TÂ OL BÜT-İ ŞÎRÎN-LEB ŞEKKER-ŞİKEN OLMIŞDUR - NECATİ BEY
GAZEL
Tâ ol büt-i şîrîn-leb şekker-şiken olmışdur
Gül goncasınun vallah yiri diken olmışdur
Kaddünle izârundan ayru düşeli cânâ
Tâbût u kefen bana serv ü semen olmışdur
Hüsnün sıfatın tâ kim diye işide dâim
Gülşende gül ü gonca gûş u dehen olmışdur
Haddünde görüp zülfün ben güni kara âşık
Âlemde perîşânlık bildüm neden olmışdur
Bîmâr-ı gamem benden bîçâre tabîb el çek
İtme emeğün zâyi’ bana olan olmışdur
Ey Rûma akîk ilten sakın ki ziyân eyler
Kanlu yaşum ucında âlem Yemen olmışdur
Billâhi Necâtîye bu lûtf u atâyı gör
Şeyhî olalı şeyhi nazmı hasen olmışdur
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Put gibi güzel tatlı dudaklı şeker kırmaya başlayınca, vallâhi gül goncasının yeri diken olmuş, huzuru kaçmıştır. (“şeker kırmak” güzel konuşmak, güzel ve tatlı sözler söylemek mânâsındadır. Gül goncanın yerinin diken olması yani kıskanıp huzurunun kaçması kendisinin konuşamamasındandır.)
Ey sevgili boyunla yanağından ayrı düşeli beri, servi bana tabutu, ak gül de kefeni andırıyor.
Güzelliğinin sıfatını dâimâ deyip işitmek için gül bahçesinde gül kulak, gonca da ağız olmuştur.
(Gül şekli dolayısıyla kulağa, gonca da ağıza benzetilmektedir.)
Ben kara günlü, yaslı âşık yanağında saçını görünce dünyâda perişanlık denen şeyin neden olduğunu bildim.
Gam hastasıyım zavallı tabib, benden el çek; emeğini ve vaktini boşuna harcama, bana olan olmuştur.
Ey Anadolu ’ya akik ileten, sakın getirme ziyân edersin: çünki benim kanlı yaşımla her taraf akîkiyle meşhur Yemen ’e döndü.
Allah için gel de Necâtî’ye yapılan bunca lütuf ve ihsanları gör; ustası (karamanlı) Şeyhî olalıberi şiiri güzelleşmiştir.
İLGİLİ İÇERİK