 1976, s.168
ŞEB-İ ABUS
Yıkanıp, süslenip tabutlanmak;
Halka i'lândır cülusumuzu...
Sonra -her yıl- bizim de kutlayacak
Çıkar -elbet- Şeb-i Arûs'umuzu.
5 Ocak 1975
Ses ve Toprak, Ş.4, 1976, s.
SAKLAMBAÇ
Bir gün gelir “Aynalar neden soldu?" deriz;
Birgün, inanıp gerçeğe "gün doldu." deriz...
Yetmiş sene evvelki oyun tazelenir:
Bir ses, öteden "oldu mu?" der, "oldu!" deriz.
Nisan, Ş.6, 1976, s. 198
HUTBE
Yükseltip, omuzla, zindanın izbesini;
Şahit tutarak andına gök kubbesini,
Şâir, senelerce böyle bir minberden
Sendin okuyan hüriyyetin hutbesini!
Kıbrıs Rubaileri, Ş.6, 1976, s.97
ÇİLE
Aylar, günler çilemdir... er geç, dolacak...
Fetvamı yazanlar, dövünüp saç yolacak...
Tırnakla, kitaptan kazıyanlar adımı,
Bir gün, yeniden yazmaya mecbur olacak.
Kova Burcu, Ş.7, 1976, s.98
İLHAM
Az çok, karışır şi're kerametle sihir...
Lazımsa da bilgi, işçilik, duygu, fikir
Benden sana son nasihat: ilhama inan...
İlhama inanmayanlar, olmaz şâir!
Kova Burcu, Ş.7, 1976, s.137
RUBAİLER II
"Seç, al!" diye serdin, seriyorsun,
Tanrı'm! Verdikçe, bolundan veriyorsun,
Tanrı'm! Ben söylemedim bunları... yıldızlardan
Ervah ile sen gönderiyorsun, Tanrı'm!
Yerden Gökten, Ş.7, 1976, s.245
Her kim ki bu halk için yazar, halkın olur;
Aydınlatabildiyse eğer, aydın olur...
Muhtâc değildir eli, altın kaleme:
Kullandığı her kalem onun altın olur!
Yerden Gökten, Ş.7, 1976, s.295
BİZ II
Dil olsa da ağzımızda, sövmek yoktur!
EL Varsa da emrimizde, dövmek yoktur!
Öksüzleri sevmek okşamak var bizde,
Zalimleri, alçakları övmek yoktur!
Kova Burcu, Ş.7, 1976, s.107
DUÂ
Elsizlere el, dilsizlere dil ver yeniden!
Lütfet, bize bir şanlı nesil ver yeniden!
Dünyâyı alıp avcuna bir gün, Tanrım,
Avcımda bu dünyâya şekil ver yeniden!
Rubâiyyât-ı Arif I, Ş.6, 1976, s.24
ZAMAN
Yıldan, iyi günler istedik!., dinlemedi;
Yalvardık, üzüldük, inledik... dinlemedi;
Tanrı'm, yapacak işlerimiz vardı daha
Dünyada… zamana "dur!" dedik... dinlemedi.
Kıbrıs Rubaileri, Ş.6, 1976, s.145
VATAN
Ezanımdan alışıp tekbîre,
Buldunuz mutluluk, imanımla...
Vatan ettim sizi ey topraklar
Beş vakit damgalayıp alnımla
MEHTER
Sazlar, eğilin tellere: mehter geliyor;
Elpençe dur, ey çınar, ki erler geliyor..
Doldurdu davul sesleri er meydanını...
Kalkanla kılıç, gürz ile şeşper geliyor.
SANAT
Bir hiçle hayal ülkelerin kat kat olur...
Avcunda çamurla oynasan san'at olur...
Durgun suya saldığın kâğıt, yelkenli;
Yollarda binip yürüttüğün dal, at olur!
TAŞ
Heyhat, onun ellerinde taşlar, şimdi;
Serden korusun kendini başlar, şimdi!
Biz şeytanı taşlarken iş altüst oldu...
Ey gökyüzü, şeytan bizi taşlar, şimdi!
ASR-I SAADET
Biz, tayy-i zaman etmede erbâb olduk;
Mâzî ile, âtî ile ahbâb olduk;
Kıldık, dolaşıp, Asr-ı Saadet'te karar:
Ey kutlu Muhammed, sana ashâb olduk!
YAŞASIN!
Evlât, çabanın zevkini tatmak lâzım!
Coşkunluğa yorgunluğu katmak lâzım!
Gördüm, ki bu haykırmalar içten...yalnız,
Yetmez "Yaşasın!" demek.. .yaşatmak lâzım!
SİNAN
Taştan mı senin san'atın, altından mı?
Yokmuş ustan, hocan, bu, bir noksan mı?
Mermerde çiçekler açtıran sihrinle,
Ey Kayserilim, Sinan mısın, nisan mı?
MA'BED
Kurşun bularak, taş çekerek, kum yığarak
Hoştur bu harâb ülkeyi ma'bed yapmak...
Her kubbe olmak isterse - fakat –
Ey yolcu, bu ma'bedde temel kim olacak?
BALIKLIGÖL
Senin ey gönül, siyah balıklarına
Yem atar yolcular, gelip, burdan
Ver derinden bakanların gözüne
Görünür bir beyaz balık, nurdan.
ÖPMEK
Yanaklar öpmedesin, öptürüp yanaklarını;
Böyle geçsin bu günlerin varsın.
Sen ey çocuk! Öpülüp, öpmenin ne olduğunu;
Dudaklarında dudaklar duyunca anlarsın!
SİGARA ÇEŞİTLERİ
Dolup taşar camekanlarda her çeşit sigara;
O eskidir, bu yeni...
'En zararlı olan, hangi cinstir?' dersen
Derim: 'İçilmeyeni!'
ŞEKER
Yüz bulmadı benim uzattıklarım;
Kapışıldı onun getirdikleri...
Onunki ezmeydi, şekerlemeydi;
Benimki bir dostun mevlit şekeri!
TANRIYA SESLENİŞ
Elsizlere el, dilsizlere dil ver yeniden,
Lutfet, bize bin şanlı nesil ver yeniden,
Dünyayı alıp avcuna bir gün Tanrım,
Avcunda bu dünyaya şekil ver yeniden
İLGİLİ İÇERİK
ARİF NİHAT ASYA HAYATI ve ESERLERİ
BAYRAK ŞİİRİNİN OSMANLICA METİN - ARİF NİHAT ASYA
İLGİLİ İÇERİK