ÂŞKIN Kİ ZÎR-İ PÂDA MUHAKKAR TÜRÂBIYUZ - NAİL-İ KADİM
GAZEL
Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün
Âşkın ki zîr-i pâda muhakkar türâbıyuz
Hüsnün hamîr-ı mâye-i nâz u ’itâbıyuz
Abdâl-ı ser-be-ceyb-i ferağuz ki ’âlemin
Hayrân-ı nâz u ni ’met-i pâ-der-rikâbıyuz
Çarhın fenâ-pezîr idügin gösterür bize
Câmın rübûde hâtır-ı resm-i hıbâbıyuz
Dervîş-i bî-nevâ-yı nemend-pûş u sîne-sâf
Ebr-i siyehde çarh-ı fenâ âfitâbuyuz
Olduk dür-i hakîkate ey Nâ ’ilî sadef
Kân-ı cevâhşr-i sühanün la ’l-i nâbıyuz
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Murakabeye dalan dervişler gibi başımızı önümüze eğmiş, dünyadan vazgeçmişiz. Dünya nimetleri karşısında ayağımız üzengidedir. (Bırakıp gitmeye hazırız)
Aşkın ayağının altında zavallı ve bakîr bir toprak parçasıyız. Güzelliğin, naz ve eziyet mayasının hamurundan yoğrulmuşuz.
Kadehteki şarabın içindeki hava kabarcıkları, dünyanın gelip geçici olduğunu bize nasıl da gösteriyor.
Keçe giyinmiş, temiz kalpli, yoksul ve nasipsiz dervişleriz ama, kara bulutların arasından doğan güneş gibiyiz.
Ey Naili, biz hakikat incisinin sadefiyiz. Bu inci bizim içimizdedir. Biz, söz cevheri madeninin saf lâkiyiz.
İLGİLİ İÇERİK