OLDU EŞKİM GÜLŞEN-ÂRÂ-YI HEVES CÛLAR GİBİ - NAİL-İ KADİM
GAZEL
Mef'ûlü / fâ'ilâtü / mefâ'îlü / fâ'ilün
Oldu eşkim gülşen-ârâ-yı heves cûlar gibi
Aktı gönlüm bir nihâl-i işveye sular gibi
Turfa mecnûnum ki peyderpey hayâl – i çeşm – i yâr
Tolanur etrafımı ser-geşte âhûlar gibi
Hep siyeh- pûş oldular kasd-ı şebîhûn-ı dile
Girdiler müjgânların bir renge câdulâr gibi
Bir nihal-i ahtır kaddin hevasıyle gönül
Sahn- ı gülşende hırâmân serv –i dil- cûlar gibi
Âb ü tâb-ı ta’at-ı ebkâr-ı nazmım Nâ’îlî
Ta’n eder âyine-i hurşîde meh-rûlar gibi
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Gözyaşım, heves bahçesini süsleyen ırmaklar gibi oldu. Gönlüm, bir işve fidanına sular gibi aktı.
Yeni, acemi bir deliyim, sevgilinin gözünün hayali etrafımı başı dönmüş ceylanlar gibi birbiri ardınca dolanır.
Kirpiklerin cadılar gibi bir şekle girerek, gönle baskın yapmak niyetiyle kara örtüye büründüler. Bir nihâl-i âhdır kaddin hevâsıyla gönül
Gönül senin boyunun havasıyla, gül bahçesinde salınan, gönül çekici serviler gibi bir âh fidandır.
Ey Nâ’îlî benim nazmımım el değmemiş, bâkir yüzünün parlaklığı, ayyüzlüler gibi güneşin aynasına ta’n eder.
İLGİLİ İÇERİK
NAİLİ – OLDU EŞKİM GÜLŞEN-İ ARA-YI HEVES CULAR GİBİ İNCELEMESİ