SÖYLEDÜB NAZ İLE RUHSARINI GÜL... NAİL-İ KADİM
1. Söyledüb nâz ile ruhsârını gül gül mi eder
Bilmezüz gül mi eder mey seni bülbül mi eder
2. Süsülüb nîm kadeh bâde ile meclisde
Yoksa mestâne gözün kasd-ı tegaafül mi eder
3. Dağıdur kendüyi bir âh ile zülfünden gönül
Rind-î âvâre-reviş fıkr-i tecemmül mi eder
4. Cana âşık nice dağ ursun o sevdâ-geri-i nâz
Gevher-i can-geh-i hicrana tahammül mi eder
5. Bûy-ı zülfin ki ala havsala-i bâd-ı Bihişt
Şiken-i turra-i havraya tenezzül mi eder
6. Naili hâtıra-i bîm-i kazâ yok bizde
Rind-i agâh bu manâda te'emmülmi eder
NAİLİ
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İLE:
1. Naz ile söyletip de yanaklarını gül gül mü eder? Bilmeyiz, şarap seni gül mü eder (yoksa) bülbül mü eder?
2. İçki meclisinde yarım kadeh şarapla (hemen) süzülmeye başlar
Yoksa sarhoş gözün, âşığın durumunu bilmezlikten gelme kasdıyla mı böyle yapar?
3. Gönül, bir âh ile, senin zülfünde kendini dağıtır (zülfün gibi dağınık, perişan olur). Yolu yordamı, âdeti avarelik olan rind, (acaba) süslenme (güzel görünme) düşüncesinde midir de böyle yapar?
4. Âşık cana (kendi canına) nasıl dâğ vursun?
O nâz secdâ-geri (tüccarı), ayrılığın can azaltıcı cevherine tahammül mü edebilir? (O yükü taşıyabilir mi?)
5. Cennet rüzgârının havlası (koku alma merkezi) zülfünün kokusunu aldıktan sonra, Cennet hurilerinin turralarındaki (alna dökülen saçlarındaki) kıvrımlara tenezzül mü eder?
6. Ey Nailî! Bizde, geçmişte, Allah'ı kazasında korkma şeklinde hatırlanan bir şey yok, Agâh (bilgili, uyanık) olan (bir) rind, bu ma'nâda (hiç) düşünür mü? (Tanrı kazasından korkmanın boşuna olduğunu, ondan kaçınılmayacağını bilmez mi?)
İLGİLİ İÇERİK