Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

LEVNÎ

Asıl adı Abdülcelil Çelebi olan şairimiz Türk süsleme sanatnın önde gelen minyatürcülerindendir. Edirneli olup sonradan geldiği İstanbul’da girdiği nakkaşhâneden usta olarak ayrılır. İstanbul’da vefat eder ve oraya gömülür (1733).

Resim sahasındaki eserleri Vehbi’nin    Surnâme 'sinde,    Padişahlar

Albümü’’nde, Beşiktaş Mevlevihânesi’nde vs. bulunmaktadır. Dastân-ı Atalarsözü ile, Selânik-İstanbul yolculuğunu anlatan Tekerleme’si onun, ressamlığının yanında güçlü bir âşık olduğunu da göstermektedir.

Âşık Ömer’in resmini yapması, âşıklarla olan yakın dostluğunun güzel bir işaretidir. Mahlası da onun renk dünyasmı dile getirmektedir.

Hızrî, diğer birkaç şairle birlikte onun adını da saymaktadır.

 

Tut atalar sözün kalbi selîm ol 

Gönülden gönüle yol var demişler 

Gider yavuzluğu tab'ı halım ol 

Sert (sarp) sirke kabına zarar demişler

 

Bilirsin alçağa akmadadır su 

Kâmilin câhile nasihati bu 

İkrârını gözet olma abesgû 

Bildir îmân ile ikrar demişler

 

Âkıbet-endîş ol gönül dibelik 

Yetişmez mi sana nümûnelik 

Kaçan lori kuşu bulsa bir kemik 

Evvel ölçer sonra yutar demişler

 

Her kârâ uzatma elin eteğin 

Yelkovana döner âhır emeğin 

Nitekim şaşkını gölde ördeğin 

Başın kor kıçından dalar demişler

 

Aldanma cihânın sakın varına 

Bir nefesi verme cihân varına 

Bugünkü işini koyma yarma 

Yar yıkıldığı gün tozar demişler

 

Kestim bu arsada ben de bir koyun 

Meydân-ı hünerde gel sen de soyun

Feleğin zoruna dayanmaz oyun 

Katı zor oyunu bozar demişler

 

Çoktur bu âlemde boşa yelenler 

Kande bilenler ile bilmeyenler 

Eskiden âdettir dağdan gelenler 

Bağda olanları kovar demişler

 

Dediler bu pendi sordumsa kime 

Tuz ekmek bilmezse müşkilin deme 

Kül kömür ye nâmerd lokmasını yeme 

Gün olur başına kakar demişler

 

Abestir her vara yoğa koşanlar 

Gâhi doğru gâhi eğri eşenler (aşanlar) 

Ağlamak ne demek kendi düşenler 

İki gözden bile çıkar demişler

 

Arzeyle bu pendi kendi özüne 

Dost addetme her güleni yüzüne 

İncinme dostunun doğru sözüne 

Doğru söz insana batar demişler

 

Darb-ı mesellerle eylersen amel 

Kırkların birine olursun bedel 

Usûlü mânâyı bilmeyen echel 

Solağına davul çalar demişler

 

Bir mürşid-i kâmil bulmayanlara 

Bin nasihatten ders almayanlara

Sözünün sübûtu olmayanlara 

Dipsiz kile bir boş anbar demişler

 

Eşkin at yanına bağlansa güre 

Huy alır huyundan ol göre göre 

Hizmet eyler isen eyle bir ere 

Su aktığı yere akar demişler

 

Çarşûy-ı dehirde nice toz kopar 

Ol vakti gözeten çok takye kapar 

Helâlzâde gelir pazarlık yapar 

Haramzâde pazar bozar demişler

 

Âdet-i Hak budur ezel ü ebed 

Kul kula sebeptir ey dil-i nâşâd 

Bâye gedâ hizmet etmekten murad 

Bal tutan parmağın yalar demişler

 

Dilden ister isen gıll ü gış gide 

Metâ-ı razını açma hâside 

Kıyma müşteriye az al fâide 

Alan da satandan umar demişler

 

Yâr ile ettiğin kavle ver karâr 

Kâr etmezsen bârı eyleme zarâr 

Aza kanaat et olma tamahkâr 

Ucuz satan tizcek satar demişler

 

Ham tamâı gel terkeyle erken 

Elimden çıkmasın der isen örken 

Deve âhu gibi boynuz ararken 

İki kulaktan da çıkar demişler

 

Hîleyi irtikâp etme kıl hazer 

Denilsin nâmına bir er oğlu er 

Sen elin kapısın kakarsan eğer 

El de senin kapın kakar demişler

 

Irzıyle varamaz eşkiyâ eve 

Uslu gez kim seni kâmiller seve 

Har'dan büyük at var attan da deve 

Deveden de büyük fil var demişler

 

Güneş balçık ile sıvanmaz ey dil 

Bîzebân da olsa bellidir kâmil 

Kendinden gayriyi beğenmez câhil 

Kendi çalar kendi oynar demişler

 

Tâlib-i mârifet çekerse emek 

Yüğrük at artırır yemin giderek 

Şâire ses ile saz ü söz gerek 

Yalınız taş olmaz duvar demişler

 

Kûy-ı dilârâya eylersen akın 

Hele gâfil olma etrâfa bakın 

Karda yürü izin belirtme sakın 

Ârif olur il tiz duyar demişler

 

Doyar mı cân ü dil bûs ü kenâre 

Hicrân-ı aşk ile dil pâre pâre 

Nem giderse gitsin visâl-i yâre 

Bir arzu hezerân dînar demişler

 

Yüzüm yerde tenim hâk ile yeksân 

Serim gavgâlarda hâlim perîşân 

Gözlerim cemâl-i canâna hayrân 

Gönül masumdur umar demişler

 

Gerek şakî olsun gerekse saîd 

Kereminden Kerim eylemez baîd 

Böyledir Mevlâ'dan kesme sen ümid 

Gün doğmadan neler doğar demişler

 

Kanâat kıl lokma-i rûz u şebe 

Eller konar topladığın zehebe 

Bilirsin ki atalarımız bir tepe 

Yıkılır bir dere dolar demişler

 

Yırtıcı kuşların ömürleri az 

Bir tek ipte iki cânbâz oynamaz 

Şâhrâhta kuyuyu kâmetince kaz 

Ezkazâ ayağın kayar demişler

 

Levnî nasâyihi pirlerin böyle 

Durûb-ı emsâli nazmile söyle 

Meydân-ı hünerde ağırlık eyle 

Ağır basar yeğni kalkar demişler

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi