Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

 

SARI GÜL

Gözlerin elindeki güle merkûz idi (dikilmişti). 

Parmakların aheste aheste (yavaş yavaş) yaprakları koparıp rüzgâra bahşediyordu (bırakıyordu).

Seni seyrettikçe kalbimde hüzünler hissediyordum.  Şu anda hayalhanenin (hayallerinin) acı acı fikirlerle meşgul olduğundan emin idim.

Yapraklar bitinceye kadar hiç tavrını, vaz’iyyetini (durumunu) değiştirmeyerek hazîn hazîn (hüzünlü hüzünlü) sükût ediyordun (susuyordun). Lâkin sarı yaprak metanetini (direncini) mahvetti (kırdı) ; birdenbire bir tuğyan-ı sîrişk (gözyaşı seli) hâsıl oldu (meydana geldi).

Ağladın; şimdi topraklara mevzû olan (koyduğun) başını sineme (göğsüme) dayadın; hüngür hüngür ağladın.

Ben de ağlıyordum. Senin ağlayışına ağlıyordum. Senin gözlerin sükût etti (kesildi), lâkin benimkiler devam ediyor.

O zamandan beri sarı gülleri görmesini arzu etmem. Çünkü en kıymetlisini mezara gömdüm.

(Halit Ziya Uşaklıgıl, Mensur Şiirler)

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi