Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ZİNDANDAN MEHMED'E MEKTUP - NECİP FAZIL KISAKÜREK

 

Zindan iki hece, Mehmed'im lafta! 

Baba katiliyle baban bir safta! 

Bir de geri adam, boynunda yafta... 

 

Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! 

Kavuşmak mı?... Belki ... Daha ölmedim! 

 

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli, 

Kırmızı tuğlalar altı köşeli. 

Bu yol da tutuktur hapse düşeli... 

 

Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak 

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak! 

 

Bir âlem ki, gökler boru içinde. 

Akıl olmazların zoru içinde 

Üstüste sorular soru içinde. 

 

Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu? 

Buradan insan mı çıkar, tabut mu? 

 

Bir idamlık Ali vardı, asıldı, 

Kaydını düştüler, mühür basıldı, 

Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı. 

 

Ondan kalan,boynu bükük ve sefil; 

Bahçeye diktiği üç beş karanfil... 

 

Müdür bey dert dinler, bugün'maruzat'! 

Çatık kaş... Hükumet dedikleri zat... 

Beni Allah tutmuş kim eder azat? 

 

Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem... 

Anlamaz! Ruhuma geçti bilekçem! 

 

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil; 

Sayım var, maltada hizaya dizil! 

Tek yekun içinde yazıl ve çizil! 

 

İnsanlar zindanda birer kemmiyet; 

Urbalarla kemik, mintanlarla et. 

 

Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat; 

Zift dolu gözlerde karanlık kat kat... 

Yalnız seccademin yününde şefkat 

 

Beni kimsecikler okşamaz madem 

Öp beni alnımdan, sen öp seccadem! 

 

Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan! 

Dakika düşelim, senelik paydan! 

Zindanda dakika farksız aydan 

 

Karıştır çayını zaman erisin; 

Köpük köpük, duman duman erisin! 

 

Peykeler, duvara mıhlı peykeler; 

Duvarda, başlardan yağlı lekeler, 

Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler... 

 

Duvar, katil duvar yolumu biçtin; 

Kanla dolu sünger... Beynimi içtin! 

 

Sukut... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar; 

Tek nokta seçemez dünyadan nazar. 

Yerinde mi acep, ölü ve mezar? 

 

Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz? 

Güneşe göç var da kalan biz miyiz? 

 

Ses demir, su demir ve ekmek demir... 

İstersen demirde muhali kemir. 

Ne gelir ki elden, kader bu, emir... 

 

Garip pencerecik, küçük daracık; 

Dünyaya kapalı, Allah'a açık. 

 

Dua, dua eller karıncalanmış; 

Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış. 

Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış... 

 

Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu ;

İplik ki incecik, örer boşluğu. 

 

Ana rahmi zahir, şu bizim koğuş; 

Karanlığında nur, yeniden doğuş.... 

Sesler duymaktayım; davran ve boğuş! 

 

Sen bir devsin, yükü ağırdır devin! 

Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin! 

 

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! 

Ölsek de sevinin, eve dönsek de! 

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! 

 

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! 

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

 

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

NECİP FAZIL KISAKÜREK ŞİİRLERİ

NECİP FAZIL KISAKÜREK'TEN ŞİİRLER

NECİP FAZIL KISAKÜREK (1905 - 25 MAYIS 1983)

NECİP FAZIL KISAKÜREK HAYATI ve ESERLERİ

ZİNDANDAN MEHMET'E MEKTUP OSMANLICA METNİ - NECİP FAZIL KISAKÜREK

NECİP FAZIL KISAKÜREK - SAKARYA TÜRKÜSÜ ŞİİRİNİN TAHLİLİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi