Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

TANZİMAT’IN İKİNCİ KUŞAK ŞAİRLERİ:

Tanzimat edebiyatının ikinci dönemi 1876 ile 1896 yılları arasını kapsar. Bu dönemin en önemli temsilcileri Abdülhak Hamit Tarhan, Recaizade Mahmut Ekrem ve Muallim Naci’dir.

Bu sanatçıların ortak özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • “Toplum için sanat” felsefesini bırakıp “sanat için sanat” görüşünü benimsediler.
  • Siyasi ortamlara ve devlet yönetimine pek karışmadılar.
  • Sosyal konulardan çok, bireysel konuları ele aldılar.
  • Birinci kuşak şairlerine göre daha ağır bir dil kullandılar.
  • Birinci kuşağın mücadeleci kişiliğine karşılık bu devre sanatçıları biraz içe dönük ve uyumlu bir kişiliğe sahiptirler.
  • Hem şekil hem de içerik olarak öncekilere göre daha yeni bir edebiyat ortaya koydular.
  • Klasik, romantik ve realist edebiyat akımlarını Türk edebiyatına başarıyla yansıttılar.
  • Bireysel ve yenilikçi sanat anlayışıyla Fünûn edebiyatının oluşumuna da zemin hazırladılar

 

Bu dönemin önemli şairlerini kısaca tanıyalım:

 

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN ( 1852-1937)

1876'da Paris Büyükelçiliğinde ikinci kâtiplik görevi yapmıştır. Ardından Rusya, Yunanistan ve Bombay'da görevlendirilmiştir. Eşi Fatma Hanım, ilerleyen hastalığı nedeniyle yurda dönmek istemiş ve dönüş yolunda vefat edince Beyrut'ta toprağa verilmiştir. "Makber" adlı ünlü şiirini de eşi Fatma Hanım'ın ölümü üzerine yazmıştır. 

Sanatı ve Eserleri 

  • "Şair-i Azam" olarak anılmıştır.
  • Abdülhak Hamit Tarhan, yol açıcı bir şairdir. Türk şiirinin hem konu hem de biçim yönünden büyük yeniliklere açılmasını hazırlamıştır.
  • İlk şiir kitabı "Sahra" bir pastoral şiir örneğidir.
  • Şair, şiirlerinde bireysel temalara yönelmiş, "Makber" şiiri buna en güzel örnektir.
  • Romantik akımın özelliklerini şiirine yansıtmıştır
  • Şiirlerinde metafizik temalardan, ölüm düşüncesinden, ölümün karşısında hayattan ve aşktan söz eder. Hayata dört elle sarılan şairin korkusu, ölümle güzelliklerin, yaşamın sona ereceğidir ve ölüm sonrasının bilinmezliği onu çıldırtır. Ölüm ve hayat karşıtlığı arasında gidip gelir. 
  • Şiirlerinde tabiat ve aşk unsurları büyük bir yer tutmuştur
  • Divan şiirinin kalıplarını ve biçimsel yapısını kırmış, döneminde büyük bir yeniliğe imza atmıştır, onun şiirlerini okuyanlar, şiirin nesre yaklaştığını, serbestleştiğini söylemişlerdir. 
  • Şiir dili ağırdır, şiir dilindeki özensizliği çok eleştirilmiştir.
  • Abdülhak Hamit, şiirden başka, tiyatro türünde de pek çok eser ortaya koymuştur. Bu eserlerin konularını çoğunlukla tarihten (Türk, Hind, Asûr, Arap tarihleri) almıştır. 
  • Sanatçının eserlerindeki dağınıklık, itinasızlık ve düzensizliğe rağmen; yeni edebiyatımızın gerçekleşmesinde, Türk edebiyatına Batılı bir karakter verebilecek olan yeni bir neslin yetişmesinde büyük rol sahibi olduğu söylenebilir.
  • Şiirleri: Sahra, Makber, Kahpe, Divaneliklerim Yahut Belde, Bunlar Odur, Hacle, Bâlâ’dan Bir Ses, Vâlidem, Yadigâr-ı Harp, İlham-ı Vatan. Tayflar Geçidi
  • Manzum Piyesleri: Nazife, Tarık, Eşber, Zeynep, Liberte, Turhan, Finten, Hakan, Macera-i Aşk, Sabr ü Sebat, İçli Kız, Duhter-i Hindu, Zeynep, Tarık.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi