REVGAN -I GÜLLE DEĞİL NÛR-I ÇERÂĞ-I YÂKÛT - ŞEYH GALİB
GAZEL
Fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilün
Revgan -ı gülle değil nûr-ı çerâğ-ı yâkût
Bâde-i reng-i hınâ tutmaz ayâğ-ı yâkût
Mey değil âteş-i ruhsârdadır gözlerimiz
Ceyş-i pervâneye cây olmaz ocağ-ı yâkût
Olamaz sünbül-i bâğ-ı ruhunun kandîli
Yansa da âb-ı zümürrüdle çerâğ-ı yâkût
Hatt-ı lebindeki esrâr-ı şerîfe eremez
Rûh-ı Hızr olsa eger dûd-ı çerâğ-ı yâkût
Nazm-ı bî-sûzişe murgân-ı ma'ânî konmaz
Gülşen olsun mu semenderlere bâğ-ı yâkût
Şemsdir çeşme-i hurşîd-i tecelli Gâlib
Nazar-ı feyzi eder dûzahı bâğ-ı yâkût
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Yakutun kandilinin parlaklığı gülyağından değildir. Yakutun kadehi kına renkli şarabı tutmaz.
Gözlerimiz şarapta değil, yanağın ateşindedir. Yakut ocağı pervane askerine yer olmaz.
Yakutun kandili zümrüt suyu ile yansa da yine yanağının sümbül gibi saçlarının kandiline benzemez.
Yakut kandilinin dumanı Hızr'ın ruhu olsa, senin dudağının çevresindeki şerefli sırlara eremez.
Yakıcı olmayan nazma anlam kuşları konmaz. Yakutun bağı semenderlere gülbahçesi olur mu?
Gâlib! Tecelli güneşinin çeşmesi Şems'dir. Onun bereketli bakışı cehennemi yakut bahçesi haline getirir.
İLGİLİ İÇERİK