Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

GÜZELLER İPİNİ ZÜLFÜN UZATTILAR - NECATİ BEY

GAZEL

Mefûlü / fâ'ilâtü / mefâ'îlü / fâ'ilün

Güzeller ipini zülfün uzattılar
Hakkâ ki boylarunca yazuklara batdılar

Yarûn ayağı tozına benzer diyu bu gün
Bâzâr içinde anberi Allâh ki satdılar

Şimşâd ü serv irdüğine dik gelürdi lîk
Reftâr-ı yâri göreli bir pâre yatdılar

Bezm-i belâda bir kişi hüşyâr kalmadı
Câm-ı mey-i mahabbete sâkî ne katdılar

Pisteh dehân-ı dilbere öykündi ehl-i bezm
Söyletmediler urdılar ağzın uşatdılar

Kaddün katında turmağa yaraşmadı diyu
Servün alup elini yabanlara atdılar

Îd-i visâlün istedüğiyçün Necâtîyi
Güzeller üşe geldiler öget tonatdılar

GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ

Güzeller gerçi saçlarını uzattılar ama, doğrusu boylarına kadar günaha battılar (saç siyahlığından dolayı günaha benzetiliyor. Bilindiği gibi siyah uğursuz bir renktir.)

Sevgilinin ayağının tozuna benzer diye bugün pazarda anberi nasılda sattılar! (eğer sevgilinin ayağının tozuna benziyor demeselerdi kimse anberi almazdı.)

Şimşir ağacı ve servi erdiğine dik gelir, böbürlenirdi; lâkin sevgilinin yürüyüşünü göreli bir parça yattılar, hadlerini bildiler. (“ermek” erişmek rastlamak mânâlarına gelir. Her iki ağaç da uzun olduğu için “erişmek ” mânâsını tercih ettim ağaçların ikisininde yürüyüşünü göreli beri bir parça yatmaları, kendilerinin yürüyemediklerinden dolayıdır.)

Belâ meclisinde bi kişi ayık kalmadı; ey sakî muhabbet şarabının kadehine ne kattılar acabâ?

Fıstık sevgilinin ağzıyla kendini ölçmeye kalkıştı; mecliste bulunanlar söyletmediler, vurup ağzını kırdılar.

Senin boyunun katında durmaya yaraşmaz, lâyık değildir diye servinin elinden tutup yabanlara attılar. (servi bağ ve bahçede kenara dikilen bir ağaçtır.)

Senin vuslatının bayramını istediği için güzeller. Necâtî’nin başına üşüp iyice donattılar.
(“Donatmak” burada “ azarlamak, paylamak “ mânâlarında ve bir de “süslemek” mânâsında kullanılmıştır. “süslemek” mânâsı, bayram kelimesi dolayısiyledir. Asıl ağırlık noktası “paylamak, azarlamak “ mânâsındadır.)

İLGİLİ İÇERİK

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

NECATİ BEY ŞİİRLERİ

NECATİ BEY HAYATI ve ESERLERİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi