SÎNEDE EVVEL NE MUHRIK ÂRZÛLAR VAR İDİ - NEDİM
GAZEL
Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün
Sînede evvel ne muhrık ârzûlar var idi
Lebde serkeş âhlar âteşli hûlar var idi
Böyle bî-hâlet değildi gördüğüm sahrâ-yı aşk
Anda mecnûn bîdler dîvâne cûlar var idi
Ben bugün bir nevbehâr-ı hüsn ü ân seyreylediğim
Tarf-ı destârında sünbül gibi mûlar var idi
Sen yine bir nev-niyâz âşık mı peydâ eyledin
Kûyuna yer yer dökülmüş âb-ı rûlar var idi
Ey Nedîm ey bülbül-şeydâ da ne için hâmûşsun
Sende evvel çok nevâlar güft ü gûlar var idi
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
İçimde eskiden ne yakıcı arzular vardı. Dudağımda uzun ahalar, ateşli hûlar vardı.
Bu gördüğüm aşk sahrası eskiden böyle sakin ve hareketsiz değildi. Orada çılgın salkım söğütler, deli deli akan akarsular vardı.
Ben bugün bir güzellik ve çekicilik ilkbaharı gördüm; sarığının bir kenarından sümbül gibi saçları dökülmüştü.
Sen yine yalvarıp yakarmağa yeni başlamış genç bir âşık mı buldun? Oturduğun yerin çevresinde yer yer dökülmüş yüzsuları vardı.
Ey Nedîm! Ey âşıktan çılgına dönmüş bülbül! Niçin suskunsun? Eskiden sen de çok sözler değişik makamlar vardı.
İLGİLİ İÇERİK