Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

TOPLUMCU GERÇEKÇİLER

"Toplumcu Gerçekçi Edebiyat" tabiri, çoğunlukla materyalist dünya görüşünün üzerinde temellendirilmiş ve daha sonra bu edebi hareketin ideolojik arka pla­nı Marksist ideolojiyle şekillendirilmiştir. Ancak dönüşüm gerçekleşene kadar toplumcu gerçekçi birçok sanatkârın şiire Kemalist ideolojinin belirlediği "halkçılık" ve "köycülük" kavramları arasından baktığını söyleyebiliriz. Bunun sebebini Ahmet Oktay şöyle açıklıyor: "Öncü toplumcularımız, dönemin tek partili yönetimi karşısında durumu kurtarmak için Kemalist ideolojinin araç­larını ve yöntemlerim kullanarak Marksist kimliklerini gizlediler." (Oktay 1993: 71) Hasan Bülent Kahraman ise, "Kemalist ve Marksist terminolojide 'sanayileşmek, kentleşmek, halka ve üretime yönelmek' vb. gibi birbirinin benzeri olan bir hayli kavramsal ve ideolojik yakınlıklar vardır." (Kahraman 2000: 51) diyerek konuya bir başka açıdan yaklaşır.

Tespitlerin her ikisinde de doğruluk payı vardır. Ancak anılan tarihlerde adı geçen toplumcu gerçekçilerin Marksist dünya görüşüne mensup oldukları da bir başka vakıadır. Bu yaklaşımların dışında Hasan Bülent Kahraman, 1934 yılında Moskova'da yapılan "Yazarlar Birliği Kongresinde" Maksim Gorki'nin toplumcu gerçekçiliğin kaynaklarıyla ilgili dile getirdiği düşüncelerini aşağı­daki şekilde sıralayarak;

  1. Toplumcu gerçekçilik daha önceki eleştirel gerçeklikten farklı olarak programatik bir edebiyattır ve bir tezi vardır.
  2. Bu edebiyatta insanı belirleyen en temel öğe kollektivizmdir: 'Sosyalist bireysellik ancak kolektif emek içinde gelişebilir.'
  3. Toplumcu gerçekçi edebiyatta iyimser bir bakış açısı egemendir: 'Yaşam eylemdir ve yaratmaktır. Yeryüzünde yaşayan insanın ulaşacağı en son erek yeryü­zünde yaşamak mutluluğudur.'
  4. Bu edebiyat eğitsel bir işlevle yüklüdür: Sosyalist bireyselliğin geliştirilmesi bu edebiyatın ana amacıdır.' (Kahraman 2000: 51)

başlangıçta Türkiye'deki toplumcu gerçekçilerin bu epistemolojiden epeyce uzakta veya habersiz olduklarını belirtir. Bilgi kaynaklarını saptayamamış ve bir önceki dönemi bütünüyle yadsıyarak şimdisini yeniden kurmaya çalışan bir toplum için bu hüküm doğrudur. Bütün bunlara rağmen hareketin genel çizgisine bakarsak Türkiye'deki toplumcu gerçekçi sanat anlayışını Marksist bir zeminde ele almak mecburiyeti vardır.

Bu edebi anlayışın eksenini, sanatın ana konusu olarak ele alınan "insan, toplum ve onun üretim ilişkileri" oluşturur. Sanatı, her türlü dinsel ve töresel bağdan kopararak bireysel varoluş biçimi olarak algılar. Ancak bireyin bu an­lamlı eylemindeki en belirleyici rolü, "toplum"a verilir. Sanatkâr, "toplumun ruh mühendisi" olarak algılanır. Bu nedenle sanattaki ilk toplumcu dalga, yö­netici azınlıkla büyük çoğunluk arasındaki çelişkileri, devrimci bir söylem bi­çimi geliştirerek dillendirir.

(Ramazan Korkmaz - Tarık Özcan CUMHURİYET DÖNEMİ: Şiir 1950 sonrası)

 


TOPLUMSAL GERÇEKÇİLERİN ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ

KEMAL TAHİR (1910-1973)

  • Konularını cezaevi yaşantılarından, Kurtuluş Savaşı ’ndan, eşkıya menkıbelerinden aldı. Gerçek bir Anadolu romanı oluşturdu.
  • Kemal Tahir, kendisini kimseye ve hiçbir gruba bağımlı hissetmeden, düşüncelerini, karşısındaki ister anlasın ister anlamasın, herkese açardı. Düşünce onun için hiçbir zaman son durağını bulamayan sonsuz bir gelişim halindeydi. İleri sürülmüş ve ileri sürülen her düşüncenin mutlaka karşıtlarını bulurdu. Bu karşıtların vardığı sentezlerle de yetinmez, çoğu zaman etrafındakileri şaşırtırcasına sentezlerin içindeki kendi karşıtlarını arardı. Onun teorik olarak karşıtlıklardan sentezler bulma düşüncesi, pratikte, çelişkili Türkiye gerçeklerinden, akılcı ve millî birlik kavramına erişmenin yollarını gösteriyordu. Bu açıdan Kemal Tahir, birbirinden farklı özellikleri kullanılarak, parçalanmaya ve bölünmeye çalışılan Türk toplumunun, bütünleşme arayan "kolektif vicdanımın temsilcisidir.
  • Özellikle Marksist terminolojiyi yerlileştirerek, Anadolu’ya uygun bir terminoloji oluşturmaya çalıştı. Bu yüzden de dönemin birçok aydını tarafından da eleştirildi. Bu yüzden de çevresine bu tazyiklerden sıkıldığını sık sık dile getirirdi. Ölümü de böyle bir tartışma esnasında geçirdiği kalp krizi nedeniyle oldu (21 Nisan 1973)

ESERLERİ

  • Roman: Sağırdere (1955), Esir Şehrin İnsanları (1956) , Körduman (1957), Rahmet Yolları Kesti (1957), Yedi Çınar Yaylası (1958), Köyün Kamburu (1959), Esir Şehrin Mahpusu (1961), Bozkırdaki Çekirdek (1962), Kelleci Memet (1962), Yorgun Savaşçı (1965), Devlet Ana (1967), Kurt Kanunu (1969), Büyük Mal (1970), Yol Ayrımı (1971), Namusçular (1974), Karılar Koğuşu (1974), Hür Şehrin İnsanları (1976), Damağacı (1977), Bir Mülkiyet Kalesi (1977)
  • Öykü: Göl İnsanları (1955)
  • Notlar: Kemal Tahir’in Notları
  • Mektup: Kemal Tahir'den Fatma İrfan'a Mektuplar (1979)

 

ORHAN KEMAL (1914-1970)

 Hayatına girmiş yüzlerce kişinin kader ve direnişlerini yazdı. Sürükleyicilik, tabilik, gerçeklik eserlerinin özelliğidir.

  • Roman ve öyküleriyle Çağdaş Türk Edebiyatı'nda özgün bir yeri olan Orhan Kemal, toplumsal yaşamımızın değişim dönemlerini gerçekçi bir biçimde yapıtlarında dile getirmiştir. Aydınlık, gerçekçi Bakışıyla, insan-toplum ilişkilerini ustalıkla yansıtmıştır.
  • Orhan Kemal’in öykü ve romanlarının başlıca özellikleri:
  • Karakterler gerçek hayattan gözlem sonucu alınmışlardır. Ele alınan kişiler geniş bir yelpazeden seçilmişlerdir.(İşçiler, köylüler, memurlar, sokağa düşmüş kadınlar vb.)
  • Çalışan kesim ele alınır.
  • Kadının toplum içindeki durumuna geniş yer verilir. Batağa düşmüş kadınların konu edildiği çoktur. Örn: Kırmızı Küpeler
  • Düşkün kimseler ve küçük memurlar öyküleştirilirken toplum suçlanır. Küçük memurlar parasız, küstah ve saldırgandırlar. Ezilmişliğin ve küçük görülmenin baskısı ile öç alma duygusu içindedirler. Halka hoyrat yaklaşırlar. Halkın içindedirler ama halktan uzaktırlar. Büyük memurlar, ağalar ve patronlar yerilir.
  • Çalışan, ailesini geçindiren çocuklara yer verilir. Bunların arasında, ırzına geçilenler, suçlara itilenler, başkasının suçunu üstlenip hapse girenler çoktur. Yazar, bütün bu durumlara sebep olanları eleştirir.
  • Ekmek kavgası ana temadır.
  • Orhan Kemal’in dili yalın ve doğaldır. Yerel ağızları ustaca kullanır. Yapıtları, fazla yorulmadan okunabilecek ve yorumlanabilecek niteliktedir.
  • Emekçi kesimine ayna tutması, Orhan Kemal’e edebiyatımızda ayrı bir yer vermiştir.

ESERLERİ

  • Hikâye Kitapları: Ekmek Kavgası, Sarhoşlar, Çamaşırcının Kızı, 72. Koğuş, Grev, Arka Sokak, Kardeş Payı, Babil Kulesi, Dünyada Harp Vardı, Mahalle Kavgası, İşsiz, Önce Ekmek, Küçükler ve Büyükler, Yağmur Yüklü Bulutlar, Kırmızı Küpeler, Oyuncu Kadın, Arslan Tomsen, Serseri Milyoner - İki Damla Gözyaşı, İnci'nin Maceraları
  • Romanları: Baba Evi, Avare Yıllar, Murtaza, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerinde, Suçlu, Devlet Kuşu, Vukuat Var, Gâvurun Kızı, Küçücük, Dünya Evi, El Kızı, Hanımın Çiftliği, Eskici ve Oğulları, Gurbet Kuşları, Sokakların Çocuğu, Mahalle Kavgası, Kanlı Topraklar, Bir Filiz Vardı, Müfettişler Müfettişi, Yalancı Dünya, Evlerden Biri, Arkadaş Islıkları, Sokaklardan Bir Kız, Kötü Yol, Tersine Dünya İnceleme: Senaryo Tekniği

 

YAŞAR KEMAL (1923-)

  • Çağdaş Türk romancıları arasında en ünlü olanlardan biridir. Romanlarından birkaçının yabancı dillere çevrilmesinden sonra başka ülkelerde de tanındı. Doğayı, efsaneleri ve toplumsal gerçekleri birlikte konu edinen eserleriyle kendine özgü bir çığır açmıştır.
  • Genellikle Çukurova insanının hayat savaşlarını şiirli bir dille yazdı. Tezli romanı savunur. Folklor unsurları ve güçlü doğa tasvirleri görülür.
  • Yaşar Kemal bütün romanlarında ağa-köylü, patron-işçi, varlıklı-yoksul arasındaki gizli-açık çatışmaları eşsiz doğa betimlemeleri ve ruhsal yapı çözümlemeleriyle birlikte işler.
  • Yazarın bir başka özelliği eserlerindeki destansı havadır. Halk dilinden, halk şiirinden ve törelerinden bol bol ve ustaca yararlanarak, halkça benimsenmiş efsaneleri bir destan havası içinde işler: Üç Anadolu Efsanesi, Ağrı Dağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi vb.

ESERLERİ

  • Folklor Derlemeleri: Çifte Çapa Manileri (1942, Görüşler Dergisi) Ağıtlar (1943, 1992)
  • Hikâyeleri; Sarı Sıcak (1952), Bütün Hikâyeler (1967)
  • Röportajları: Bu Diyar Baştan Başa (Bütün Röportajları, 1971) Bir Bulut Kaynıyor (1974) Romanları: Teneke (1955), İnce Memed (1. Cilt; 1955, 2. Cilt; 1969, 3. Cilt; 1984), Orta Direk (1960), Yer Demir Gök Bakır (1963), Üç Anadolu Efsanesi (1967), Ölmez Otu (1969), Ağrıdağı Efsanesi (1970), Binboğalar Efsanesi (1971), Çakırcalı Efe (1972), Demirciler Çarşısı Cinayeti (1974), Yusufçuk Yusuf (1975), Yılanı Öldürseler    (1976), Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca (1977), Kuşlar da Gitti (1978), Allah'ın Askerleri (1978), Kimsecik (1980), Höyükteki Nar Ağacı (1982), Kimsecik Ü (1985), Kale Kapısı (1986), Kanın Sesi (1991), Ağıt (1992), Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana (1998)
  • Konuşmaları: Ağacın Çürüğü (1980)
  • Antolojisi: Gökyüzü Mavi Kaldı (1978)
  • Gazete Yazdan: Taş Çatlarsa ( 1961) Baldaki Tuz ( 1974)

 

FAKİR BAYKURT (1923 -1999)

  • Fakir Baykurt, edebiyat yaşamına şiirle başladı (1945). Şiirlerini, toplumcu gerçekçi bir yaklaşımla yazdığı kısa öyküler ve köy notları izledi. Yeditepe, Yücel, Varlık, Fikirler, Kaynak, İmece, Yazın, Sanat Olayı, Cumhuriyet, Evrensel, Yön yazılarını yayınladığı dergi ve gazetelerden bazılarıdır.
  • Baykurt, 1955’te çıkan ilk kitabı Ç’de, Seçilmiş Hikâyeler ve Beraber dergilerinde yayınladığı öykülerini topladı.
  • Sonraki öykü kitapları Efendilik Savaşı (1959), Cüce Muhammet (1964), Anadolu Garajı (1970), İçerdeki Oğul (1974), ile Yılanların Öcü (1959), Irazcanın Dirliği (1961), Tırpan (1970) gibi romanlarında köy yaşamını, köylünün bilincinde ve bilinçaltındaki isteklerini, tepkilerini ve çelişkilerini yansıttı. Bunu yaparken halka mal olmuş deyiş özelliklerine ve deyimlere de yer verdi.
  • Bir dönem göç sorunun ele alarak Almanya’daki Anadolu insanının değişim süreci içinde yeniden biçimlenmesinin getirdiği sıkıntıları, farklı bir kültüre uyum sağlamak için gösterilen çabaları çok boyutlu bir şekilde aktardı.
  • Yapıtları edebi değerinin yanı sıra toplumbilim ve halkbilim yönünden zengin bir kaynak olarak da görülen Baykurt’un kullandığı dil doğal, yalın, şiirsel bir halk Türkçesi olarak değerlendirildi. Tırpan’na 1970 TRT ve 1971 TDK ödüllerini, Can Parası (1973) ile Sait Faik Hikâye Armağanını, Kara Ahmet Destanı’yla Orhan Kemal Roman Armağanı kazanan yazarın Yılanların Öcü adlı yapıtı 1961’de Metin Erksan, 1985’te Şerif Gören tarafından filme çekildi.

ESERLERİ

  • Roman: Yılanların Öcü (1954), Irazcanın Dirliği (1961), Onuncu Köy (1961), Amerikan Sargısı (1967), Tırpan (1970), Köygöçüren (1973), Keklik (1975), Kara Ahmet Destanı (1977), Yayla (1977), Yüksek Fırınlar (1983), Koca Ren (1986), Yarım Ekmek (1997).
  • Öykü: Çilli (1955), Efendilik Savaşı (1959), Karın Ağrısı (1961),Cüce Muhammet (1964), Anadolu Garajı (1970), On Binlerce Kağnı (1971), Can Parası (1973), İçerdeki Oğul (1974), Sınırdaki Ölü (1975), Gece Vardiyası (1982), Barış Çöreği (1982), Duirsbug Treni (1986), Bizim İnce Kızlar (1992), Dikenli Tel (1998).
  • Toplum-Eğitim Yazıları: Efkâr Tepesi (1960), Şamaroğlanları (1976), Kerem ile Aslı (1974), Kale Kale (1978).
  • Çocuk Kitapları: Topal Arkadaş, Yandım Ali, Sakarca, Sarı Köpek, Dünya Güzeli (1985), Saka Kuşları (1985).
  • Şiir: Bir Uzun Yol.

 

NÂZIM HİKMET(1902-1963)

  • Nâzım Hikmet ilk şiirlerini hece vezniyle yazmakla birlikte, içerik Bakımından hececilerden oldukça uzaktı. Onların bireyci şiirlerinin tuzağına düşmemiş, toplumsal içerikli bir şiire yönelmiş, Tevfik Fikret, Mehmet Emin ve Mehmet Âkif gibi şairlerin yoluna girmişti.
  • Giderek şiirinin gelişen içeriğine, hece ölçüsünün dar kalıpları yetmez oldu, yeni biçim arayışlarına yöneldi. Sovyetler Birliği'nde kaldığı ilk yıllarda (1922-1925), bu biçim arayışları doruğuna ulaştı.
  • Hece ölçüsünün kalıplarını kırarak, Türkçenin zengin ses özelliklerine büyük uyum sağlayan serbest nazma geçti. Bu değişiklikte Mayakovski'nin ve Gelecekçilik'i savunan öbür genç Sovyet şairlerinin etkileri olmuştu.
  • "Üç telinde üç sıska bülbül öten / üç telli saz"la çağdaş bir türkü söylenemeyeceğine inanıyordu. Yaşamın gerçeklerinden kaçarak kendi kabuğuna çekilenlerden, sanatsal etkinlikleri yalnızca aydınlara özgü etkinlikler olarak görenlerden, halkı küçümseyenlerden alabildiğine uzaklaşmıştı.
  • Türkiye'de 1929'da 835 Satır adlı ilk kitabı yayımlandığında, bu kitaptaki şiirler karşısında, sanat çevreleri önce büyük bir şaşkınlığa düştü. Sonra çağın ünlü yazarlarından umulmadık övgüler geldi. Ahmet Haşim, Yakup Kadri gibi sanatçılar bile şairliğini öven sözler ettiler.
  • Nâzım Hikmet, izleyen yapıtlarıyla da etkisini sürdürdü, serbest nazmın benimsenmesini kısa sürede sağladı. 1936'ya değin yayımlanan kitaplarıyla, Cumhuriyet dönemi şiirinin değer yargılarını kökünden sarstı.
  • Şeyh Bedreddin Destanı'nda ise şiirini tam anlamıyla ulusal bir bireşime ulaştırdı. Divan ve Halk şiiri söyleyişlerini çağdaş bir anlayış içinde eritti.
  • Başyapıtı olan Memleketimden İnsan Manzaralarını 1941'de Bursa Cezaevi'nde yazmaya başlamıştı. İkinci Meşrutiyetten Ü. Dünya Savaşı sonrasına kadar çok geniş bir zaman diliminin öyküsünü (1908-1959) bu kitapta destanlaştırdı.
  • Düzyazı, şiir, senaryo tekniklerinin iç içe kullanıldığı Memleketimden İnsan Manzaraları, bütünüyle şiir, roman, öykü, oyun, senaryo, destan denemeyen yeni bir türün habercisi oldu.
  • Nâzım Hikmet cezaevi yıllarında en yüksek noktasına ulaşan verimliliğiyle birbirinden güzel şiirler yazmıştı. Yurt dışına çıktıktan sonra uzun süre ustalığına sığınarak benzer şiirlerle yetindiği, bir aşama yapamadığı izlendi. 1959'dan sonra ise "Saçları saman sarısı, kirpikleri mavi" şiirleriyle yepyeni bir havaya girerek sanatının üst düzeydeki son ürünlerini verdi.
  • 1938'de şairin cezaevine girmesiyle yasaklanıp ortadan kaldırılmış olan Nâzım Hikmet şiiri, Türkiye'de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965'te yeniden ortaya çıkabildi.
  • Türk şiirinin en büyük ustalarından biri olan Nâzım Hikmet romanlar, oyunlar da yazmıştı. Toplumcu gerçekçi oyun yazarlığının kuramsal sorunlarına çözümler getirmek amacındaki oyunlarından film, bale, opera uygulamaları yapıldı. Ayrıca çeşitli konularda çok sayıda makalesi, eleştiri yazıları davardır.

ESERLERİ

  • Şiir: 835 Satır (1929), Jokond ile Si-Ya-U (1929), Varan 3 (1930), 1+1=1 (1930-Nail V. ile), Sesini Kaybeden Şehir (1931), Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932), Gece Gelen Telgraf (1932), Taranta Babu'ya Mektuplar (1935), Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı (1936), Kurtuluş Savaşı Destanı (1965), Saat 21-22 Şiirleri (1965-Bas. Haz. M.Fuat), Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967-Bas. Haz. M.Fuat, 5 Cilt), Rubailer (1966-Bas. Haz. M. Fuat), Dört Hapishaneden (1966-Bas. Haz. M.Fuat), Yeni Şiirler (1966-Bas. Haz. Dost Yayınevi), Son Şiirleri (Bas. Haz. Habora Kitabevi), Tüm Eserleri (1980-Bas. Haz. A. Bezirci, 8 Cilt).
  • Oyun: Kafatası (1943), Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi (1932), Unutulan Adam (1935), İnek (1965), Ferhat ile Şirin (1965), Enayi (1965), Sabahat (1966), Yusuf ile Menofıs (1967), İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu (1985).
  • Roman: Kan Konuşmaz (1965), Yeşil Elmalar (1965), Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1966).
  • Yazılar: İt Ürür Kervan Yürür (1936-Orhan Selim takma adıyla), Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936), Milli Gurur (1936), Sovyet Demokrasisi (1936).
  • Mektuplar: Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar (1968), Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar (1968), Bursa Cezaevinden Vâ-Nû'lara Mektuplar (1970), Nâzım'ın Bilinmeyen Mektupları (1986-Adalet Cimcoz'la Mektuplar, (Haz. Ş. Kurdakul), Piraye'ye Mektuplar (1988).
  • Masal: La Fontaine'den Masallar (1949-Ahmet Oğuz Saruhan adıyla), Sevdalı Bulut (1967).

 

AHMET ARİF (1927 - 1991)

  • Hasretinden Prangalar Eskittim adlı tek şiir kitabıyla çok geniş bir okur kitlesine ulaşan Ahmet Arif 21 Nisan 1927’de Diyarbakır’da doğdu, aynı kentte yaptığı ortaöğreniminden sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi.
  • 1950’den sonra siyasi görüşleri nedeniyle sık sık tutuklanıp uzun süreler cezaevinde yattığı için öğrenimi yarım kaldı. Ankara gazetelerinde teknik sekreterlik, düzeltmenlik gibi işlerde çalıştı. 1948-1954 arasında Yeryüzü, Beraber, Seçilmiş Hikâyeler, Yeni Ufuklar, Kaynak dergilerinde yayımlandığı şiirlerden sonra uzun bir suskunluk dönemine girdi. 
  •  İçinde 19 şiir bulunan Hasretinden Prangalar Eskittim 1968’de yayımlandı ve şiir kitaplarından görülmedik bir baskı sayısına ulaştı. 
  • Ahmet Arif ilk şiirini Garip şiirinin baskın olduğu dönemde yayımladığı halde bu akımdan etkilenmedi. Nazım Hikmet’in açtığı yolda kendine özgü bir şiir oluşturdu.

 

RIFAT ILGAZ(1911-1993)

  • Rıfat Ilgaz, 1940'ların toplumcu-gerçekçi şairleri arasında başta gelenlerindendir.
  • 1911 yılında Cide'de doğdu. Şiir yazmaya ortaokul öğrencilik yıllarında başladı. İlk şiiri 27.07.1927'de, günlük Nazikter gazetesinde yayınlandı. Ayrıca;
  • Açıkgöz (Kastamonu), Güzel İnebolu ve Güzel Tosya gazetelerinde şiirleri ve yazıları yayınlanmaya başladı. Lise yıllarında babasının ölümü nedeniyle ayrıldı. Yatılı olarak Kastamonu Muallim Mektebi'nde öğrenim gördü. 1930 yılında mezun oldu. Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Hendek ile Düzce arasında Gümüşova'da ilkokul öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü 1938'de bitirdi ve Adapazarı Ortaokulu Türkçe Öğretmenliğine atandı. 1939'da İstanbul Karagümrük Ortaokulunda Türkçe Öğretmenliğine başlayan Ilgaz’ın, yazı ve şiirleri büyük dergilerde yayınlanmaya başladı. 1940'da Gığır, Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık dergilerinde şiirleri çıktı ve aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne girdi. Hasan Tanrıkut, Sabahattin Kudret Aksal, Salah Birselde tanıştı. Ömer Faruk Toprak ile 9 Eylül 1942'de Yürüyüş dergisini çıkardılar. Bu dergide Orhan Kemal, Sait Faik, Cahit Irgat, A. Kadir, Nazım Hikmet (İbrahim Sabri) ile birlikte çalıştılar. 1943'de ilk kitabı "Yarenlik"i yayınladı. Şiirleri olağanüstü bir ilgi gördü. Ocak 1944'de "Sınıf' adlı şiir kitabı çıktı. Sıkıyönetim kararı ile toplatıldı. Pertev Naili Boratav "Sınıf' için ."Yeni Türk şiirine inanmayanlara, Rıfat llgaz'ın kitabını okuyup anlamlarını dilemekten başka yapılacak bir şey yoktur." diye yazdı.
  • 1945'de Gün dergisi çıktı. Ilgaz bu dergide sekreterdi. Bu dergide yazıları yayınlandı. Aziz Nesin'in Cumartesi dergisine ortak oldu. Seçici kurulda çalıştı. 1946'da Esat Adil, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte Gerçek gazetesini çıkardılar. 1946 Ekim ayında Yığın dergisini Esat Adil ve Adil Yağcı ile birlikte çıkardılar.
  • Öğretmenliğe yeniden döndükten sonra Boğazlayan-Yozgat'a tayini çıktı. Hastalığı nedeniyle Validebağ Sanaturyumunda yattı. Şubat 1947'de Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Mim Uykusuz'un çıkardığı Markopaşa kadrosuna girdi. Sık sık kapatılan bu derginin daha sonraları sorumlu müdürlüğünü üstlendi. Malum Paşa, Merhum Paşa, Hür Markopaşa gibi dergilerin de sık sık adı değişiyordu.
  • 1950'li yıllarda Ilgaz gazetecilik yapmaya başladı. Sakıncalı olduğundan, gazeteler ve dergiler imzalarına pek yer vermediler. 1952-1960'daTan gazetesinde dizgici-düzeltmen ve röportaj yazan olarak çalıştı. Turhan Selçuk ve İlhan Selçuk'un çıkardığı Dolmuş dergisinde "Stepne" takma adıyla yazılar yazdı. Hababam Sınıfı, Pijamalılar (Bizim Koğuş), Don Kişot İstanbul'da bu dergide dizi olarak yayınlandı. Hababam Sınıfı'nı da, isminin sakıncalı olması nedeniyle "Stepne" (Yedek Lastik) takma adıyla yazdı. Ocak 1953'de Devam adlı şiir kitabını çıkardı ve bu kitap da toplatıldı.
  • 1961 Anayasası yürürlüğe girdikten sonra kendi adıyla yazı ve şiir yayınlayabilme olanağına kavuşan Rıfat Ilgaz Demokrat İzmir, Akbaba, Vatan, Yeni Gün, Yeni Ulus gibi yayın organlarımda ve kimi edebiyat dergilerinde yazı yazabildi. Sınıf yayınlarını kurdu ve kendi kitaplarını yayınlayabildi. 1970'de Basım Şeref Kartını aldı.
  • 1974'de emekli oldu. Doğum yeri olan Cide'ye yerleşti. 12 Eylül 1980 döneminde gözaltına alındı. 70 yaşında gerekçesiz sorguya çekildi ve gözaltında kaldı. Tutukluluğu sona erince İstanbul'da, oğlu
  • Aydın Ilgaz ile birlikte ölümüne kadar yaşamaya başladı. Bu olaylar "Kırkyıl Önce Kırk Yıl Sonra" adlı kitabında anlatılır.
  • Onu hepimiz Hababam Sınıfı'nın yazarı olarak bildik. Altmış yayınlanmış kitabı olmasına karşın onun şairliğini, romancılığını ve öykü yazarlığını unutmamamız gerekir. Kitaplarında; çağdaş, ileri görüşlü, ulusumuzdan yana birlikteliği önerir.
  • Bir zamanlar toplatılan Karartma Geceleri eseri 100 Temel Eser listesine girdi.
  • Yazara edebiyat dünyasında Koca Çınar, ya da Edebiyatın Koca Çınarı denmektedir.
  • SON ŞİİRÎM Elim birine değsin,
  • Isıtayım üşüdüyse Boşa gitmesin son sıcaklığım!

ESERLERİ

  • Şiir kitapları: Yarenlik (1943), Sınıf (1944),Yaşadıkça (1947),Devam (1953), Üsküdar’da Sabah Oldu (1954), Soluk Soluğa (1962),Karakılçık (1969), Uzak Değil (1971), Güvercinim Uyur mu (1974), Kulağımız Kirişte (1983), Ocak Katırı Alagöz (1987), Çocuk Bahçesi (1995)
  • Romanları: Hababam Sınıfı (1957), Pijamalılar (Bizim Koğuş) (1959), Karadeniz’in Kıyıcığında (1969), Halime Kaptan (1972), Meşrutiyet Kırathanesi(1974), Karartma Geceleri (1974),San Yazma (1976), Yıldız Karayel (1981), Apartman Çocukları (1984), Hoca Nasrettin ve Çömezleri (1984), Hababam Sınıfı İcraatın İçinde (1987)
  • Anı kitapları: Yokuş Yukarı (1982), Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra (1986), Dördüncü Bölük (1992) Öykü kitapları: Radarın Anahtarı (1957), Don Kişot İstanbul'da (1957), Kesmeli Bunları (1962), Nerde O Eski Usturalar (1962), Saksağanın Kuyruğu (1962), Şevket Ustanın Kedisi (1965), Garibin Horozu (1969), Altın Ekicisi (1972), Palavra (1972),Tuh Sana (1972), Çatal Matal Kaç Çatal (1972), Bunadı Bu Adam (1972), Keş (1972), Al Atını (1972), Hababam Sınıfı Uyanıyor (1972), Hababam Sınıfı Baskında (1972), Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1972), Rüşvetin Alamancası (1982), Sosyal Kadınlar Partisi (1983), Çalış Osman Çiftlik Senin (1983), Şeker Kutusu (1990)
  • Çocuk Edebiyatı: Bacaksız Kamyon Sürücüsü, Bacaksız Okulda, Bacaksız Paralı Atlet, Bacaksız Tatil Köyünde, Bacaksız Sigara Kaçakçısı, Öksüz Civciv, Küçük Çekmece Okyanusu, Cankurtaran Yılmaz, Kumdan Betona, Çocuk Bahçesi(Şiir)
  • Tiyatro Oyunları: Hababam Sınıfı Uyanıyor, Hababam Sınıfı Baskında, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Türk Çocukları Türk Çocukları, Çatal Matal Kaç Çatal (1972),Abbas Yola Giden

 

AZİZ NESİN ( 1915-1995)

  • 1915 yılında İstanbul’da doğdu. Kuleli Askeri Lisesi’ni, Harp Okulu’nu (1937) bitirdi, subaylıktan gazete fıkra yazarlığına geçti (1944), birçok gazetede yazdı. Sabahattin Ali ile birlikte, biri kapatılınca öteki, Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Alibaba (1646/47) ve tek başına Zübük (1962) adlı mizah dergilerini çıkardı; yazılarından ötürü hapse girdi, sürüldü. Bir ara Düşün Yayınevi’ni (1956) kurdu, dağıttı.
  • Hayatını bağımsız yazar olarak sürdürdü.
  • Sanata şiirler, gerçekçi hikâyeler (Millet Dergisi, 1944) ile başlamıştı, dünyaca tanınan güçlü bir mizah yazarı oldu. Cumhuriyet Döneminde Türk Mizahı (1973) adında bir de antoloji düzenlemiş olan yazar, Türkiye’de ve başka ülkelerde yayımlanacak, oynanacak kitap ve oyunlarının telif hakları ve dileyenlerin yardım ve bağışlarıyla yürütülmek üzere, 1972’de bir NESİN VAKFI kurdu; bu vakfın amacı “Vakfın yurduna her yıl alınacak dört kimsesiz ve yoksul çocuğu, ilkokuldan başlatarak yüksekokulu, meslek okulunu bitirinceye ya da bir meslek edininceye dek, her türlü gereksinimlerini sağlayarak barındırmak, yetiştirmektir.”
  • “Aziz Nesin'in bütün özellikleri, daha da çok direnme gücü, onu, çağımızın büyük bir güldürü yazarı yapmıştır. Gülmesini bilen yaratık, sevmesini de, düşünmesini de, oynamasını da bilir.
  • Aziz'de tıpkı Nasrettin Hoca gibi güldürürken düşündürür de.(Yaşar Kemal) ” 
  • Edebiyatımızda kara mizah denince o gelir hemen akla. Boyu kadar kitap yazmış büyük ustadır 
  • 19 Mart 1990'da Ankara Sanat Kurumu'nda 75. yaşını kutlayan Nesin, 2 Temmuz 1993'de Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak üzere Sivas'a gitti. 37 aydının yaşamını yitirdiği Madımak Oteli katliamından sağ kurtuldu. Yazar, söyleşi ve imza günü için gittiği Çeşme Alaçatı’da, (Sivas Katliamı"nın 3. yıldönümünden 3 gün sonra) 5 Temmuz’u 6 Temmuz’a bağlayan gece sabaha karşı geçirdiği kalp kriziyle yaşama veda etti.
  • 7 Temmuz 1995’de vasiyeti gereği hiçbir tören yapılmaksızın ve yeri belli olmayacak şekilde Çatalca’daki Nesin Vakfı’nın bahçesine gömüldü. Ardında 80 yıllık mücadele, sayısız başarı ve "Nesin Vakfı”nın bıraktı.

ESERLERİ

  • Hikâye kitapları: Geriye Kalan (1948), İt Kuyruğu (1955), Yedek Parça (1955), Fil Hamdi (1955), Damda Deli Var (1956), Koltuk (1957), Kazan Töreni (1957), Toros Canavarı (1957), Deliler Boşandı (1957) , Mahallenin Kısmeti (1957), Ölmüş Eşek (1957), Hangi Parti Kazanacak (1957), Havadan Sudan (1958) , Bay Düdük (1958), Nazik Alet (1958), Gıdıgıdı (1959), Aferin (1959), Kördöğüşü (1959), Mahmut ile Nigar (1959), Gözüne Gözlük (1960), Ah Biz Eşekler (1960), Yüz Liraya Bir Deli (1961), Bir Koltuk Nasıl Devrilir (1961), Biz Adam Olmayız (1962), Sosyalizm Geliyor Savulun (1965), İhtilali Nasıl Yaptık (1965), Rıfat Bey Neden Kaşınıyor (1965), Yeşil renkli Namus gazı 81965), Bülbül Yuvası Evler (1968), Vatan Sağolsun (1968), Yaşasın Memleket (1969), Büyük Grev (1978), Hayvan Deyip Geçme (1980), 70 Yaşım Merhaba (1984), Kalpazanlık Bile Yapılamıyor (1984), Maçinli Kız İçin Ev (1987), Nah Kalkınırsın (1988).
  • Romanları: Kadın Olan Erkek (1955), Gol Kralı Sait Hopsait (1957), Erkek Sabahat (1957), saçkıran (1959) , Zübük (1961), Şimdiki Çocuklar Harika (1967), Tatlı Betüş (1974), Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (1977), Sumame (1976), Tek Yol (1978).
  • Anıları: Bir Sürgünün Hatıraları (1957), Böyle Gelmiş Böyle Gitmez (1. Bölüm 1966, 2. Bölüm Olmasın (1990).
  • Masalları: Memleketin Birinde (1987), Hoptirinam (1960), Uyuşana Tosunum (1971), Aziz Dededen Masallar.
  • Taşlama: Azizname (1970).
  • Fıkralar: Nutuk Makinası (1958), Az Gittik Uz Gittik (1959), Merhaba (1971), Suçlanan ve Aklanan Yazılar: (1982), Ah Biz Ödlek Aydınlar (1985), Korkudan Korkmak (1988),
  • Gezi: Duyduk Duymadık Demeyin (1976), Dünya Kazan Ben Kepçe (1977),
  • Oyunlar: Biraz Gelir misiniz (1958), Bir Şey Yap Met (1959), Toros Canavarı (1963), Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı (1968), Çiçu (1970), Tut Elimden Rovni (1970), Hadi Öldürsene Canikom (1970), Beş Kısa Oyun (1979), Bütün Oyunları Adam Yayınları'nda çıktı (1982). Barbaros’un Torunu, Hakkımı Ver Hakkı, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz oyunları basılmadı.
  • Şiir kitapları: Sondan Başa (1984), Sevgiye On Ölüme Beş Kala (1986), Kendini Yakalamak (1988), Hoşçakalın (1990), Sivas Acısı (1995)
  • Konuşmalar: İnsanlar Konuşa Konuşa (1988), Çuvala Doldurulmuş Kediler (1995). 1995’te çeşitli türdeki kitaplarından yaptığı seçki Sizin Memlekette Eşek Yok mu? adıyla yayınlandı.

 

SABAHATTİN ALİ(1907-1948)

  • Yazı yaşamına şiirle başlamış, hece vezniyle yazdığı ve halk şiirinin açık izleri görülen bu ürünlerini Balıkesir'de çıkan ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yönetilen Çağlayan dergisinde yayımlamıştır (1926). Servet-i Fünun, Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde de yazan (1926 - 1928) Sabahattin Ali, bu arada öykü de yazmaya başlamış, ilk öyküsü "Bir Orman Hikâyesi" Resimli Ay'da yayımlanmıştır (30 Eylül 1930).
  • Toplumsal eğilimli bu öyküyü Nazım Hikmet, şu sözlerle okurlara sunmuştur: "Bu yazı bizde örneğine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir. Köylü ruhiyatının bütün muhafazakâr ve ileri taraflarını, iptidaî sermaye terakümünü yapan sermayedarlığın inkişaf yolunda köylülüğü nasıl dağıttığını ve en nihayet, tabiatın deniz kadar muazzam bir unsuru olan ormanın muğlak, ihtiraslı hayatını, kımıldanışların zeki bir aydınlık içinde görüyoruz".
  • Sabahattin Ali, af yasasından yararlanarak hapisten çıktıktan sonra, özellikle Varlık dergisinde yayımladığı "Kanal", "Kırlangıçlar", "Arap Hayri", "Pazarcı", "Kağnı" (1934 - 1936) gibi öyküleriyle dikkati çekmiştir. Sabahattin Ali Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırmıştır. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirmiş, aydınlar ve kentlilerin Anadolu insanına karşı takındıkları küçümseyici tavrı eleştirmiştir.
  • 1937'de yayınlanan Kuyuçaklı Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir.
  • Sabahattin Ali'nin halk şiirinden esinlenerek yazılmış şiirlerini içeren Dağlar ve Rüzgâr (1934) adlı kitabı yazın çevrelerinde ilgi uyandırmış, örneğin Yaşar Nabi, Hâkimiyeti Milliye'de şu övücü satırları yazmıştır: "Bu kitabın mümeyyiz vasfı halk edebiyatı tarzında bir deneme teşkil etmesidir. Sabahattin Ali'nin tecrübeli muvaffak neticeler vermiş. Ve bize, şiirleri doğrudan doğruya bir halk şairi elinden çıkmamış olduklarını hissettirmekle beraber, o tanıdığımız ve sevdiğimiz samimi edayı tattırabiliyor. Komplike imajlardan kaçınılmış olması, bu şiirlere büyük bir sadelik vermiş. Ancak, Sabahattin Ali, bu kitabından sonra şiirle ilgilenmemiş, sadece öykü ve roman yazmıştır.
  • Leylim Ley, Aldırma Gönül, Benim Meskenim Dağlardır gibi halk dilinden yararlanarak yazdığı şiirler herkes tarafından bilinir.
  • Sabahattin Ali, Varlık'ta Esirler adlı üç perdelik bir oyunda tefrika etmiş (1936), ancak bu türü de bir daha denememiştir.

ESERLERİ

  • Şiir: Dağlar ve Rüzgâr (1934 - Yeni Eklerle 1943).
  • Öykü: Değirmen (1935), Kağnı (1936), Ses (1937), Kağnı - Ses (1943 - İki Kitap Birlikte), Yeni Dünya (1943), Sırça Köşk (1947).
  • Roman: Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940), Kürk Mantolu Madonna (1943).
  • Çeviri: Tarihte Garip Vakalar, Max Memmerich (1941), Antigone, Sofokles (1942), Minna Von Bamhelm, Lessing (1943), Üç Romantik Hikâye, H. Von Kleist - A.V. Chamisso - E.T.A. Hoffmann (1944), Fontamara, Ignazio Silone (1944), Gyges Ve Yüzüğü, Fr. Hebbel (1944), Yüzbaşının Kızı, A.S. Puşkin (1944) (Erol Güney ile birlikte)

 

HASAN HÜSEYİN (KORKMAZGİL) (1927-1984)

  • Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nü bitirdikten sonra öğretmenliği seçti.
  • Ne var ki, ilk yılında TCK'nin 142. maddesine muhalefetten tutuklandı. Arzuhalcilik, tabela ressamlığı, düzeltmenlik yaptı. Akis dergisinde çalıştı. 1966'da yayımladığı Kızılırmak adlı şiir kitabı da 142. maddeye aykırılık savıyla yargılandı, beraat etti.

ESERLERİ

  • Şiir Kitapları: Kavel (1964), Temmuz Bildirisi (1965), Kızılırmak (1966), Kızıl Kuğu (1971), Ağlasun Ayşafağı (1972), Oğlak (1972), Acıyı Bal Eyledik (1973),
  • Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin (1974), Koçero Vatan Şiiri (1976), Haziran'da Ölmek Zor (1977), Acılara Tutunmak (1981), Filizkıran Fırtınası (1981), Işıklarla Oynamayın (1982), Kandan Kına Yakılmaz (1985), Tohumlar Tuz İçinde (1988).

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi