ARASTANIN SON ÇIRAĞI- ALİ AYÇIL
Son çırağı ben idim
ortasında yedi göbek çınarı
sulayarak büyüten arastanın
İri, pençeliydi elleri ustamın
demiri haddeden geçirirken
kızıla çalan muzdarip yüzü
hazandaki güller kadar inceydi inceydi
döl tutmamış bir ömrü
ateşte eriterek avutan kırgın beden
Göğsümde koca bir gök taşırdım ben
çerçilerin boncuk sattığı çarşılardan
elimde atıp vurmaz bir sapan
avlanırdım hışmımdan nâçar düşmüş dallarda
ustam bazen çok uzak bir yerden gelsin diye
günün dalgın ipini dolardım makaraya
Bir gün devrildi arastaya
kocaman, ağır gölgesi çınarın
benden kaçan onca kuş
meğer dallarına konarmış ustamın.
İLGİLİ İÇERİK