MÂRUZ Kİ ‘ASÂ-YI KEF-İ MÛSADA NİHANIZ - NAİL-İ KADİM
GAZEL
Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün
Mâruz ki ‘asâ-yı kef-i Mûsada nihanız
Mâr anlama mûruz ki teh-i pâda nihanız
Görmez bizi âyînede ger aks-dih olsak
Pîş-i nazar-ı akl-ı hôd-ârâda nihanız
Güncâyişiniz dide-i mecnunadır ancak
Nireng-i cemâliz ruh-ı Leylâda nihanız
Elmâs ise de kâr-ger olmaz bize merhem
Ol dâğ-ı cünûnuz ki süveydâda nihânız
Mûsa göremez tûr u şecerde bizi bi’l-lah
Biz şu’le-i sîmây-ı tecellâda nihânız Mûsa,
Derdiz ki devâ şîfte-i sıhhatimizdir
Aşkız ki nihân-hâne-i sevdâda nihanız
Destünde dağal-mühreyiz ey çarh-ı müşa’bid
Her lahzada bin çeşm-i temâşâda nihânız
Biz Nâ’ilî’yâ sözde füsun-kâr-ı hayâliz
Elfâzda peydâ dil-i ma’nâda nihânız
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Biz yılanız(biz yılan olmasına yılanız)ama, Mûsa’nın avucundaki asâda gizli olan yılanız. Bizi yılan sanma! Biz ayak altında ezilen bir karıncayız!
Biz, aynada kendini süsleyen aklın bakışı önünde gizliyiz! Aynada aksetsek bizi gözmez!
Biz yalnız Mecnûn’un gözüne yerleşmişiz, ona görünürüz! Güzelliğin tılsımıyız. Leylâ’nın yanağında gizliyiz!
Merhem elmas kadar değerli ve şifâ verici de olsa, bize tesir edip iyileştirmez. Biz”süveydâ “da gizlenmiş bir delilik yarasıyız! (Merhem içine elmas zerreleri karıştırılmış da olsa bize tesir edip azdıramaz. Çünkü biz “süveyda”da gizlenmiş delilik yarasıyız!)
Bi’llâhi(Allah’a yemin ederek söylüyorum) bizi Tur dağında ve ağaçta göremez! Biz, tecelli yüzünün ışığında gizliyiz!
Biz öyle bir hastalığız ki ilâç bizim sağlığımıza şaşar. Biz, sevdânın gizli evinde gizlenmiş olan aşkız!
Ey hokkabaz felek, senin elinde şekilden şekle giren bir hokkabaz topuyuz. Her an bin bakan (temâşâ eden) gözde gizliyiz.
Ey Nâ’ilî, biz sözde hayâl büyücüsüyüz! Şiirin sözünde görünüyoruz ama mânânın gönlünde gizliyiz!
İLGİLİ İÇERİK