Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

4.Konu Cümlesi Başta ve Sonda

Yazar metinde kimi zaman konu/ana fikir cümlesini hem başta hem de sonda vurgulamak için tekrar kullanabilir. Bir dü­şüncenin okuyucu tarafından anlaşılmasını artırmak için başka şekillerde de söylenmesi gerekti­ğini düşünen yazar, metnin so­nunda tekrarlama düşüncesini tekrarlama ihtiyacı duyabilir. Yazar bu yapıyı genellikle vurgu yapmak, konuyu açıklığa kavuş­turmak amacıyla kullanır. Bu tür metinlerde yazarın anlatım planı, genelden özele ve özelden genele anlatım tekniklerinin ikisini bir arada kullanmaya dayanır.

Örnek: 1

VERİLEN SÖZÜ TUTMAK VE VAKTİNDE İŞ YAPMAK

Çocuklar,

Bilmem dikkat ettiniz mi? Birçok kimseler tam vaktinde iş görmenin veya verilen sözü tutmanın insan için bir onur işi olduğunu düşünmezler. Çağrıldıkları bir yere yarım saat, bir saat geç giderler, her nedense bir toplantıya tam vaktinde gitmek öteden beri savsaklanan bir meseledir. Bu fena alışkanlıktan kendinizi koruyunuz, her işi vaktinde görmeye alışınız. Hele birisine verdiğiniz sözü mut­laka tutunuz. Sözün namus kadar değerli olduğunu hatırınızdan çıkarmayınız.

Bir operada, bir konserde hatta bir konferansta tam saati gelince kapılar kapa­nır, geç kalanlar dışarıda kalırlar. Çünkü düşünün bin kişi gözlerini sahneye dikmiş hepsi kulak kesilmiş, hepsi can ve yürekten bir orkestrayı veya bir hatibi dinlerken gibi güle­rek, şakalaşarak koltuğunuza kuruluyorsunuz, bundan aykırı bir hakaret, bundan büyük bir saygısızlık olamaz. Onun için her nerede olursa olsun kendinizi vaktinde iş görmeğe, verdiğiniz sözü tutmaya alıştırınız. Bir kitapta tuhaf bir olay okumuştum:

Londra'nın George Graham adında meşhur bir saatçisi varmış. Bir gün müşteri kendisinden bir saat alırken, «doğru işleyeceğine, geri kalmayacağına, inanabilir miyim?» demiş. Graham da şöyle cevap vermiş: «Yedi sene kullanınız, bu müddet zarfında beş dakika geri kalırsa bana getirin ve paranızı geri alınız.» Müşteri saati alır Hindistan'a gider ve yedi yıl sonra İngiltere'ye döner, Graham'ı bulur ve der ki:

Saatimi alırken yedi yıl içinde beş dakika geri kalırsa paramı geri vere­ceğinizi söylemiştiniz, bu müddet içinde saatiniz beş değil yedi dakika geri kaldı.

Graham, «Evet öyle bir söz verdiğimi hatırlıyorum, bırakınız saat bende birkaç gün kalsın.» Aradan bir hafta geçer, müşteri tekrar gelir. Graham, «hakkı­nız var, alınız paranızı» deyince, müşteri: «Fakat ben saatimden memnunum. Siz yedi yılda beş dakika geri kalmaz demiştiniz. Size o sözünüzün doğru olmadığım söylemek istedim.» Graham da: «Pekâlâ işte paranız! Benim için de verdiğim sözü tutmak bir namus borcudur» diyerek saati geri almış ve onu bir kronometre ola­rak kullanmıştır.

Büyük kumandanlar bir emri yalnız vermekle kalmazlar, onu yapanların işle­rini adım adım izlerler. Vaktinde verilmeyen ve vaktinde yapılmayan bir emir mu­hakkak olan bir zaferi mağlûbiyete çevirebilir. Ne zeki ve ne dirayetli gençler vardır ki, vaktinde işlerinin başında bulunmadıklarından çok zarar görmüşlerdir. Devamsız­lıkları onların bütün meziyetlerini sıfıra indirmiştir. Sizlere en büyük öğüdüm, üze­rinize aldığınız bir işi tam vaktinde yapınız. Bugünün işini yarına değil, biraz sonraya bile bırakmayınız. İhmalcilikten; vebadan, koleradan kaçar gibi kaçınız. Biliniz ki vaktinde işini görmeyen bir insan iflâs yolunu tutmuş demektir.

İşlerinde başarı kazanmış olanlara bakınız. Bu adamların kronometre gibi hareket ettiklerini görürsünüz. Her şeyi zamanında yapacağınıza dair kendi ken­dinize söz veriniz. Sonra da verilen sözü tutmanın bir namus borcu olduğunu hatırınızdan çıkarmayın. Sözünü tutanlara karakterli insan derler. Göreyim sizi karakter sahibi olunuz.

(Selim Sırrı Tarcan, aktaran Karaalioğlu, 2000, s.89-90)

SON EKLENENLER

Üye Girişi