KÂTİP ÇELEBİ - METİN İNCELEMESİ
On sene kadar zaman gece ve gündüz iştigal edip bîhad kütüb görmek ve ekser fünunu tetebbu etmek müyesser oldu.
Gâhi bir kitap görmeğe şevk düşüp gurûb-ı şemsten tulûa dek şema yanardı.
HENDESE BİLEN KADI İLE BİLMEYEN KADI
Bir kimesne, uzunluğu ve genişliği yüz arşın olmak üzere, bir tarlayı başkasına salıp teslim sırasında uzunluğu ve genişliği ellişer arşın iki tarla verdi. Aralarında anlaşmadilzlık olup bir kadıya vardılar ki hendese bilmezdi: "Hakkı budur" diye hükmeyledi. Sonra hendese bilen bir kadı bulup davayı dinleer; "Hakkının yarısıdır" dedi. Hak dahi budur: Bunların aslını bilmek murad eden riyaziyat görmeye heves eyleye.
Metin İncelemesi:
Biçim Yönünden:
Biçimi: Nesir (düzyazı).
Konusu: Geometri bilmeyen bir kadının, bir alım satım olayında verdiği yanlış karar anlatılıyor.
Dil özellikleri:
a) Dil sade, anlam açıktır.
b) Tümceler kısa ve canlıdır.
c) Kimi kelimelerin söylenişi günümüzden farklıdır: Kimesne (kimse), hükmeyledi (hükmetti) vb.
İçerik Yönünden:
Araştırmalar:
1. Tarlayı satan ile alan arasında çıkan anlaşmazlığın sebebi şudur: Satıcı, alıcı ile eni ve boyu 100' er arşın olan bir tarla üzerinde anlaşıyor. Oysa teslim sırasında satıcı, alıcıya eni boyu 50'şer arşın olan iki tarla vermek istiyor. Alıcı, bunu kabul etmediğinden anlaşmazlık çıkmış oluyor.
2. Davaya bakan ilk kadı, geometri bilgisinden yoksun olduğu için, boyutları 100'er arşın olan tek tarla ile 50'şer arşın olan iki tarlanın yüzölçümünü aynı sanıyor, bu nedenle yanlış karar veriyor. İkinci kadı ise geometri bilgisine sahip olduğundan, kafasında ya da kâğıt üstünde boyutları 100'er arşın olan tarlanın biçimini çiziyor, bunu ikiye bölüp "hakkının yarısıdır" diyerek doğru karar veriyor.
Bu olayla, bizlere de bir ders veriliyor: İnsanlar, doğru karar verebilmek için, karşılaştıkları konu üzerinde ayrıntılı düşünmelidirler, her türlü olasılıkları göz önüne getirmelidirler, deniyor.
3. Kâtip Çelebi'nin bu yazıyı yazmadaki amacı, yalnızca kadıların yaptığı yanlışlığı ortaya koymak değildir. O, kadı olacak olanların, büyük sorumluluklar taşıdığını belirtmek; doğru karar vermek, adaleti dağıtmakla yükümlü olduklarını dile getirmek istemiştir. Bu nedenle onların, sosyal bilimler alanında olduğu kadar, fen bilimleri alanında da kendilerini yetiştirmek zorunda olduklarını belirtmek amacını gütmüştür.
4. Kâtip Çelebi'nin bu kısa yazısı, bize, yaşadığı dönemin toplumunda adalete büyük önem verildiği, kadıların kültürlü insanlar arasından seçildiği ve kültürün önemsendiği fikrini vermektedir.
5. Bilmediğimiz ya da az bildiğimiz bir konuda tartışmaya girmemiz doğru değildir. Çünkü tartışmaya girenler, konuyu iyi algılayamadıklarından yanlış yorumlayabilirler, yanlış sonuçlara varırlar, sonun da zarara uğrayabilirler. Bu kısa yazının özünde, bize bu mesaj da verilmektedir.
6. Bir konuda tartışabilmek için, o konuda önceden yeterli araştırmayı yapmak, gerekli bilgiyi toplamak gerekmektedir. Sonra gözlemlerden yararlanmak, edinilen bilgileri akıl süzgecinden geçirmek, konuyu ayrıntılarına dek bir bütünlük içinde hazırlamak, tüm olasılıkları düşünmek ve gerekli değerlendirmeleri yapmak gerekmektedir. Değerlendirmelerde öznel yerine nesnel davranmak, bilimsel yöntemle neden-sonuç ilişkisi üzerinde durmakla tartışmaya hazırlanılabilir.
Tümümüzün çevresinde okula gitmeyen birçok kişi vardır. Eğitim görmemelerinin nedenleri arasında okulsuzluk, ekonomik zorluk, ailenin kültürü önemsememesi, sağlık durumu, çalışma zorunluğu gibi nedenler sayılabilir.
N. KARTAL, BİRSEN Y. 1990