SÂKIYÂ HÛŞUM ALAN ZEMZEME-İ ÇENG MİDİR - NEDİM
GAZEL
Fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilün
Sâkıyâ hûşum alan zemzeme-i çeng midir
Yoksa destindeki peymâne-i gül-reng midir
Nağmene tîr-i nigeh pişrev olmakta meğer
Mutrıb ebrû da kemânınla hem-âheng midir
La'l-i handân mı yâhûd kûçe-i verd-i terde
Dest-i târâc-ı sabâdan çözülen deng midir
Perde-i şermi giderdin ruh-ı pür-tâbından
Kasd o gül-çehreye ey duhter-i ineb reng midir
Bir nihânice tebessüm de mi sığmaz cânâ
Söyle billâh dehenin tâ o kadar teng midir
Lezzetinden nice âb olmadın ol la'l-i terin
Meded ey sâgar-ı yâkût dilin seng midir
Ne bu nev nakş-ı tırâzende nedîmâ yoksa
Üstâd-ı kalemin hâme-i erjeng midir
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ
Şarap sunan güzel! Aklımı başımdan alan çengin nağmeleri midir, yoksa elindeki gül renkli kadeh mi
Çalgıcı! Bakışlarının oku nağmelerine öncü oluyor. Yoksa kaşın yayı da kemanınla aynı nağmeyi mi çalıyor?
Bu yakut renginde gülen bir ağız mı? Yoksa taze gülün sokağında sabah yelinin yağmalayıcı eliyle dağılan denk midir?
Parlak yanağından utanma perdesini kaldırdın. Ey üzüm kızı, amacın o gülyüzlü güzelin yüzünü renklendirmek mi?
Sevgilim! Allah’ını seversen söyle; ağzın o kadar dar mı? Belli belirsiz bir gülümseme de mi sığmıyor?
O taze dudağa dokununca lezzetinden nasıl eriyip de su olmadın? Ey yakut renkli kadeh! Bağışla, gönlün o kadar taş gibi mi
Nedim! bu yeni, süslü işlemeler nedir? Yoksa kaleminin ustası Erjeng'in kalemi midir?
İLGİLİ İÇERİK