ÂŞÜFTE İDÜP DİLLERE NAZZÂRELERİN HEP - NAİL-İ KADİM
GAZEL
Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün
Âşüfte idüp dillere nazzârelerin hep
Bir bir tuyar esrârın o bî-çarelerin hep
Her subh tavâf eyleyerek ka’be-i kûyun
Bir yire gelür âşık-ı âvârelerin hep
La’lin ki olur meclis-i ervâhda mezkûr
Bir renge girer neşvesi mestânelerin hep
Yâd itse gönül bûs-ı leb-i tîg-ı nigâhın
Hamyâze çeker sînedeki yârelerin hep
Bir âh görür kârını ey Nâ’ilî-i zâr
Ferhâda hırâş-ı dil olan hârelerin hep
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Bakışların çılgın gönülleri kendine hayran eder sonra da o bîçârelerin ne kadar gizli sırrı varsa hepsini ortaya döker.
Evinin çevresinde dolaşıp seni tavâf etmek için kararsız âşıkların her sabah bir araya gelirler.
Ruhlar meclisinde hep dudağından söz edilir. Şaraba benzeyen dudağından sarhoş olanların neşesi de renkten renge girer.
Gönül bakışlarının kılıcının temasını duysa içindeki yaralar hemen esnemeye başlar uykuya dalar.
Ey ağlayıp inleyen Nailî eğer bir âh edersen onun gönülleri tırmalayan sesi Ferhâd’ın hesabını görür işini bitirir.
İLGİLİ İÇERİK