Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 


SAYFA:9/ 81-90


81-İZMİR İÇİN KENAR SÜSLERİ-HÜSEYİN YURTTAŞ

1.
imbatı dök yazıya
şiir olur
söz renk değişir serin mavi
izmir olur

2.
saçlarına ilişmiş imbat
gözlerinde akdeniz
yalnızlığın buğusu sabah ağızlarında
işte asfalta vuran kartal gölgeleri
bıçkın bıçakların bilekleri doğradığı
kan tüten geceler

bu kent bir kadındır say ki kadındır
her gün kanama geçiren

3.
sabahsa sonsuz güllerle gelir
belkahve üstlerinden
akın akın bulutlar
hınzır bir rüzgarın önünde
ışıkların öpücükleriyle uyanır dağlar denizler
düşlerin derin uçurumları görünür birden
toprağın nemli ağzında deli filizler
göğerir gök tereke şenlenir kıraçlar
o yorgun süvari sağrısını yine kırbaçlar
başlayan bu kaç milyarıncı günün
okunur altı çizilmiş satırları
insanla başlayan o uzun öykünün

4.
teninde nice hoyrat elin okşantısı
bir çocuk gibi gülümsüyor
kentim benim, ince kızım, cerenim
ağlayıp ağlayıp açılmış gibi
sabahlara nazlanıyor

yüzünde eski masalların izleri

5.
güneşle evlidir gizliden ayla sevişir
yıldızlar söylesin dillere destan sevdalarını
haşarı bir yürektir vurur ha vurur
karanlıkta ışıklı bir salıncak gibi
kendi rüzgarıyla savrulur

6.
dalgalar kırık fenerler sönüktür
demir tarar gecenin ışıkları
imgeleminde dip sularının
yakamozlarla söner gizemi
bir imparator sanılsa da körfezin divanında
o yalnız ve uzak gemi
bir çocuktur
düşlerin beşiğinde sallanan

gecedir
ve göz kamaşır kendi aydınlığından!

7.
ay açar karanlıklar kapısını
altın tozlarıyla kuşatır gökyüzünü
dingin yer çöker ağırlığından

adı izmir olsun
hıdırellez ateşlerinden atlayan
o haşarı çocuğun



KAYSERİ- ERGÜL SIRKINTI

Ben Kayseri,
Medeniyetler şehri.
Uzun bir aradan sonra,
Küçük Asya'nın merkezi.
Her yerimde tarih kokar,
Kıyıdaki kum misali.
Geçmişe yelken açar,
Tarihçi mirasımla.
Geçmişe özlem duyar,
İnsanlar varlığımla.

İşte Hitit,
İşte Roma,
Bizans dünkü çocuk sayılır.
Hamamlar, Kaleler, Mabetler,
Hep benimdir.
Benim servetim.
Yanı başımdaki Erciyes,
Benim kayak merkezim.

Bilim bende.
Sanat bende.
Kültür bende.
Bu toprakları cennet yapan,
Güzel insanlar bende.

Nice savaşlar gördüm,
Bir milleti bitirir.
Nice savaşlar gördüm,
Biten milleti diriltir.
İşte Cihan Harbi,
İşte Sakarya.
Yedi düvel saldırdı,
Aziz vatanıma.
Sarıldım silaha,
Okudum meydan,
Haykırdım haklı davamı,
Bütün cihana.
Sonunda kavuştuk Anadolu'ya.
Cumhuriyetle şehirlere şah oldum.
Bir kalenin etrafındayken,
Koca ovaya kuruldum.
 

BURSA'DA YAŞAM- YILMAZ ÇELİK

Nal sesleri gelir ta ötelerden,
Buram buram tarih kokar bu şehir....
Manevi havası bir başka güzel,
Huzur verir insanlara bu şehir.....
Burada yaşamak bir ömre bedel,
Zaman akarsu gibi fark edilmeden,
İnsanın ömrüne, ömürler katar,
Bu şehirde yaşamak bir başka güzel...

Tarihle zaman iç içe burda,
Osman gazinin sesi gelir derinden....
Emir Sultan bakar ulu camiden,
Karagözle Hacivat bütün her yerde....
Burada yaşamak bir ömre bedel,
Zaman akarsu gibi fark edilmeden,
İnsanın ömrüne, ömürler katar,
Bu şehirde yaşamak bir başka güzel...

Uludağında cennet yeşilliği var;
Geyikler, Ceylanlar gezer içinde....
Tariflere sığmaz manzarası var;
İnsan kendini unutur güzelliğinde.....
Burada yaşamak bir ömre bedel,
Zaman akarsu gibi fark edilmeden,
İnsanın ömrüne, ömürler katar,
Bu şehirde yaşamak bir başka güzel...

Not: Ahmet Hamdi Tanpınar Üstadı, Ölümünün 44. Yıldönümünde rahmetle anıyoruz. Üstadın anısına bu şiiri kaleme aldım.
Onun gibi Bursa' sevenlere Ne Mutlu....
 

BEYOĞLU- ÜLKÜ YILMAZ

Bıçkın bir Beyoğlu akşamında
Taksim’den yürürken Tünel’e
Kalabalıklar arasında olmanın
Mutluluğu okunur yüzlerde

Gözler hep kalabalıklarda
Tanıdık birileri var mı diye
Ya da tanıdık biri görmesin diye
Keyif ile tedirginlik bir arada

Belki gökyüzü de yoktur Beyoğlu’nda
Gecenin gündüze karıştığı bu yerde
Ne akşamın karanlığı ne de güneşin aydınlığı
Gün bitmez gece bitmez bir âlemdir Beyoğlu

Uzaklarda olursan özlemi çok çekilir
Gurbet Beyoğlu hasreti ile geçilir
Şarabı güzel rakısı güzel dostluğu güzel
Hatıralarla dolu âlemi bitmez Beyoğlu.
 

85-KOZAN- MAHMUT CANTEKİN

Bir yel esti attı beni Kozan’a,
Gün telaşlı şimdi dilsiz gecedir…
Sığınmışım sevda yüklü ozana,
Her aşığa nazlı yâri ecedir…

Başı arşta bir tarihtir kalesi,
Tepesinde yıldızların balesi,
Yâr elinde sümbül gülü lalesi,
Gönül dili mısralarda hecedir…

Nedir acep bu Kozan’ın dokusu,
Üç adımda közde ciğer kokusu,
Hasret tokmak gurbet Dünya sokusu,
Sılam Aslı ben Kerem’im nicedir…

Candan bir dost her gördüğüm esnafı,
Yitirmemiş insanlığı insafı,
Dar çarşının taşıt iki tarafı,
Yaya zorda insan candır yücedir…

Cantekin der; emek verin Kozan’a,
Değer katın on fark atsın Lozan’a,
İlham versin her yazara ozana,
Sev ilçeni sıla kârdan öncedir…
 


GAZİANTEP- SİNAN KARAKAŞ

 4
Nice şehit verdin nice direndin
Sığındın Allaha Ona güvendin
Kalmaması için düşman postalı
Yarınlar bizimdir bizimdir dedin

Karayılanlarım Şahinbeylerin
Tekbir getiren o şehit erlerin
Düşmanın gölgesi zül gelir bize
Ruhları şad olsun cennet erlerin

Nasrun minallahi ve fethün kariyb
Dayanmaz bu aşka o ehli salip
Payimal olmadan vatan ve namus
Anteplim gayretlim o hep muharip

Antepli şehadet aşkıyla yanar
Esaret kaldırmaz yüreği kanar
Yirmibeş aralık zafer günüdür
Evlatlar torunlar o günü anar
 
5
 
Esaret kaldırmaz senin yüreğin,
Bükülmez bilirim elbet bileğin,
Dünyada bulunmaz bir tek örneğin,
Anteplim, Şahinim, Karayılanım.

Özgürlük bayraktır kalkın ayağı,
İşgalci güçlere atın dayağı,
Sokmayın Antep’e düşman ayağı,
Anteplim, Şahinim, Karayılanım.

Fransız kudurdu salya saçmakta,
Maraş yollarında bomba atmakta,
İsimsiz yiğitler şehit olmakta,
Anteplim, Şahinim, Karayılanım.

Öğrenir fransız Antepli kimdir,
Bilmez sevgilisi onun ölümdür,
Vurmak günü bugün namus günüdür,
Anteplim, Şahinim, Karayılanım.

Şerefin için vur, toprağın için,
Namusun için vur, çocuğun için,
Yarın geç olmadan ,vur Rabbin için,
Anteplim, Şahinim, Karayılanım.

Zafer elbet hakka inananların,
Vatan namus için savaşanların,
Vatanı kurtaran kahramanların,
Anteplim, Şahinim, Karayılanım.

Üzülme elbette, hak galip gelir,
Niyetin ne ise hak onu bilir
Rabbin yardımıyla Antep şenlenir,
Anteplim, Şahinim, Karayılanım.
 

AFYONKARAHİSAR- MUSTAFA YAZKA

Karahisar kalesi doğa inci tanesi,
Gözleme pide şeker ezmesi,
Hele haşhaş lâlesi,
Afyonu dertler çaresi.

Kocatepe kurtuluş tepesi,
Dumlupınar taarruz ifadesi,
Mehmetçiğin ALLAH nidasıyla,
Düşmana karşı kükremesi,

Türkiye'nin dört yoludur,
Kaplıcalar şifa doludur,
Yerden coşan maden suyudur,
Kaymağına ne buyrulur?

Kültürüne kalem yetmez,
Hüyükleri geçmişten iz,
Sırmalıca döşenir,
Çeşitli mermerlerimiz.
 

SINDIRGI- IBRAHİM ÖZDEMİR

sıra sıra dağlara yaslanmışsın,
sayısız çiçek ve çam kokularıyla beslenmişsin,
Yemyeşil örtüler ile süslenmişsin,
Benim güzel sındırgım,

Ana kucağı gibi taptatlı kucağın,
Seni unutamam senin muhitimde tütüyor ana ocağım,
Ege, Marmara sınırında sanki cennet kimliğin,
Sana hiç doyulur mu benim güzel sındırgım.

Gönülleri gıdıklayan nazlı bir perisin,
İnci güzelliğinle kalplerde yeşil dilbersin
Beyinlerde uçuşan, şen şakrak nağmelerdesin,
Bir başka güzellikte benim güzel sındırgım.

Kertil tepesine çıkıp bakmalı sana,
Kitap sayfaları gibisin, destanlar yazmalı hatırana,
Nazar boncuğu takmalı, güzelliğinden boynuna,
Cümleli mecazlara sığmazsın benim güzel sındırgım.

Demokrasi bilincinde her insanın,
Her fert zamanını iyi bilir eğlenmenin çalışmanın,
Çağdaş güzelliğinle saygı sevgiye tutkunsun,
Cıvıl cıvıl insanlık şakıyor güzel sındırgım.

3 Eylül 1922 tarihinde kurtuldun düşmanlardan,
Armağansın paşa İbrahim Ethem, makbule bacılardan,
Sayısız kahramanlıklarla dolu tarihin derinliklerinden,
Güzelliğin gibi geçmişinde övünç dolu güzel sındırgım.

Cıvıl cıvıl sayısız kuşlar muhabbet tellallığı yapar yaylalarında,
Burcu burcu kekik kokar çıkılması güç en uç yamaçlarında,
Bebeler davar güder yeşile kaplanmış eşsiz meralarında,
Anlatıla anlatıla bitmez benim güzel sındırgım.

Desen desen yagcı bedirlerin döşenir meydanına,
Tarihin içlerinden emanet saklarsın saygıdır atasına,
Tezgâhlarda alın terleriyle çizerler desenleri karın tokluğuna,
Yaşamın içinde ayrı yaşanır benim güzel sındırgım.


Bölgenin dört bir yanına koymuşlar eğitim yuvası,
Burdan yetişen evlatlar, çaresizlikleri içler acısı,
Bu ülkede kardeşi kardeşe düşman gösterildikçe bitmez sancısı,
Seni güzelliğin her şeye bedel benim güzel sındırgım.

Kertil tepesinden ışıklarına bakıyorum ışıl ışıl..
Dağ yamaçlarından akarsuların şarıl şarıl..
Geçmişini artık toprağa göm geleceğine sarıl,
Geçmiş güzelliğin sinelerde kalsın benim güzel sındırgım,


Hep doğsun nur güneşin, üstün açık olsun mehtabın,
Sana nice şiirler yazacak, bu yetiştirdiğin evladın,
Yoksa yıldızların altında, sandal sefası mısın,
Anlatılmaz degerdesin, zihinlerde akçesin güzel sındırgım.

İbrahim Ethem gibi eli bükülmez atan var senin,
Dağlarda seni kollayan makbule hatun gibi bacın var senin,
Egeyi karışlamış sayısız şehit erlerin var senin,
Tarihte çok büyük şanın var senin, benim güzel sındırgım

Evlerin bahçeleri çiçekler doldurulmuş,
Adım adım gezenler, güzelliğinde katmerlenmiş,
Yine güzel aşkların kanal boyunda canlandırılmış,
Her halin bir aşk davası benim şaheser sındırgım.

Kırmızı lale, gelinciklere benzer evlerin çatısı,
Gelinlik kızlar ince endamı, kırmızı yaşmak takısı,
Sıcaktır gördüğün genci, kadar adamı, yaşlısı,
Geleceğin apak ve açık güzel sındırgım.

Asfalt değildir yolların çamurlu,
Tarihten talihin ezelden beri gururlu,
Şımarık fertlerin kaşı çatılır sansürlü,
Her vebalin çekilir senin benim güzel sındırgım.

Senin oğlunum ve sana âşık bir evladınım,
Başka şehirlere uçarak kırıldı artık kanadım,
Senden uzak kaldıkça seni daha çok tanıdım,
Sendeki anılarımla kanatlandım güzel sındırgım.

Dinleyin benim gibi seni terk edip giden gençler,
Dönün geriye bakın neye veda etmişik kaybettikleri,
Kalan gençleri kahvede degil, uzaklaştıracak idalist yöneticiler bekler,
Bu güzelliği bu ihmallıkla yeter benim güzel sındırgım


Kışlar soğuk, kar ve donlu
Yazları eser sıcak ince yeli
Çınarlı bahçede çaylar içilir demli,
Her şeyinle bir başkasın güzel sındırgım

Dağ yamaçlarında köyler bir çiçek,
Dağ kokusu koklayan fertlerin bedenleri çelik
Altın yüreklidir insanları gerekmez bekçilik
Sıcacıktır insanları benim güzel sındırgım.

Senin toprakların ecdadımın ocağı,
Cevherdir köyüm, sındırgım ve bucağın,
En sonunda geleceğim sende tanrı kucağı
Olacak sende doğup batan güneşli ayına güzel sındırgım.

Sende apak gömleğime gözyaşımı döktüm,
Kocaman kaya taşında bıçağımı biledim,
Sıra sıra çınarlık yolunda sevdalarımı gezdirdim,
Sensizlikte aklandı saçlarım güzel sındırgım

Sayfalarca yazsam bitiremem sendeki seni,
Tanımak için seni görmek gerek sendeki kimliğini,
Şair demyanlı İbrahim nice şiir yazsam bitiremem kitabeni,
Sana uğrayanlar sezecektir sendeki var olan cevherini.
 


İSKENDERUN’U SEYREDİYORUM- SELAHATTİN ÖLMEZ

İskenderun'u izliyorum, balkonumdan
Gözlerimi dört açarak.
Önce hafiften bir lodos esiyor, Ak Denizden,
Sonra yarık kaya fırtınası çıkıyor aniden,
Adeta ağaçları sökercesine köklerinden,
Ve insanlar dua ediyor belli ki içlerinden,
Bir yağmur gelse akdenizin üzerinden,
Kurtarsın bizi bu çekilmez gürültülü yelden,
İçimizi kemiren ürperti ve endişeli bekleyişlerden,
Ve duyuyor sanki kulaklarım,
Türküler söyleyerek girişini rüzgârın,
İçeriye; pencerelerden.

İskenderun'u izliyorum balkonumdan,
Kulaklarımı dört açarak.
Kumrular söyleşiyor karşımdaki korudan,
Gemiler düdük çalıyor birer birer, körfezdeki limandan
Balıkçı tekneleri, ritim tutmuş gidiyor, sanki bayram havasında,
Kediler, köpekler koşuşuyor, aç kalmama sevdasından
Çiçekler açmaya yeni başlamış, kokuları geliyor
Kıyıdaki seradan
Yağmurların çiselediği, bu romantik havada,
İskenderun'u izliyorum, balkonumdan

İskenderun'u izliyorum, balkonumdan,
Kilise çanlarının çalışıdan din dan,
Bilmem hangi kiliseden geliyor, hangi havradan.
Daha sonra ezan sesi geliyor, sanki su çağlıyor pınardan,
Camiler doluyor, avluları görünmüyor insanlardan,
Güneş ilerliyor, kaçıyor sanki aydan,
Altın tepsiye dönüyor, batarken ufuklardan,
Ve
İskenderun'u seyrediyorum, ben balkonumdan.

İskenderun'u seyrediyorum, balkonumdan,
Keyif alıyorum daima ses geldiğince fabrikalardan,
Kaynayan tenceresi, sönmeyen ocakları için
Şükür dilekleri, söyleyen insanlardan,
Bir de kurtulsaydık, şu bacalardan çıkan kötü dumanlardan
Dağlardan çam kokusu geliyor, denizden balık,
Kuş sesleri cıvıl cıvıl geliyor çok yakınımdan,
Ve,
İskenderun'u seyrediyorum, balkonumdan.

İskenderun'u seyrediyorum, Balkonumdan,
Güzeller geçiyor, sahildeki yüksek kaldırımlardan,
Kimisi rahatsız oluyor,
Kimisi aldırmıyor bile, kendilerine bakışanlardan,
Üstelik kol kola girip gidenlerde oluyor,
Bir birlerine yakışanlardan,
Aymazları, rüküşleri memnun gibi görünüyorlar,
Oynaşlarından.
İsdemir'den, Arsuz'a gidiyorum hep kumsallardan,
İskenderun'u seyrediyorum, balkonumdan….

Kışın sıcak bir yer aratmayan havasından,
Yazın deniz, soğuk oluktaki yaylasından,
Amanosun karlı tepesiyle ile farkı yoktur bazen,
Palandöken, Ilgaz belki de ulu dağdan,
Çağıl çağıl çağıl akarsuyu, ormanların ardından,
Çelik üreten, çelik yürekli insanlardan,
Toplamıştır bağrına insanları yurdun her tarafından,
Bir mozaik gibi, başı dik duranlardan
Dolmuşsun sen, sana gelip sevdalananlardan.
Ve seni
Alımlı, ılımlı, sevdalı akşamların ardından,
Yeni bir güneş doğarken, ağarmaya başlayınca tan,
İskenderun seni seyrediyorum, Balkonumdan.



90-ERZURUM- MEHMET TAŞTAN
 
Uykuda soğuk almış, buzlardan rüya şehir;
Yaylanın kucağında esneyen hülya şehir.
Malazgirt atlıları eser eser ovanda,
Mavera gazileri oturur hanedanda.
Taşlarında Nef'iden mısralar yankılanır;
Günde bir Nene Hatun tabyalara adanır.
Taşhan’a tarih düşer Aras boyu akanlar
Seni ancak seninle ömür tüketen anlar.

Ketum bir sessizliği saklar avuçlarında,
Tam otuz üç damla kan donmuş göz uçlarında;
Çocuğu bundan küskün, yaşlısı bundan dertli,
Çok diyet verdiğinden suları bereketli;
Ondan baharda açan çiçekleri kızıldır;
Kızarmamıştı diye gelincikleri bıldır;
Feste ilmeğe geldi talihsiz başlarımız
Medresede eridi yakuttan taşlarımız...

Honçasında açılır soğan zarı lavaşlar
Dibek görmeyi versin ırgat dövmeye başlar.
Çift beyaz güvercini, köylü kızını oynar;
Gözlerinin açtığı korda bengisu kaynar.
Kanını güneşten mi almıştır bu insanlar,
Gizemli gözlerinde göğe mahsus dumanlar.
Palandöken dağında şaha kalkmış kıratın,
Sen çilekeş anası ilim akan Fırat’ın…

Bakırcı çarşısında şaklayan şehri diyar,
Karlı alın yazında buzdan avizeler var.
Görse Umudum Baba, kaybolurdu umudu,
Neden çeşmeler durdu, şadırvanlar kurudu?
Saltuklu diyarına kimlerin ahı değdi?
Senin mağrur başını kimler önüne eğdi?
Söyle, dağları sarssın duada kesik başlar;
Kutlu barı yeniden tarih kılsın dadaşlar!

Senin Beyti Âli’den ruh veren oymağın var,
Horasan, Semerkant’a hükmeden otağın var.
Marifetli külliyen, İlhanlı hafızların,
Her akşam şerefede işaret yıldızların
Cirit meydanlarında kişner durur atların
Her zemheri ayında kar olup kanatların
Uçunca, göç göç olur, göçler yola düzülür
Emrah’ın figan eder, yetim selvin üzülür.

Alaturka şehirde kuşdili konuşulur;
Erzeni’den, Eretna Beyliğine koşulur.
Çelebi durduğunda dondurdu kedileri,
Uzun hava tutturur, yürekten dertlileri.
Vahyi nur ehramını kat kat örter burada,
Boynunu hakka doğru uzatmış haritada.
Başı avuçlarında inci dökenleri var,
Gece sabaha kadar tespih çekenleri var.

Güneş er doğar burda, her şey er anlaşılır,
Tırhıçlı kapıları doksan üçte aşılır.
Ve engahtan söylenir, yas türküsü şehirde,
Viranda bir gül kalır, saat kulesi bir de
Yaylanın kaderine istiklal giydirilir;
Zülfükâr’ın ucunda kan şehrine girilir.
Git git şehri diyarım, git git şehri diyarım;
Aşkananın isinde matemini duyarım.

Zığvalı ve sekolu yiğitlerini gördüm,
Bindallıya ceh satan kösteğini ben ördüm.
Beni mahrem tanıma, beni yabancı sanma,
Ben kendi gurbetimde sana sılayım ama
Bir türlü, bir sofrada olmuyor başlarımız;
Bizi şair eyledi, firaktan efkârımız.
Her iklimde zemheri, her vakitte hilal ay,
Bu dinmeyen hasreti büyülü haline say!

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi