BEN SÖYLEDİKÇE AŞKIMI MECNÛN HÂMÛŞ OLUR - ŞEYH GALİB
GAZEL
Mef'ûlü / fâ'ilâtü / mefâ'îlü / fâ'ilün
Ben söyledikçe aşkımı Mecnûn hâmûş olur
Râz-ı cünûna halka-i zencîri gûş olur
Bir dilrübâya düştü ki dil rûy-ı pâkinin
Yâdıyla seyl-i eşk-i revân şu'le-pûş olur
Bâz-ı nigâha kâkülü kim bâl ü per verir
Şâhîn-i çeşmi düşmen-i cân-ı sürûş olur
Lal'l-i lebi ki âteş-i kevser-nijâddır
Hızr-ı hayât aşkı ile mey-fürûş olur
Nutku ki mağz-ı rûh-ı tecellî-zârdır
Îsî hayâl-i zevkı ile bâde-nûş olur
Gâhî ki âfitâb-ı cemâl-i münevveri
Tâb-ı şarâb-ı şerm ile deryâ-hûrûş olur
Envâr-ı cûş-ı feyz ile ummân-ı sînemin
Asdâf-ı çarh u gevheri tûfân be-dûş olur
Gâlib hulâsâ başlasam evsâf-ı hüsnüne
Gâret-ger-i memâlik-i ârâm u hûş olur
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Ben aşkımı söylemeye başlayınca Mecnun sesini keser. Bağlandığı zincirlerin halkaları benim açıkladığım delilik sırlarını dinlemeye kulak kesilir.
Gönül öyle bir güzele düştü ki, tertemiz yüzünü andıkça akan gözyaşlarımın sellerini ateşler kaplar.
Sevgilinin saçı doğan kuşu gibi yırtıcı bakışına kanatlar verip uçurunca gözünün şahini meleklerin bile canlarına düşmanı olur. (Doğan ve şahin yırtıcı kuşlardandır ve kuş avında kullanılır. Melek kudret demektir; cismi yoktur ve ölmez. Sevgilinin gözü o kadar öldürücü ki meleklerin bile canını alıyor. Tanrı’nın “kahbar” sıfatı anlatılmış).
Yakut dudakları kevser suyunun özelliğini veren bir ateştir. Ölümsüz hayat suyunu dağıtan Hızır onun aşkıyla şarap satmaya başlar.
Konuşması, ortaya çıktığı yerin ruhunun özüdür. İsâ onun zevkini hayal ederek şarap içmeye başlar. (Söz ağızdan, dudaklardan çıkar. Ağız ve dudak kırmızıdır ve aşığı sarhoş eder. Bu yüzden şaraba benzetilir. Aynı zamanda söze can verirler. İnsanın konuşması mucizedir. Hz. İsa’nın da mucizesi konuşmak ve dokunmakla ölüyü diriltmek, hastaları iyileştirmektedir).
Aydınlık yüzünün güzelliğinin güneşi utangaçlık şarabının parlaklığıyla denizler gibi coştukça.
Çağıl çağıl taşan coşkunluk nurlarıyla gönlümün engin denizinin sadefleri gökkubbeleri olur; incileri de tufanı omuzlar. (Gönül denize, sadef gökkubbesine benzetilmiş.
Cemâl. Cemâl-i mutlaktır. Tanrı güzelliği gönülde tecellî edince, gönül bütün kâinatı içine alacak kadar genişler. Bu durumda istiridye kabukları gökler haline gelir. Tufanı omuzlayan Nuh’un gemisidir. Engin deniz içindeki gözyaşı incileri insanları tufandan koruyan Nuh’un gemisine benzetilmiş).
Gâlib! Kısacası, sevgilinin güzelliğini anlatmaya başlarsam, övgülerim akıl ve rahatlık ülkelerini yağma edip gider.
İLGİLİ İÇERİK