Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

BİYOGRAFİ TÜRÜ HAKKINDA BİLGİ

Bir kimsenin hayatını anlatan kitaplardır. Eskiden terceme-i hâl (hal tercümesi) ve çokluğu terâcim-i ahval denirdi. Zamanımızda daha çok Fransızca biographie'den Türkçemize giren biyografya veya biyografi kullanılır.

Biyografyalarda kişinin doğum tarihi yeri, ailesi, öğrenimi, çalışma hayatı anlatılır. Bir kişinin hayatının bir başkası tarafından yazılması biyografya edebiyatının temel özelliğidir. Genellikle ünlü kişilerin ve sanatçıların hayatını konu alan biyograf ileri şu şekilde açıklayabiliriz.

1. Antoloji ve ansiklopedi gibi eserlerde yer alan ve söz konusu kişiyi tanımayı gaye edinen bilgi­lerde doğum, ölüm yılları, öğrenim ve meslekî durum gibi kalıplaşmış bir yol takip edilir. Önemli bir göreve getirilen veya ölen birinin hayatını özetleyen yazılarla, bir sanatçının kitabının arka kapağında yer alan kısa hâl tercümeleri de bu guruba girer. Daha genişçe olanlarına klasik biyografya denir.

2. Söz konusu kimsenin şahsiyetini meydana getiren üstün niteliklerinin anlatıldığı biyografyalara portre denir. Bu tür biyografyalarda söz konusu kişi geniş şekilde ele alınır. Duyguları, zaafları, başarı­ları, alışkanlıkları, çalışması, kısaca onu başkalarından ayıran özellikleri belirtilir.

3. Bir kimseyi çevresi, gördüğü işler, özel hayatı ve eserleriyle kendi çağı içinde ayrıntılı olarak ele alan biyografiler, anlatım biçimine göre monografi veya biyografik roman adını alırlar. Ortak özellik­leri bir araştırmanın ürünü olmalarıdır. Bunun için gerekli belge ve bilgileri toplamak, o kişinin varsa eserlerini incelemek, kişiliğini çeşitli yönlerden ele alarak ilmi bir anlayışla değerlendirmek gerekir.

4. Birinin ölümünden hemen sonra, onun hatıralarını dile getirmek maksadıyla yazılan eserler de biyografya türüne girer. Buna nekroloji denir. Bu tür eserlerde anlatılan kişi yakından tanınan biri ol­duğu için ayrıntılı biçimde tanıtılmıştır; ne var ki, yazarın tarafsızlığına güvenilmez. Çünkü anlattığı kişiye hissi bir tavırla yaklaşır. Bunların dışında hatırat, günlük gibi eserler, ünlü bir kişinin veya yaza­rın mektuplarını kaplayan kitaplar da tam anlamıyla biyografi sayılmasalar bile, biyografik özellikler taşırlar ve bir biyografi çıkarmaya yardımcı olurlar. Bir de yazarının bizzat kendi hayatım anlattığı esef­ler vardır, Bunlara otobiyografi denir. Biyografiler tertip ediliş şekilleri ile çeşitli guruplarda toplanabilir, Bir kişinin hayatına ait olabilir, birçok kişiyi bir araya toplayabilir, belli bir meslekten olanları konu ede­bilir veya yalnız bir bölgede yetişenleri ele alabilir.

Biyografi türünün ilk büyük yazan olarak eski Yunan edebiyatında Plutarkhos kabul edilir.

İslam tarihinde ilk bibliyografya Hz.Muhammed'in hayatını anlatan eserlerdir. Siyer adı verilen bu tür eserin ilki Muhammed bin ishak (ölm. 768)'a aitti. İbn-i İshak'ın eseri zamanımıza ulaşmamıştır. Ondan naklen anlatan İbn-i Hişam (ölm. 828)'ın siyeri elimizdedir.

İslam'ın yayılması ile birlikte bibliyografya edebiyatı da gelişmiştir. Hadis naklinde dayanılan kay­nağın güvenilirliği açısından kişinin hayatına da yer verilmiştir. Hadis nakledenlerin hayatını anlatan eserler ilmü'l-rical diye bilinir. Sonradan her ilim dalı için ayrı biyografya edebiyatı meydana gelmiştir. Xürk edebiyatında ilk biyografya edebiyatı tercüme yoluyla ortaya çıkmıştır.

Malik Bahşi'nin Feridüddin Attar'dan çevirdiği Tezkiret'ül -Evliya tercümesi ilk bibliyografyalardan biri kabul edilir. Osmanlı sahasında bibliyografya asıl XVI-XVIII. yüzyıllarda yayılmıştır. Tezkire, menakıb, vefayât, devhâ, sefine, tuhfe, hadika, fihrist, silsilename, şairname, gazavatname, sicil gibi başlıklarla kaleme alınan biyografiler bir kişiyi değil, birçok kişiyi anlatır. Ancak meslek sınıflandırılma­sına gidilmiştir.

Tarikat büyüklerinin hayatını konu edinen menakıbnameler birer biyografi sayılabilirlerse de, ele aldıkları kişileri efsaneleştirdikleri için ilmi vesika olarak kullanılmaz, sadece-delil-gösterilebilirler.

Tanzimat'tan sonra biyografya edebiyatı Batı'nın tesirinde gelişmiş, bunun yanında geleneğe bağlı hâl tercümeciliği de devam etmiştir.

Cumhuriyet'te, daha çok edebi ve siyasi şahıslar hakkında monografik eserler yazılmış, hâl ter­cümeciliği geleneğinin çok az örnekleri verilmiştir. Şahıslar hakkında biyografik bilgiler veren ansiklo­pedi çalışmalarının büyük ağırlık kazandığı görülür,

Biyografi dalında eser veren başlıca yazarlarımız şunlardır:

Bursalı Tahir, Ibnülemin Mahmut Kemal, Mithat Cemal Kuntay, İbrahim Alaettin Gövsa, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Abdülhak Şinasi Hisar, Sadettin Nüzhet Ergun, Şevket Süreyya Aydemir, Beh­çet Necatigil.

Kaynak: Edebiyat Ansiklopedisi/ Milliyet

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi