Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

BİLLUR KÖŞK MASALLARI - TAHİR ALANGU

Billur Köşk Masalları, Tahir Alangu'nun derlediği on dört masalı içermektedir. Türk kültürünün temel değerlerinden olan masalların önemi büyüktür. Bu bakımdan Tahir Alangu'nun bu kitabı oldukça önemlidir.

Kitapta yer alan masallardan 'Billur Köşk ve Elmas Gemi' başlıklı masalın özetini aşağıya kaydediyoruz.

BİLLUR KÖŞK VE ELMAS GEMİ

ÖZET:

Zamanın birinde bir padişahın hiç çocuğu olmazmış. Olunca da yaşamazmış. Bir çocuk sahibi olmak isteyen padişah, gece gündüz Allah'a dua edermiş. Bir çocuğu olması için her şeyi yapmaya hazırmış.

Günün birinde bir kızı olmuş. Padişah buna çok sevinmiş. Devletindeki bütün âlimleri çağırarak kızının yaşaması için ne yapması gerektiğini sormuş. Âlimler de denizin altında bir köşk yaptırmasını ve kızını burada yetiştirmesini öğütlemişler.

Padişah, kızının yaşaması için her şeyi yapmaya hazır olduğundan hemen dedikleri şekilde bir köşk yaptırmış. Denizin altındaki bu köşkün yukarıda küçük bir penceresi varmış. Diğer yanları kapalıymış.

Padişahın kızı bu köşkte büyümeye başlamış. Hizmetçiler, giderek ona hizmet ediyorlarmış. Biraz büyüyünce sırasıyla âlimler giderek ona çeşitli ilimleri öğretirlermiş. Kız büyüdükçe hizmetçileri ve mürebbiyesi dışında kimseyle konuşamadığı bu köşkünde çok sıkılmaya başlamış. Bir gün odasındaki bütün eşyaları üst üste koyarak tırmanmış ve odanın küçük penceresinden dışarı bakmış. Dışarıda gördüğü gemiler, insanlar ilgisini çekmiş. Dadısına dışarı çıkmak istediğini, bunları görmek istediğini söylemiş. Dadısı da kızın bu isteğini padişaha iletmiş.

Kızının bir dediğini iki etmeyen padişah, hemen isteğini yerine getirmiş. Kız, yukarı çıkıp gezdikçe etrafı görüp tanımaya ve sevmeye başlamış. Aşağı inmek istememiş. Babasına, kendisi için denizin ortasında billurdan bir köşk yaptırmasını rica etmiş. Babası kızının bu isteğini de derhâl yerine getirerek denizin ortasında muhteşem bir köşk yaptırmış.
Sultanın bu köşkü, kısa zamanda, bütün dünyada meşhur olmuş. Dünyanın dört bir yanından insanlar bu köşkü görmeye geliyorlarmış.

Yemen padişahının oğlu da bu köşkün ününü duymuş ve babasından izin alarak İstanbul'a bu köşkü görmeye gelmiş. İstanbul'a geldiği gece köşkün yakınlarında gemisini demirleyerek köşkü seyre başlamış. Köşkünden etrafı seyreden sultan Yemen padişahının oğlunu görmüş. Ertesi gün şehzade gemisini tekrar Yemene yönlendirmiş. Bunu öğrenen sultan, babasından elmas bir gemi yaptırmasını istemiş. Padişah, kızının bu isteğini de kısa zamanda yerine getirerek elmastan bir gemi yapmış.

Elmastan gemi ve onlarca hizmetçisiyle Yemene doğru hareket eden sultan, Yemene varınca erkek bir kaptan kılığına girmiş. Gemiyi görmeye gelen meraklılara bu şekilde görünmüş. Şehzade de gemiyi görmeye gelmiş. Ancak sultan erkek kılığında olduğundan bir şeyden şüphelenmemiş.

Sultan, Yemen padişahının sarayının tam karşısında büyük bir konak kiralamış. Erkek kılığından çıkıp eski güzelliğine kavuşmuş. Şehzade oradan geçerken bu güzelliği görmüş ve âşık olmuş. Annesine gidip yalvararak karşıya taşman komşuya gitmesini ve onu kendine istemesini istemiş. Annesi de hediyelerle istemeye gitmiş.

Sultan, şehzadenin annesine olumsuz cevap verdiği gibi getirdiği hediyeleri hizmetçilerine dağıtmış. Şehzadenin annesi bunu görünce çok kızmış ve üzülmüş; ama oğlunu da kıramadığından pek bir şey diyememiş.

Şehzade annesine tekrar yalvararak "Hiç olmazsa bir kez olsun yüzünü görmeme müsaade iste." diyerek, annesini sultana göndermiş. Sultan da şehzadenin altından bir köprü yaptırmasını ve etrafına güller diktirmesini istemiş. Kendisi köprüden geçecek, şehzade de onu görebilecektir.

Şehzade kısa zamanda altından köprüyü yaptırmış. Sultan köprüden geçmeye başlamış. Ancak yolun ortasına gelince güllerden birinin dikeni yanağına batmış ve canı acıyan sultan geri dönmüş. Şehzade sultanı göremediğinden yine çok üzülmüş. Annesinden bir kez daha ricada bulunmasını istemiş. Şehzadenin annesi sultanın yanma giderek durumu öğrenmiş ve bir ricada daha bulunmuş. Sultan, şehzadenin köprünün sonuna bir mezar yaptırmasını, kendisi geçeceği zaman o mezarın içine girip beklemesini, mezarın başına gelip oradan geçerken kendisini o şekilde görebileceğini söylemiş. Şehzade söylenenleri yapmış.
Sultan dediği gibi köprüden geçmiş. Şehzade sultanı gördüğü anda sultan, gemicilerine emir vererek İstanbul'a doğru yola çıkmalarını istemiş ve gemiye binerek oradan ayrılmış. Şehzade o elmastan geminin sahibini öğrendiği gibi erkek kılığındaki kaptanın da bu kız olduğunu anlamış ve arkasından giderek İstanbul'da onunla evlenmiş. Daha sonra Yemene dönerek mutlu bir hayat yaşamışlar.

KİTAP ÖZETLERİ SAYFASI İÇİN ...

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi