Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

YAĞMURLARDAN GELMEK - ARİF AY

 

a.

Yağmurlardan geliyorsun 

upuzun gecelerden 

ayışığına batmış üstün başın 

bir hasreti bölüşüyoruz şimdi 

tüm acıları bölüştüğümüz gibi 

canerikleri boşaltıyorsun eteğinden 

zambaklar 

çocukluğumun giyilmemiş çamaşırları gibi 

annelerin arada bir açtığı hülya sandıkları 

anıların kokusu var onlarda 

 

Boyuna susuyoruz 

dünyaya benzer birşey büyüyor içimizde 

çözemiyoruz neden 

uzuyor uzuyor ellerin 

saçların zaten sonsuzluk 

can geliyor ağlamak gülmek geliyor 

ağır ağır uyanıyor gövdem 

baharda bir toprak gibi 

yağmurlardan geliyorsun 

canıma giriyorsun 

uçsuz bucaksız kokuyorsun 

yağmurlardan geliyorsun 

 

b. 

Gül dökülüyor yüzünden 

gülüşün gülleri bunlar 

tutup koyamıyorum masaya 

masa işte 

aramızdaki sonsuz deniz 

bir dalga hafiften kabarıyor 

bir el usulca uzanıyor 

bir bardak ansızın tuzbuz 

dokunuşun gülleri 

bir bulut yavaş yavaş açılıyor 

birlikte aralıyoruz perdesini yağmurun 

ipek bir mendili gezdirmek gibi yüzünde 

aramızdan akıp gidiyor gün 

 

Sonra akşam geliyor ansızın 

akşam işte şu dehşetli karanfil 

'yârin dudağından getirilmiş' 

kokusu sarıyor önce 

sonra saçların 

saçlarının rüzgârı 

bir serinlik ki sorma gitsin 

yüzüne dokunuyorum 

yıldızlar dökülüyor birden 

yıldızlar hüzün ve karanfil 

akşam doluyor birden 

 

c. 

Kapı çalınıyor 

kuru ekmeğimiz var mı diyor bir kadın 

geçip gidiyor çünkü İskender de 

geçiş gitmiş gibi sokaklarından akşamın 

biraz gazyağı biraz is kokusu ve korkunç 

duvarlar ki tarihin durmadan yapıp yıktığı 

ateşler akan iki aşk çeşmesi 

aç ve ilaç gibi yedikleri zehiri 

köpük ve akşam 

akşam ve köpük 

köpeklerden çöker gibi çatısı göğün 

parçalandı düş ve gerçek 

ne tükenip bitmesi yıldızların 

ne dağılan bilyası çocukların 

yalnız sundurmada yağmuru seyreden 

tüyü dökülmüş bir serçeden kalma 

kumral bir bakış mı 

gözlerin en derin kederinde suların 

 

Su akmayınca eskir 

tarihe yalanın girmesi gibi öyle 

bak yalnızlıklara dalıyorum işte 

en kalabalığına yalnızlıkların 

dörtnala uçar gibi bir at düşlerimden 

dökük saçık bir zaman kalıyor geriye 

oysa 

mor bir şafaktan 

canım sevgilim 

güvercinim

 

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

ARİF AY ŞİİRLERİ

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi