Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

KUL HİMMET HAYATI ve ESERLERİ

16. yüzyıl sonraları ile 17. yüzyıl başlarında yaşadığı anlaşılan (Pir Sultan Ab¬dal'a da manen bağlı) ve Pîr Sultan'ın izinde olan Bektaşî şairlerdendir. Ancak, Hz. Ali'ye bağlılığı kadar "Kitâb"a (Kur'ân-ı Kerîm) da muhabbet duyan seçkinler¬den olduğu seziliyor. Türbesi, Tokat'ın Almus ilçesine bağlı Varzıl (görümlü) dadır. Ondan geldiğini söyleyen torunları da o köyde yaşıyorlar.


Şair olarak, Alevî-Bektaşî zümreleri arasında, Pîr Sultan'dan sonra en güçlü sayılır. Menkıbeler, onu siyasî faliyetlere de karıştığını, Osmanlı ile Safevîler ara¬sındaki savaşlarda, Şah-Abbas'ın yanını tuttuğunu anlatmaktadır.


Pîr Sultan, şüphesiz, ondan çok kudretli bir şairdir. Ancak Kul Himmet'in bil¬gice ona üstün olduğu, tekke ve medrese, Kur'ân ve İslâm kültürü de taşıdığı, şi¬irlerinden anlaşılmaktadır. Üzerinde aynı zamanda Hacı Bayram etkileri sezilen bir eserindeki şu dörtlük "Gül'ün nasıl bir 'Hazret-i Muhammed" remzi (sembo¬lü) olduğunu çok güzel anlatmaktadır:

Bu şar, Kul Himmet'in erenler şan
Bu şarda satarlar erenler varı
Bu şarın adı var: gönül pazarı
Engûrlar ezilir meyler içilir

Gül kokusu Muhammed'in teridir
Gönlü saf olanlar Hakk'ın yâridir
Âşıka ma'şûkun bergüzândır
Sevdalar, nasîbler, nurlar saçılır

Ayrıca Kul Himmet de Pîr Sultan gibi Bektâşî-Alevî sedlerini aşarak, ülkemi¬ze mal olmuş, türkü olmuş, nefesleri ile ruhumuzu temsil etmiş, yarı saz, yarı der¬gâh şairleri sırasındadır. Türküleşen şiirlerine örnek olmak üzre, ünlü nefeslerin¬den birinin ilk dörtlüğünü sunuyorum:

Seyyah olup şu âlemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kendi efkânmca okuryazarım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu

AHMET KABAKLI, TÜRK EDEBİYATI, 2.CİLT


KUL HİMMET

Alevî-Bektaşî şairi.

Bazı şiirlerinden hareketle XVI. yüzyılın ikinci yarısı ile XVII. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı tahmin edilmektedir. Tokat ilinin Almus ilçesinin Görümlü (eski adı Varzıl) köyünden olup türbesi de oradadır. Torunları halen aynı köyde yaşamakta ve Kul Himmetliler diye anılmaktadır. Şâhinli aşireti Kul Himmet’in ocağıdır. Bir şiirinde, “Dedem Hıdır Abdal pîrim Ocağı” diyerek soyunun Kemaliye’nin Ocak köyündeki Hıdır Abdal Tekkesi’ne bağlı olduğunu ima etmiştir (Aslanoğlu, Kul Himmet: Yaşamı, Kişiliği ve Şiirleri, s. 3, 119). Özlem duyduğu tek yerin Erdebil Tekkesi, dolayısıyla Safevî şahlarının yurdu olduğu şiirlerinden anlaşılmaktadır. XVI. yüzyıl ile XVII. yüzyılın ilk yarısında Osmanlılar’la İran Safevîleri arasındaki siyasî gerginlik esnasında Pîr Sultan Abdal, Kul İbrâhim ve Kul Hüseyin gibi Kul Himmet de Alevî topluluğunu Osmanlı Devleti karşısında yer almaya teşvik eden şiirler yazmıştır.

Kul Himmet’in gerek şair olarak gerekse şahsiyet bakımından Pîr Sultan Abdal’dan etkilendiği muhakkaktır. Bazı kaynaklarda Kul Himmet’in Pîr Sultan Abdal’a mürid olduğundan söz edilmekle beraber bu görüş doğru değildir. Onun, “Kul olmuşuz Pîr Sultan’a / Eşiği de kıblegâhtır” mısraları buna tanık gösterilmişse de birinci mısraın doğrusu, “Kul olmuşuz bir sultana” şeklinde olmalıdır (a.g.e., s. 11).

Hayatta iken Alevî-Bektaşî çevrelerinde büyük şöhret kazanan Kul Himmet’in şiirleri halk tarafından çok sevilmiş ve birçok cönkte yer almıştır. Bu sevginin en önemli sebebi, bilhassa Alevî inancını şiirlerinde halkın anlayabileceği bir Türkçe’yle etkili biçimde ifade etmesidir. Abdülbaki Gölpınarlı, Bisâtî’nin kendisinde bulunan 1017 (1608) istinsah tarihli Menâkıbü’l-esrâr behcetü’l-ahrâr adlı eserinde Hatâî ve Pîr Sultan Abdal’la birlikte Kul Himmet’in de birkaç şiirinin yer almasını, onun Erdebil Tekkesi müridleri tarafından da tanındığı ve sevildiğinin bir işareti olarak görmektedir. Bu sevgiden dolayı halk kendisini Koca Kul Himmet diye anmıştır.

Nefesler, destanlar, Kerbelâ şehidleri için ağıtlar ve taşlamalar söyleyen Kul Himmet’in şiirlerinde İslâm tarihi, evliya menkıbeleri, Hz. Ali ve on iki imam sevgisiyle bilhassa Alevî-Bektaşî inancı doğrultusunda dinî-tasavvufî duyarlığın bulunması onun kuvvetli bir tarikat terbiyesi aldığını ortaya koymaktadır. Tahmasb gibi Safevî şahlarına övgü, zamandan şikâyet, gurbet, sıla özlemi ve beşerî aşk şiirlerinde yer alan diğer konulardır. Halkın kendisine duyduğu sevgiden dolayı adı çevresinde bazı efsaneler de oluşmuştur.

Henüz kitap haline getirilmemiş, tesbit edilebilen 150 kadar şiirinde Kul Himmet’le beraber bu mahlasının başına “sefil, koca, gedâ, öksüz” gibi sıfatların getirildiği görülmektedir. Şiirleri dörtlük sayısı bakımından diğer halk şairlerinin şiirlerine nisbeten uzundur. Bu uzunluk bazan yirmi dörtlüğe kadar çıkmaktadır. Hece ölçüsünü başarıyla kullanan şair kafiyelerin teşkilinde de aynı başarıyı gösterir. Aruzla yazdığı birkaç şiirinde ise pek başarılı olduğu söylenemez.

Kendisinden sonra yetişenler üzerinde önemli etkisi olan Kul Himmet’in mahlasını kullanan iki şair daha vardır. İlki, XVIII. yüzyılın ikinci yarısı ile XIX. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Kul Himmet Üstadım’dır. Asıl adı İbrâhim olan şair Divriği’nin Karageban bucağına bağlı Örenik köyünde doğmuştur. Soyundan gelenler Öksüzoğulları adıyla tanınmaktadır. Varlığı yakın zamana kadar bilinmediğinden şiirleri Kul Himmet’e mal edilmiştir. İkinci şair de İmranlı’nın Söğütlü köyünden diğer bir Kul Himmet Üstadım’dır. Asıl adı Hatice olan ve “Hacik Kız” olarak da anılan şair XIX. yüzyılda yaşamıştır. Mezarı Divriği’nin Anzahar köyündeki Gani Baba Tekkesi hazîresindedir. Ayrıca Sefil Kul Himmet ve Öksüz Kul Himmet adlı iki şairden Kutlu Özen söz etmekteyse de Kul Himmet bu mahlasların ikisini de kullandığından bunların farklı şairler olması ihtimali zayıftır.

NURETTİN ALBAYRAK, İSLAM ANS. TDV.

SON EKLENENLER

Üye Girişi