Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 Destan, bir ulusun hayatını yakından ilgilendiren savaş, göç vb. gibi tarih ve toplum olaylarını anlatan uzun şiirlerdir.

İki çeşit destan vardır: doğal destan, yapma destan.

 

Doğal Destan

Eski çağlarda ulus vicdanında derin izler bırakan tarih ve toplum olayları, yine o çağ­larda çeşitli saz şairleri tarafından parça parça söylenirdi. Ulusal destanların temeli olan bu destanlardan şu yolda yararlanılır:

 a)    Halkın belleğinde parça parça yaşayan bu şiirleri, ulusun uygarlık devlerinde bir folklorcu toplar, olayın yürüyüşüne göre sıraya koyar. Foklorcu bunlara kendiliğinden hiçbir şey eklemez. Burada sadece "ortak yaratıcılık" vardır. Finlerin Kalevala adlı ulu­sal destanı, halk arasında Runa denen türkülerin bir araya toplanmasıyla meydana gel­miştir. Lönnrot (1802-1884) adlı bir doktor bir bu türküleri köylülerin ve saz ağzından toplanmıştır.

b)    Ulusal bir şair, halkın belleğinde yaşayan bu şiirlerden esinlenerek ulusal destanı bir bütün halinde söylen Burada "ortak yaratıcılık" ile "bireysel yaratıcılık" bir araya gelmiştir. Eski Yunanlıların Troia savaşına gidiş ve dönüşlerini anlatan Ilias (Iliada) ve Odysseia adlı destanlarını, Homeros (İ.Ö.IX. yüzyıl) adlı bir şair bu yolda meydana getirmiştir.

 

Yapma Destan

Yakın çağlarda, herhangi bir tarih olayının bir şair tarafından destan kurallarına uy­gun olarak yazılan şeklidir. Burada sadece "bireysel yaratıcılık" vardır. Haçlı Seferle­ri'ni anlatan Kurtarılmış Kudüs adlı destanı, İtalyan şairi Turquto Tasso (1544-1595) bu yolda yazmıştır.

Destanlarda anlatılan olaylar şairlerce uydurulmuş değildir; bunlar, olmuş birtakım tarih ve toplum olaylarıdır. Doğal destanlar, insanların doğa kuvvetleri hakkında bilgile­ri bulunmadığı devirlerde meydana geldiği için, bu çeşit destanlarda ve onları taklit yo­luyla yazılan yapma destanlarda, olağanüstü olaylara ve doğaüstü kuvvetlere çok geniş şer verilir. Destanlarda tarihten alınan, ya da şair tarafından tasarlanan gerçek kişilerin yanında doğaüstü kişiler de (tanrılar, Tanrıçalar, Yarı-Tanrılar v.b.) vardır. Gerçek kişile­rin alınyazılarını doğaüstü kişiler tayin ederler. Bunlar, dileklerini bir ışık, bir ses, bir işaret, bir rüya v.b. ile bildirirler; eğer isterlerse insan kılığı ve sesiyle harekete geçerler, hattâ kimi zaman doğrudan doğruya işe karışırlar.

(Cevdet Kudret, Örnekti Türk Edebiyatı Tarihi, Kültür Bak. Yay.Ank. 1995.)

KARŞILAŞTIRMA:

1.Doğal ve yapma destanlarda, bir milleti yakından ilgilendiren, millet hayatında derin izler bırakan olaylar konu olarak seçilmektedir.

2.Hem doğal hem de yapma destanlarda şiirsellik ön plandadır. Her iki destan türü de manzumdur. Her iki destan türünde de olağanüstü kişiler ve olaylar vardır.

3.Yapma destanların söyleyeni bellidir. Yapma destanlar şairler tarafından oluşturulan metinler olduğu için yayılma ve derleme aşamalarından geçmeden oluşturulurlar.

4.Doğal destanlar söyleyeni belli olmayan; oluş, yayılma ve toplama - derleme aşama­larından geçerek uzun bir sürede meydana gelen destanlardır.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi