Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 


SAYFA:9/81-90


81-ATAMA DEYİŞLER- VEHBİ CEM AŞKUN

Atam gitti giderim,    
Ben ataşız n'iderim    
Ellemen yansın yürek,
Kurumasın gözlerim.
Belirsiz bir rüzgârım.
Seller gibi çağlarım.
Atam gitti, ardından
Gece gündüz ağlarım.

Ne baharım, ne güzüm,
Ne gece, ne gündüzüm,
Şu yalancı dünyada
Ataşız bir öksüzüm.

Ne gökteyim, ne yerde,
Gönül düştü bir derde,
Ağlamaz mı Türk olan
Atatürk'ü gider de?



MUSTAFA KEMAL’DEN MEKTUP- OĞUZ KÂZIM ATOK

Öldü sanmayın beni
Biliyorum gelemem o yerlere bir daha
Mustafa Kemal olarak

19 Mayıslar Bensiz geçecek hep
Fakat bilin ki
Kalbinizdeyim sıcak duygularınızla
El in izdeyim verimli işler içinde
Başınızdayım düşünceler boyunca
Toprağı işleyen motorun sesindeyim

Gökleri yırtan kanat gürültesindeyim.
Beni öldü sanmayın
Nerde hamleniz varsa
Bıraktığım    yerden ötelere    
Nerde üstünse başarınız    
Milletimin    yüzünü güldüren
Bilin ki orda ben varım
Sizleri toprağımdan
Sizler kadar duyarım...


ON KASIMLARDA YÜRÜMEK- FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

Atatürk'üm işte 10 Kasım yine,
Dalgalanır ağaçlarla oğullar, ’
Dalgalanır oğullarla nineler,
Dalgalanır ninelerle genç kızlar,
Özlemin ta yüreğime işlemiş
Seni bulmak seni görmek için ben
Bütün toprak altıyla barışacağım.

Erişeceğim sana usta barışta, başarıda
Öyle
Güçlüsün ki
Güçleneceğim        
Öyle yücesin ki yüceleceğim    
Düşüne düşüne seni kocaman kocaman
Dağlara dağlara karışacağım.    

Ozan mıyım, ordu muyum, su muyum anlaşılmaz
Çağlar upuzun allığı yüreğimde, ülkünün.
Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kâğıt
Sanki ellerim gece
Sanki ellerim gündüz
Yazacağım seni daha, bir daha
Ben senin ölümünle yarışacağım.


AYRILIŞ DESTANI- ZEKİ ÖMER DEFNE

Gel vatan, yas tutan ocaklarla gel!
Oğul Mustafalı kucaklarla gel!
Gel, karayazılı çiçeklerle gel!
Dol gözüme vatan, Ata'n geçiyor!

Ektiğin gündüzdü, biçtiğin gece,
Güzelim ekini bastı delice
Herkte sabanlara, cenkte kılıca,
Abıhayatları katan geçiyor.

Gün görünür güne bakana her şey!
Ne görsem benziyor, bak, ona her şey.
Başlamış şeklinden isyana her şey,
Sanki her şeylerden o can geçiyor.

Bütün yurt dağların üst üste koyun,
Üste gelincikli yazılar yayın,
En üste bir yıldız, bir ay döşeyin;
Önümden böyle bir vatan geçiyor...

Bir millet kolunca sallar üstünde,
Bir vatan boyunca yollar üstünde,
Dağlar bedenince küller
Kanayı kanayı bir tan geçiyor

Onu bize gökten zafer getirdi
Onu bizden alıp "Zafer" götürdü
"Yer görmesin" diye doğmuş koç sırdı
Çağların bağrında yatan geçiyor.

O bindi; al atlar kesildi yağız,
O indi; bir yanardağ oldu Yavuz.
19 sonteşrin... delirdi deniz,
Hâlâ Marmara'dan figan geçiyor.

Kara çıktı ayın gördüğü düşler;
Cümle mülhimler zara durmuşlar,
Siyah borularda siyah ötüşler...
Bu sabah İstanbul yaştan geçiyor.

Defne burcu burcu seril yerlere;
Bak, selâma durmuş minarelere!
Bir şair şehirden bir âşık şehre
Destanlar üstü destan geçiyor.


85-ATATÜRK’ÜN İSTİKLAL MADALYASI- NÜZHET ERMAN

Batan bir güneşin altınlaşan yası,
Aşk ile çarpan bir kalbin    sıcaklığı.    
Ben Atatürk'ün    iftiharla taktığı,
Ben Atatürk'ün İstiklâl Madalyası!
    
Beni inandıramazsınız durduğuna,
Atışını bildiğim büyük kalbin.    
Pembe mermerlerinde Anıtkabrir    
Şahidim, yemin ederim vurduğuna.

Atatürk benimle genç, benimle zinde
Parlamam yüzü suyu hürmetinedir.
Ağır, karanlık Asya gecelerinde
Parlayan Atatürk değil de nedir?

Yeryüzündeki gelmiş geçmiş nişanlar
Birer oyuncak ben varken, birer sus.
Ey Mustafa'yı Atatürk yapan şanlar,
Ey beni paha biçilmez kılan göğüs

Tarih sayfası, ona ait her resim,
Resimlerde güneş var, o var, ben varım.
On Kasım günü benim de sonbaharım,
Kim derdi ki başucuna düşecektim!

Ben, yoğu var eden bir zafer sonrası
Milletçe kutlanışı altın sevincin!
Ben Çanakkale için, Sakarya için!
Ben Atatürk'ün İstiklâl Madalyası!


ATATÜRK ARAMIZDA- COŞKUN ERTEPINAR    

Görüyorsunuz,    
Görüyorsunuz, çocuklar,
Görüyorsunuz değil mi?
Atatürk aramızda.

Bakışlar ilerde,
Düşün çeler ışıklı,
Atatürk yanımızdadır çocuklar,
Şüphemiz yok,
Bu aklık ondan duygularımızda.

Yurdun dört bucağında değil sadece,
Odur katıksız sevgiyle saran dünyamızı evrence.
Oncasına yüceltici
Başka güneş yok çağımızda.

Görüyorsunuz çocuklar, görüyorsunuz,
Belli artık fikir Atatürk,
Besbelli değil mi?  
Geriyi, karayı silen aydınlık, dimağımız

Görüyorsunuz,
Görüyorsunuz çocuklar,
Söyleyin söyleyin haydi
Atatürk vardır
Yüzyılımızdaki hızda.
 
Bitmez, bitmeyecek ona söylenecek söz,
Ölmek ölümlüler içindir,
Atatürk sonsuz yasayışın sonsuz sevincidir.
İşte, işte aramızda...


MAVİ AYDINLIK- İLHAN GEÇER

Yakından görmüştüm gözlerini
Mavi bir ışık akmıştı içime
Bu büyük aydınlıkla    
Dopdoluyum yine   


Kara bir çağ kapandı
Aydınlık bakışlarınla    
Mutlu yarınlar müjdeleyen
Kulaklarımızda hâlâ    

Silemez mavi aydınlığını
Atatürkleşen gönüllerden
Ne yobazlaşan karanlık,
Ne kızıl kefen....

Ellerin geçti alnımızdan
Umutla zamanla içindeyim
Dağılacak bu alaca karanlıklar
Çizdiğin yolda olacak Türkiyemiz

Mutlu bir ışıksın ufkumuzda
Bitmeyen eksilmeyen
Dualar taşır sana kuşlar Sımsıcak
Afrika'dan Ve uzak Çin'den

Bunca yıl geçti aradan
Daha dünmüş gibi taptaze anın
Yaprakları her mevsim yeşil
İçimizde diktiğin ağacın



MUSTAFA KEMAL- ATTİLÂ İLHAN

dağ başını efkâr almış
gümüş dere durmaz ağlar
gözyaşından kana kesmiş gözlerim
ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
ağlar ağlar cihan ağlar
mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
altmış üç ilimiz altmış üç yetim
yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
her geçen seni bizden parça parça götürür
mustafa'm mustafa kemal'im

diz dövdüm
gözlerim şavkı aktı sakarya'nın suyuna
sakarya'nın suları nâmın söyleşir
hemşehrim sakarya öksüz sakarya
ankara'dan uçan kuşlar
kemal'im der günler günü çağrışır
kahrolur bulutlara karışır
gök bulut yaşmak bulut
uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir
mustafa'm mustafa kemal'im

nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
şol yüzünde güneş südü sıcaklık
ellerinden öperim mustafa kemal
senin dalın yaprağın biz senin fidanların
biz bunları yapmadık
sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
elsiz ayaksız bir yeşil yılan
yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
hani bir vakitler kubilay'ı kestiler
çün buyurdun kesenleri astılar
sen uyudun asılanlar dirildi
mustafa'm mustafa kemal'im

karalar kuşanmış karadeniz akmam diyor
dokunmayın ağlamaktan bıkmam diyor
bu gece kıyamet gecesi bu vapur bandırma vapuru
yattığı yer nur olsun mustafa kemal
ben ölümden korkmam diyor
korkmam diyen dilleri toz oldu toprak oldu
değirmen döndü dolandı yıllar oldu
bir kusur işledik bağışlar mı kim bilir
o bize öğretmedi kazan kaldırmasını
günahı vebali öğretenin boynuna
erdirip oldurana ana avrat sövmesini
yüreğim kırıldı kanım kurudu
var git karadeniz var git başımdan
mızıka çalındı düğün mü sandın
bir yol koyup gideni gelir mi sandın
mustafa'm mustafa kemal'im

ankara'nın taşına bak
tut ki baktım uzar gider efkârım
çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım
gözlerimin yaşına bak
ankara kalesi'nde rasattepe'de
bir akça şahan gezer dolanır
yaşın yaşın mezarını aranır
şu dünyanın işine bak
mustafa'm mustafa  kemal'im



KASIM DÜŞÜNCESİ- MUSTAFA NECATİ KARAER

Ben, uzun boylu kavağım
Bozulmuş telim duvağım,
Kasım rüzgârı alacağın olsun
Ne kuş yuva yapar başıma,
Ne ot biter gölgemde ne yosun
Vay benim garip başıma,
Bir işe yaramadım.

Ben, boz bulanık bir ırmağım
Benden usanmış toprağım,
Her sene Kasım dendi mi
Delirir tekmil kardeşlerim;
Ben de kapıp koyuverdim kendimi
Ötesini aramadım
Ötesini soramadım.

Ben dumanını yitirmiş dağım
Nerde benim dumanlarım,
Hani benim çobanlarım,
Siperdeki askerlerim?
Sisler arasında büyüyen parmağa
Uzanam dedim uzanamadım,
Varam dedim varamadım.

Ben, o geceki bayrağım
Dumlupınar’dan İzmir’e sallanan;
Bakmayın yarıda durduğuma,
Çok şükür
Gönlüm eskisi kadar,
Ne var ki şu Kasım rüzgârına
Göğüs geremedim.

Ben, mavisinden olmuş denizim
Kimseye zararım dokunmaz,
İşte balıkçıların yüzü
Bir ben bilirim çektiğimi
Kıyılarım bile anlamaz,
Öyle korkulu bir düş bu
Yoramadım.

Ben 1933 doğumlu
Ali Osman oğlu Nuri
Erzurum’un dağ köylerinden,
Nöbetçi gelmişem Rasattepe’ye,
Boyun burar ağlarmışam
Elini öpemedim paşam,
Yüzünü göremedim.



90-ATATÜRK- BEHÇET NECATİCİL

Ben eskiden yurt deyince
Şimdi bir düş gibi gelir
O tarih ne tarihtir
Zaferler peşinde.

Sarp dağların eteğinde
Bunca ırmak
Yeşil vadilerden akarak
Dalıp gider bozkırların içine.

Herkes işinde gücünde
Gökyüzü, şanlı bayrak
Deniz, orman ve toprak
Yolumuzun üstünde.

Ben eskiden yurt deyince
Böyle düşünürdüm yurdumu
Yurdun Atatürk olduğunu
Anladım Atatürk ölünce.

Atatürk bu yurda
Ellerini verdi,
Büyüyen çocuklarda
Atatürk'ün elleri.

Atatürk bu yurda
Gözlerini verdi,
Gökyüzü bir üzgün mavi
Atatürk öldü öleli.

 

İLGİLİ İÇERİK

BELİRLİ GÜN ve HAFTALAR

29 EKİM CUMHURİYET HAFTASI

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ HAFTASI

12 MART İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ HAFTASI

18 MART ÇANAKKLE ZAFERİ HAFTASI

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI HAFTASI

19 MAYIS GENÇLİK ve SPOR HAFTASI

SON EKLENENLER

Üye Girişi