YOLCU - İDRİS NEBİ KARAKUŞ
Umut yelkeninde beklenen yolcu
Sahilden karaya çıkınca ağlar
Dokuz ay bekler de bir garip hancı
Açıp gözlerini bakınca ağlar
Aslı iki damla pıhtılaşmış su
Bilinmez alemde suyun tortusu
Ondan önce aynı yolun yolcusu
Çatıp kaşlarını yıkınca ağlar
Bir garip mutluluk bir garip heves
Yolcunun verdiği o bambaşka ses
Tükenmeye başlar ilk günden nefes
Yürekte şimşekler çakınca ağlar
Kim var etti böyle yolcuyu yoktan
Kimin gücü yeter başkaca Hakk’tan
Ömür ağacından düşen yapraktan
Cehenneme ateş yakınca ağlar
İster yedi, ister yetmiş yıl yaşa
Verdiğin tüm emek hep gider başa
Gör ki neler gelir bu garip başa
Tiksinip hayattan bıkınca ağlar
İyi, kötü, acı, tatlı, gam, keder…
Pamuk ipliğine bağlamış kader
Bu dünya bir handır gelenler gider
Azrail pençeyi takınca ağlar
Dört omuzda son yolculuk başlar da
Bir yas doğar yarenlerde eşlerde
Hüvel baki yazar mermer taşlarda
Sapıtma bedeni sıkınca ağlar
İdris Nebi yürür yeni bir yolda
Hep umut çıktı ya baktığı falda
Ne sırlar gizlidir dört kollu salda
Kapının birinden çıkınca ağlar.
İLGİLİ İÇERİK