Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 EDAT (İLGEÇ)

Bir dilde anlamlı ses ya da ses birliklerine “kelime” adı verilir. Demek ki kelimeler, belirli anlamlar taşır. Ne var ki bazı kelimeler tek başına bir anlam taşımaz. Bu kelimeler cümle içinde başka sözcüklerle etkileşime girerek anlamlar kazanır ya da anlam ilgileri kurar. İşte tek başına bir anlamı olmayan, cümle içinde başka sözcüklerle birlikte bir anlam kazanan kelimelere “edat” denir. Edat türünde kelimeler, kavramlar arasında çeşitli anlam ilgileri kurmaya yarar ve anlamları da bu ilgiler ışığında ortaya çıkar.

Örneğin “kadar” tek başına anlamı olan bir kelime değildir. Bu kelime,

"Ovada yüz kadar izci çadırı vardı.

cümlesinde bir anlam değeri kazanmıştır. Burada “kadar” kelimesi, “yüz” sözcüğüyle etkileşime girerek cümleye “civarında, yaklaşık” anlamını kazandırmıştır. Demek ki “kadar” kelimesi, bir edattır. Cümledeki diğer kelimelere baktığımızda onların her birinin kendince bir anlamının olduğunu görüyoruz:

Ova: Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmediği, geniş veya dar düzlük.

Yüz: Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı.

İzci: Dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmek, ruhça ve bedence güçlendirilmek için kamplarda ve okullarda eğitilen genç.

Çadır: Keçe, deri, kıl dokuma, sık dokunmuş kalın bez veya plastik maddelerden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak.

Var: Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı. Türkçede en yaygın kullanılan edatlar şunlardır:

 Gibi  Sanki Kadar İle İçin Göre Yalnız Ancak Üzere  Karşı Doğru Değil

Bu edatları ve bunların cümle içinde kazandığı anlam değerlerini örnekler ışığında ele alalım.

 

GİBİ

Türk edebiyatında benzetmenin ayrı bir yeri vardır. Gerek şiirlerde gerekse roman, hikâye vb. yazı türlerinde benzetmeye başvurulur. Bu başvuru sırasında da en sık yararlanılan kelime “gibi” edatıdır. Bu bağlamda “gibi” sözcüğü için “benzetme edatı” ifadesini kullanmak mümkündür. “Gibi” sözcüğü benzetmenin yanında başka anlam ilgileri de kurar.

Ah bu türküler, köy türküleri 

Ana sütü gibi candan 

Ana sütü gibi temiz.

dizelerinde “gibi” edatının kullanıldığını görüyoruz. Daha önce belirttiğimiz üzere “gibi” sözcüğü de tek başına bir anlam taşımaz. Ancak yukarıdaki dizelerde “ana sütü” sözüyle bir söz öbeği oluşturacak biçimde kullanılmıştır. Buradan da “türküler”in “ana sütü”ne benzetildiğini anlıyoruz. Burada benzetme ilgisini sağlayan kelime, “gibi”dir.

“Kız Kulesi, Boğaz’ın maviliklerinde bir biblo gibi duruyordu. ”

cümlesinde de “gibi” edatı benzetme ilgisi kurmuştur. “Kız Kulesi”, “biblo”ya benzetilmiştir.

"Babam, haberi aldığı gibi yola çıktı. ”

cümlesinde “gibi” edatı “haber almak” sözüyle etkileşime girerek “o anda, tam o sırada” anlamını kazanmıştır.

“Yarın saat 5.30 gibi tiyatronun önünde buluşuruz.”

cümlesinde “civarında” anlam ilgisini kurmuştur.

“Sen anlatınca filmi seyretmiş gibi oldum. ”

cümlesinde “gibi” edatı yakınlık ilgisi kurmuştur. Yani gerçekleşmemiş bir yargıyı gerçekleşmiş gibi göstermiştir.

Not: “Gibi” edatının yerine kimi zaman “-ca, -ce / -sı, -si / -casına, -cesine” gibi ekler kullanılır. Bu ekler de benzetme ilgisi kurmaya yarar.

“Son günlerde çocukça davranıyordu. ”

cümlesinde “çocuk” sözcüğüne eklenen “-ça” eki yerine “gibi” edatını getirebiliyoruz: “çocuk gibi”. Burada da benzetme ilgisi vardır.

“Yüzünde çocuksu bir ifade vardı. ”

cümlesinde “çocuk-su” sözcüğündeki “-su” eki, “gibi” edatı işlevinde kullanılmıştır.

İleri atılıp sellercesine

Göğsünden vurulup tam ercesine.

Bir gül bahçesine girercesine

Şu kara toprağa girenlerindir.

Bu dörtlükteki altı çizili sözcüklerde “-cesine” eki “gibi” edatı işevinde kullanılmıştır. Dörtlükteki sözcüklerde “seller gibi, er gibi, girer gibi” anlamı vardır.

 

SANKİ

Bu da bir benzetme edatıdır. Ancak şunu belirtmeliyiz ki “gibi” edatında açık bir benzetme söz konusudur, “sanki” edatıyla yapılan benzetmeler biraz örtülü ve kapalıdır. Bunun yanında alaysamalı anlatımlarda da “sanki” edatı kullanılabilir.

“Çocuk, sanki babası, görsen şaşırırsın. ”

cümlesinde “sanki” edatı benzetme ilgisi kurmuştur.

“Bülbüller öter sanki güllerin arasında. ”

cümlesinde “sanki” edatı yine benzetme ilgisi kurmuştur ancak bu, kapalı bir benzetmedir. Sözü söyleyen kişi, bir benzetme yapmıştır ancak bundan emin değildir. Bu yönüyle “sanki” edatının kullanıldığı cümlelerde gizli bir tahmin de olabilir.

KADAR

Cümle içinde benzetme, karşılaştırma vb. anlam ilgileri kuran bir edattır.

“Yaşadığı yer, han kadar genişti.

cümlesinde “kadar” sözcüğü “han” kelimesiyle birlikte “han kadar” söz öbeğini oluşturmuş ve benzetme ilgisi kurmuştur. Söz konusu kişinin yaşadığı yer “han”a benzetilmiştir.

“Antalya da güzel bir kent ancak İstanbul kadar etkileyici değil. ”

cümlesinde “kadar” edatı karşılaştırma ilgisi kurmuştur. Antalya ile İstanbul etkileyicilik yönünden karşılaştırmıştır.

“Sabaha kadar gözüme uyku girmedi. ”

cümlesinde “süre, zaman” anlam ilgisi kurmuştur.

“Kadar” edatı,

“Sağolun, kahvenizi içmiş kadar olduk. ”

cümlesinde “yakınlık” (eylemin gerçekleşmesine yaklaşma) anlam değerini,

“Ben de onun kadar güçlüyüm. ”

cümlesinde “ölçü, miktar” anlam değerini,

“Ağacın dalında on kadar serçe vardı. ”

cümlesinde “yaklaşık, civarında” anlam değerini kazanmıştır.

SON EKLENENLER

Üye Girişi