Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

BERCESTE - BEYİTLER

Dil verdiğimiz yâre nigâh-i gazabından

Tasrîhe mecâl olmadı îmâ ile geçtik

                                                  Nâilî

***

Ders-i aşkın müşkilin Yahyâ nice halleylesin

Söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez

                                                 Ş.Yahyâ

***

Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürûr

Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne

                                                 Râsih

***

Künc-i mihnetde rakîbâ beni tenhâ sanma

Kâr ger sende yatursa elemi bende yatur

                                                 Bağdadlı Rûhî

***

Ger derse Fuzûlî ki “güzellerde vefâ var”

Aldanma ki şâir sözü elbette yalandır

                                                 Fuzûlî

***

Cihânda âşık-i mehcûr sanma râhat olur

Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur

                                                 Ş.Yahyâ

***

Derdim nice bir sînede pinhân ederim ben

Bir âh ile bu âlemi vîrân ederim ben

                                                 Nef’î

***

Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek

Eşkimi kıldı füzûn giryemi hûn etti felek

Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân

Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek

                                                 Yavuz Sultan Selim

***

Sînede bir lahza ârâm eyle gel cânım gibi

Geçme ey rûh-i revân ömr-i şitâbânım gibi

                                                 Nedîm

***

Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-i firâkız

Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden

                                                    Selîmî

***

Göz yaşlı gönül zülf-i perîşânlar içinde

Kaldım karanu gecede bârânlar içinde

                                                 Tâcî Bey

***

Eczâmızı hep rîk-i beyâbân-i gam itsek

Cânâne giden nâme-i hicrâna dökülsek

                                                 Nâilî

 

 1. Dilde gam var şimdilik lütfeyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne
Râsih

2. Ey aşk bildiğin gibi yak yık derûnumu
Bir kimsesiz belâzedenin hânumânıdır
Muallim Naci

3. Her şahsı harîm-i Hak’a mahrem mi sanırsın
Her tâc giyen çulsuzu Edhem mi sanırsın
Ziya Paşa

4. Bu dünyayı seninle sevmişim ben
Benim sensiz bu dünyâ nemdir ey dost
Kanî

5. Hâlsiz kâl ie irfân-ı Hudâ girmez ele
Mâlihulyâ ile müflis kişi Kârûn olmaz
Nesîb-i Mevlevî(XIX)

6. Ey ki âlemden haberdârım diyen, dünya nedir?
Bugünün yarını bilmezsin, eğer dün ya nedir?
Mehmed Şemseddin Sirozî(ö.1689)

7. Gülüm şöyle, gülüm böyle demektir yâre mu’tadım
Seni ey gül sever cânım ki cânâna hitâbımsın
Nedim

8. Sıkılma, bezme gel, bîgâne yok, dâvetlimiz ancak
Nedîma bendeniz var, bir dahi sultanımız vardır:
Nedim

9. Eyvah o üç çifte kayık aldı karârım
Şarkı okuyup geçti bir âfet var içinde

10. Derdim yok ey felek bana bir gam tedârik et
Bir başka zevk, başka bir âlem tedârik et.
Nevres-i Kadîm

11. Elbet gelen efsâne olur dehre Nazîmâ,
Bir gün de bizim hâlimiz efsânelik eyler.
Nazîm

12. Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım
Kurbanım olam var mı benim bunda günâhım
Nahîfî


13. Çeşm-i insâf kadar kâmile mîzân olmaz,
Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz.
Bursalı Tâlip

14. Diyâr-ı dilde bana hem-zeban bulunmadı hiç,
Lisân-ı aşkı bilir tercüman bulunmadı hiç.
Beşiktaşlı Neccarzâde Şeyh Rıza

15. Varsın yapılmasın dil-i virân-ı ehl-i derd
Yârabbi aşkı şehre yeni âdet olmasın
Vişnezâde İzzetî

16. Be ne hâcet ki diyem rûh-ı revanımsın benim
Gizlensem de âşikâr etsem de cânımsın benim.
Şeyh Gâlip

17. Biz o âşıklarız ki yâremiz merhem kabûl etmez
O gülzârın ateşindendir gülü şebnem kabul etmez.
Râmî Mehmet Paşa

18. Külâhın sat da dünyada yokuncul olma bir ferde
Cihanda kelle sağ olsun, külâh eksik değil serde
III. Ahmet



Elbet put olur öpülen eller, etekler
Elbet öpen oldukça olur öptürecekler.
Mithat Cemal Kuntay


Hak perestim, arz-ı ihlas ettim dergâh bir
Bir nefes tevhidden ayrılmadım Allah bir.

Toplanýp ehl-i hevâ her biri bir saz çalar
Çelebi, böyle olur bizde düğün dediğin.(?) Muallim Naci



Halk içinde mu'temer bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi

Kadd-i dildârı kimi ar'ar okur kimi elif
Cümlesinin maksûdu bir ammâ rivayet muhtelif.

Bir perî peyker mi var yanınca ağyâr olmaya
Var mıdır bir gül ki anın çevresi hâr olmaya.

Âh u efgân eylemek mirastır âşıklara.
Muhibbi


Yıkılıptır bu cihan sanma ki bizde düzele
Devleti çerh-i denî verdi kamu mübtezele
Şimdi ebvâb-ı saadette gezen hep hezele
İşimiz kaldi heman merhamet-i lem-yezele.

Elde istidat olunca kar kendin gösterir.

Âlem-i rahata benzer gibi iklim-i adem.

Atılmışım iki la-yeftenin meyanesine
Zemine anlatamam asûmana anlatamam

Fikr-i müstakbel ü maziyi bırak ârif isen
Böyledir hali zaman bir varmış bir yokmuş.

Âdemiyet dâd-ı Hakk'tır; her kula olmaz nasib
Sad-hezâr terbiye etsen bîedeb olmaz edib.
III.Mustafa


Devlet-i dünya ile âkıl olur mu şâdkâm
Âdeme vermez ferah genine bulsa hâbda
Müverrih Reşit


Bâğ-ı dehrin hem hâzânın hem bâhârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rüzgârın görmüşüz.

Ağla ey gözlerim ağla, ne gelir var ne gider.

Nâbî ile ol âfetin ahvâlini nakl et
Efsâne-i Mecnûn ile Leylâ'dan usandık.

Hadd-i zatında kim olmaya edip
Feleğin sillesi eyler te'dip.

Tövbe Yârabbi hata râhına gittiklerime
Bilip ettiklerime, bilmeyip ettiklerime.

Bir gün dimez o şûh ki âyâ murâdı ne
Çoktan bu kûye Nâbî-yi şeydâ gelir gider.

Sen gelmeyince hatıra bilsen neler gelir.

Biz cüz'e dahi küll demeğe muhtacız
Pervâneye bülbül demeğe muhtacız
Bu arsada muktezâ-yı âdâp budur
Hâr ise bile gül demeğe muhtacız.

Bende yok sabr u sükûn sende vefâdan zerre
İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kerre.

Kimmiş bizi men eyleyecek bâğ-ı cinândan
Mevrûs pederdir gireriz hâne bizimdir.

Nâbî her kimi görsen yürüdür hükmün nefsin
Hakk'ın bize gönderdiği fermân unutulmuş.

Cevr ile kimseye bîzâr etme
Sana cevr etse de âzâr etme.

Varma şekvâ ile bâb-ı şâha
Sana cevr ideni sal Allâh'a.

Hüsn-i hâl ile geçin herkes ile
Hoş dil ol herkes ü her nâ-kes ile.

Herkesin kavlini sâdık sanma
Cümleyi lik münâfık sanma.

Bahtım gibi tire kef-i ümmid gibi pest
Çeşmim gibi pür-ab u derunum gibi viran.
(Bahtım gibi karanlık ümit avucu gibi alçak...)

Sultan-ı gam neşimen edenden derûnumu
Sahra-yı kalbe leşker-i sevda gelir gider.

Geçirdi çaşnigir-i felek ol denlü vaktin kim
Neval-i arzu meydana geldi işteha gitti.
Nabi



Mir'ata bakma bir iki gün eyle tecrübe
Sabreylemek firakına müşkil değil midir?

Kamil odur ki her nefes âkibet endiş ola
Sonunu fikretmeyen sonra peşimân olur

Göz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mahım
Kurbanın olam var mı benim günahım
Nahifi



Dil verdiğimiz yâra nigâh-ı gazabından
Tasrîhe mecâl olmadı imâ ile geçti
Baharı neyleriz ol gül-i zârı gonca femin
Gülüp açılması bin nevbâhara değmez mi

Kadem kadem gece teşrîfi Nailî o mehin
Cihan cihan elem-i intizâra değmez mi

Ey Nâilî hamuşî mahz-i hikemdir ammâ
Eş'ârı böyle söyler üstâd söyleyince

Gülzârdan ol şûh-ı dil-ârâ ile geçtik
Güya ki nesimiz gül-i rânâ ile geçtik
Lutf u keremi Hazret-i Mevlâ ile geçtik.

Erbab-ı aşkın elde değildir iradeti
Heves-i cah ile cahil mütelaşi görünür.
Naili



Ne gam pür-ateş-i hevl olsa da gavga-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydan-ı gayretten.

Muin-i zalimin dünyada erbâb-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyâd-ı bîinsaftan.

Hayatından neden hiç iştibah etmezsin ey gâfil
Âcaib gördüğün her hâli istib'âd lazımsa.

Yere düşmekle cevher sâkıt olmaz kadr u kıymetten.
Olma kimsenin lutfuna, bedeli cevher-i hürriyetti.
Namık Kemal


Eşk-i dîde, dûd-ı dil, hûn-ı ciğer, sûz-ı derûn
Hep senin içindir sakın incinme kurban olduğum.
Nazım


Âdeti hûbların cev ü cefâdır ammâ
Bana ettiklerini kimselere etmediler.

Ey Necâti yürü sabreyle elünden ne gelir
Hûblar cevr ü cefâyı kime öğretmediler.

Âh eylediğim serv-i hırâmanın içindir
Kan ağladığım gonca-ı handânın içindir.

Ayağı yere mi basar zülfüne berdâr olanın
Zevk-i şevk ile ve

Esîr-i derd-i aşk u mest-i câm-ı hüsn çok amma
Biziz meşhûr olan Leylâ sana Mecnûn bana derler
Fuzûlî

Ey Fuzulî çıksa can çıkmam tarîk-i aşkdan
Rehgüzâr-ı ehl-i aşk üzre kılın medfen bana
“ “

Sorma aslın her kişinin, izzetinden bellidir
Sohbet-i irfan görenler, hizmetinden bellidir.
Nesimî

Kitab-ı kâinat esrar-ı hikmetle lebalebdir.
Şikâyet cehlden feryad bîidraklikden
Urfalı Nâbî

Şu felekte kimde var ise vefâ
Eksik olmaz ana ahbâb-ı safâ
Zarifî

SON EKLENENLER

Üye Girişi