Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

ÜZERE

Cümlede “amaç” ya da “koşul” ilgisi kurmaya yarayan bir edattır.

“Masal anlatmak üzere çocuklarının odasına geçti. ”

cümlesinde “üzere” ilgeci “amaç” ilgisi kurmuştur. Cümlede “masal anlatmak amacıyla” anlamı vardır.

Kitabı yarın geri getirmek üzere alabilirsin. ”

cümlesinde “üzere” edatı, “koşul” ilgisi kurmuştur. Cümlede “geri getirmek koşuluyla” anlamı vardır.

“Acele edin, vapur kalkmak üzere. ”

cümlesinde “üzere” edatı “neredeyse” anlamını katmıştır.

“Bildiğiniz üzere bu yol trafiğe kapatıldı."

cümlesinde “üzere” kelimesi, “gibi” edatının yerine kullanılmıştır. Cümlede “bildiğiniz gibi” anlamı vardır.

 

KARŞI

Cümleye yer-yön, zaman ilgisi katan bir edattır. “Karşı” edatı, yönelme eki (-e hâl eki) almış sözcüklerle birlikte kullanılır.

“Tekne, rüzgâra karşı ilerlemekte zorlanıyordu."

cümlesinde “karşı” edatı, yön ilgisi kurmuştur.

“Mahalle sakinleri, sabaha karsı büyük bir gürültüyle sokağa fırlamış. ”

cümlesinde “karşı” edatı zaman ilgisi kurmuştur.

 

DOĞRU

Bu da “karşı” edatı gibi, cümleye yer-yön, zaman anlamı katar “Doğru” edatı da yönelme eki (-e hâl eki) almış sözcüklerle birlikte kullanılır.

“Gençler; iskeleye doğru koşarak gitti. ”

cümlesinde “doğru” edatı, yer-yön ilgisi kurmuştur.

“Öğleye doğru, iyiden iyiye acıktığını hissetti. ”

cümlesinde “doğru” edatı, zaman ilgisi kurmuştur. “Öğleyi doğru” edat öbeği, “Ne zaman?” sorusunun cevabıdır.

 

DEĞİL

Olumsuzluk bildiren bir edattır. Cümleye olumsuzluk anlamı katılacak durumlarda kullanılır.

“Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu. ”

cümlesindeki “değil” edatları olumsuzluk belirtmek için kullanılmıştır.

Not:Türkçede bunların dışında da edatlar vardır. Bu edatları birer örnekle gösterelim.

“Sabaha dek güzel bir haber bekledik. ”

“Aksama dedin sıcağın altında çalışmışlar. ”

“Şiddetli yağıştan dolayı evleri su bastı. ”

“Çok istemesine rağmen geziye katılamadı. ”

“Projeyi senden başka kimse hazırlamamış. ’’

“Bu denli bir çalışmayla işi bitiremezsiniz. ”

“Sabahtan beri burada seni bekliyorlar."

“Eşofmanlarını tek sen getirmemişsin. ” 

cümlelerindeki altı çizili sözcükler de edattır.

 

Not: Edatlarla ilgili bazı bilgileri aktarmamız gerekmektedir. Bu bilgiler son derece önemlidir.   

  • Edatların cümle içinde kullanımı değişkenlik göstermektedir. Kimi edatlar yalın durum isterken kimi edatlar  yönelme durumu, bazı edatlar ise çıkma durumu ister,

“Parmak kadar çocuk, sizi kandırmış. ”

“Ana gibi yar olmaz. ”

“Ankara’ya uçak ile gidelim. ”

cümlelerinde “kadar, gibi, ile” edatlarından önce gelen sözcükler yalın durumdadır.

“Ona göre bir işimiz olduğunu sanmıyorum. ”

“Denize karsı oturmuşlar, çay içiyorlar. ”

“Öğleye doğru gölgelik alanlara çekildiler."

cümlelerinde “göre, karşı, doğru” edatlarından önceki sözcüklerin yönelme durum ekini (-a, -e) aldığını görüyoruz.

Bu edatlar, kendilerinden önceki sözcüklerin yönelme durum ekini almasını gerektirir.

“Kahvaltıdan önce gazetesini okurdu."

“Okuldan sonra tiyatroya gideriz.

“Burada senden başka tanıdığım yok. ”

cümlelerinde “önce, sonra, başka” edatlarından önceki sözcüklerin “-den” çıkma durumu ekini aldığı anlaşılmaktadır. Bu tür edatlar da kendilerinden önceki sözcüklerin çıkma durumu eki almasını gerekli kılar.

  • Edatlar, kendilerinden önceki sözcüklerle anlamca etkileşime girerek söz öbeği oluşturur. Bu türden sözlere edat öbeği denir. Edat öbekleri, cümle içinde sıfat ya da zarf görevinde kullanılır.

“Dev gibi dalgalar, tekneleri parçaladı. ”

cümlesinde “dev gibi” edat öbeği kendisinden sonra gelen “dalgalar” ismini nitelemiştir. “Nasıl dalgalar?” sorusunu sorduğumuzda “dev gibi” cevabını alırız. Dolayısıyla “dev gibi” sözü niteleme sıfatı görevinde kullanılmıştır.

“Sen de biliyorsun ki ben de onun kadar çalıştım. ’’

cümlesindeki “onun kadar” edat öbeği, zarf görevinde kullanılmıştır. “Ne kadar çalıştım?” sorusunun cevabı “onun kadar” sözüdür.

  • “İle, ancak, yalnız” sözcükleri hem edat hem bağlaç görevinde kullanılabilir. “İle” bağlaç olduğunda “ve” anlamında; “ancak, yalnız” sözcükleri bağlaç olduğunda “ama” anlamında kullanılır.

“Soğuktan elleriyle ayakları morarmış. ”

cümlesinde “elleriyle” sözcüğündeki “-yle” bağlaç görevindedir. Cümlede “elleri ve ayaklan” anlamı vardır.

“Geldim yalnız sizi yerinizde bulamadım."

“Kar şiddetini artırdı ancak onlar yollarına devam etti. ”

cümlelerindeki “yalnız, ancak” sözcükleri “ama” anlamında kullanıldığı için bağlaçtır.

  • “Karşı, doğru, başka vb.” sözcükler, hem edat görevinde hem başka görevlerde kullanılabilir.

“Karşı” sözcüğü,

“Evimizin karsısında küçük bir park var. ”

cümlesinde isim,

“Karşı apartmanda kimler oturuyor?”

cümlesinde sıfat,

“Genç ozan, ırmağa karsı oturmuş saz çalıyordu. ”

cümlesinde edat görevinde kullanılmıştır.

“Başka” sözcüğü,

"Ona başka, bana başka konuşuyordu. ”

cümlesinde zarf,

“Sinemaya başka bir gün gidelim. ”

cümlesinde sıfat,

“Belki de bu konuda başkaları farklı düşünüyordur. ’’

cümlesinde zamir görevinde kullanılmıştır.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi