BEN OLSAM BİR DE MUTRIB BİR DE TARF-I CÛYBÂR OLSA - NEDİM
GAZEL
Mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün
Ben olsam bir de mutrıb bir de tarf-ı cûybâr olsa
Hoş imdi bir de farzâ bir cevân-ı şîvekâr olsa
Yeter geçti bu gûne mâlihulyâlarla evkâtım
Amân bir gün mukaddem âh fasl-ı nevbehâr olsa
Bize geldikte inkâr eyleme ıkrârını zâlim
Demişsin yok demezdim bâde-i şîrîn-güvâr olsa
Aceb pistânına benzer mi dikkat üzre bir baksam
Sen açsan sîneni içre birkaç da enâr olsa
O şûhun hasretinden çâr-çeşm-i intizâr olduk
Bize nevbet erişse bâri ebrûsa çıhâr olsa
Senin vasfında cânâ bir neşât-âver gazel gördüm
Olursa tâze eş’âr öyle pâk ü âb-dâr olsa
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Ben olsam, bir çalgıcı, bir de su kenarı olsa. Tam böyle bir durumda ola ki, bir de şiveli taze bir güzel olsa, ne hoş olurdu.
Yeter! Bütün ömrüm bu türlü kuruntular, hayaller içinde geçti. Ah! Aman! Bir gün önce ilkbahar mevsimi gelse artık.
Zâlim! Başka yerlerde "Tatlı içimli şarap olsa içmem demezdim" demişsin. Biz şarap verince bu sözlerini inkar etme.
Bahçede sen göğüslerini açsan. . . Birkaç nar olsa da "acaba göğüslerine benziyorlar mı" diye şöyle dikkatle bir bakıp incelesem.
O güzelin özlemiyle, gelişini dört gözle bekler olduk. Kaşları dört de olsa sıra bize gelse bari. (Dudak üzerinde kıllar belirlenmeye başladıktan sonra sevgiliye /çâr-ebrû; Türkçede dört kaşlı civan denir.)
Sevgilim! Seni anlatan neşeli bir gazel gördüm. Taze şiir olunca işte böyle saf ve parlak olur.
İLGİLİ İÇERİK