JOSE-MARİA DE HEREDÎA
"Pernasyen" mektebinin en kuvvetli sanatkârı hiç şüphe yok Jose-Maria de Hiridia'dır. Sonelerin dar çerçeveleri içinde birer dünya sıkıştırmaya muvaffak olan bu şair, teknik olgunluğun eşsiz sembolüdür.
Suut Kemal YETKİN
SONNET
Eskiden niceleri Bourgueil bahçelerinde,
Adlarım kazıdılar ağaçlara sevdiklerinin;
Niceleri, yaldızında, -yüce tavanlı Louvre'un,
Burunları havada kulüp eğlendiler delice.
N'oldu peki? Şimdi kim biliyor onları? Kimse;
Hepsi göçüp gittiler peşi sıra birbirinin,
Adlarını bilen yok bakın bugün hiçbirinin,
Bunlar da yaşadı bir zamanlar demiyor hiç kimse?
Her şey bu hesap, Marie, Cassandre, siz Hélèna
Eriyip giderdi o canım tenleriniz toprakta,
- Bir günlüktür saltanatı zambakların, güllerin
Gelip Ronsard, Seine'de ya da sarı Loire'da,
Ölümsüz etmeseydi sizi bu dünyada, acaba
Kim ederdi lafını sizin de yaşadığınızın.
Metin İncelemesi:
Biçim Yönünden:
Nazım biçimi: Sonnet (Sone).
Türü : Lirik şiir.
Kafiye şeması : abba/abba/ccb/ccb.
Kafiyeli olan, "Bahçelerinde/delice/kimse" sözcüklerinde ortak kafiye sesi "E" olup yarım kafiyedir. "Sevdiklerinin/Luvr-un" sözcüklerindeki "-nin/-un" ekleri, aynı görevde olduğundan rediftir. Sözcüklerin kökleri ise kafiyesidir.
Yardımcı Bilgiler:
Sonnet (sone), Batı şiirinde çok kullanılan bir nazım biçimidir. İki dörtlük iki üçlükten oluşur.
Bu şiir biçimi aslında İtalyan edebiyatında görülür. Küçük değişikliklerle Fransız ve İngilizler tarafından da kullanılmıştır. Klasik bir sonenin kafiye düzeni, "abba/abba/ccd/fdf" biçimindedir.
Sonnet, bizde Edebiyat-ı Cedide döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Şairlerimiz, sonenin kafiye düzeninde çeşitli değişiklikler yapmışlardır.
Sonelerde dörtlükler hazırlık kuruluşundadır. Asıl amaç, üçlüklerde söylenir. Son dize, dizelerin en güçlüsüdür, manzumenin etkisini üzerinde toplar.
İçerik Yönünden:
Araştırmalar:
· Şiire göre, zamanla unutulup gidenler, bugün adları bile yok olanlar; "Beurgueil bahçelerinde ağaçlara sevgililerinin adlarını kazıyanlar" ve "Louvre'un (Luvr sarayının) görkemli ortamında yaşayanlardır."
· Ronsard, "Marie, Cassandre ve Helena" adlı sevgililerini, şiirlerinde anlatarak, anarak ölümsüzleştirmiştir.
· "Ronsard, Seine'de ya da sarı Loire'da, ölümsüz etmeseydi sizi bu dünyada" sözüyle anlatılmak istenen şudur : Şair, "Seine ve Loire" adlı ırmaklar üzerine şiirler yazmış, bu şiirlerde sevgililerinden söz ederek onların ölümsüzleşmesini sağlamıştır. Diğer bir deyişle, bu iki ırmakla ilgili yazılan şiirlerde sevgililerden söz edildiği anlatılmak isteniyor.
· "Bir günlüktür saltanatı zambaklarının, güllerin" dizesiyle, "insanlardaki gençlik ve güzellik çağının kısa, geçici olduğu" anlatılmak isteniyor, benzetme bu düşünceyle ilgili olarak yapılmış bulunuyor.
Bilindiği gibi zambaklar, güller renk ve kokularıyla, hatta görünümleriyle güzel çiçeklerdir. Ama bunlar, güzel olduğu kadar kısa ömürlü olan çiçeklerdir. İnsanlar da bunlara benzerler. Gençlik günlerinde sağlıklıdırlar, dinçtirler, cıvıl cıvıldırlar, yaşam doludurlar. Kısacası her yönleriyle güzeldirler. Ne var ki, insanların bu güzel çağları kalıcı değildir; kısadır, geçicidir. İşte şair, benzetmeyle bu duygusunu dile getirmektedir.
· Şiirin bütününde geliştirilen düşünce ve sezilen duygu şudur: İnsanların gençlik ve güzellik çağı geçicidir, onlar ölümlü birer varlıktırlar. Ama insanları ölümsüzlüğe ulaştıran en etkin araçlardan biri sanattır.
· Bu şiirin parnasizm sanat anlayışına uygun olan yönleri şunlardır: Parnasyen şair, duygudan çok tasvire, düşünceye, biçime ve söyleyiş güzelliğine önem verir. Bu şiirde de şair, duygu yerine düşünceyi temel almış, toplumsal bir olgu üzerinde durmuştur. Şair, şiire kendi duygularını katmamış, olaya objektif bakmıştır. Düşüncelerini anlatabilmek için benzetmelere, tasvirlere yer vermiştir. Anlatımda ise ses ahengine önem vermiş ilgiyi bu yolla sağlamıştır.
- Önceki
- Sonraki >>